Dünyanın yeniden paylaşım zamanı yaklaşıyor. Tıpkı 1. Dünya savaşı öncesi olduğu gibi, Balkanlar karışık, Plevne bölgesi karışık, Galiçya bölgesi karışık.
Ukrayna krizine bir başka açıdan yaklaşmakta yarar var. Osmanlı devleti bir dolduruşla 1. Dünya savaşına sokulmuş, yenilgi almamasına rağmen ,toprakları paylaşılmış orduları terhis ettirilmiş, Başkenti medeni ülke İngiltere tarafından işgal edilmişti.
Sevr anlaşmasının hükümlerini, devleti yönetenler büyük bir zevkle uygulamış, zamanın tarikatları ise alkışlamıştı. Basın, işbirlikçi zihniyeti parlatmış okuma yazma bilmeyen yurttaşları bağımsızlık savaşı verenlere karşı kışkırtmış idi.
Günümüzde durum, yüz yıl öncesinden pek farklı değil. Türkiye kimin yanında olursa olsun hiçbir pakt’ın bünyesinde herhangi bir savaşa kesinlikle girmemelidir. Türkiye, kimin müttefiki olarak savaşa girerse girsin, Türkiye’nin bulunduğu taraf, savaşı kaybedecektir.
Günümüzde, Türk toprakları, yeniden paylaşılmak isteniyor. Bu sefer başat güç ABD. Yardakçıları aynı. Bu sefer Rusları da haritadan silmek istiyorlar. İş bu saldırıların, organizasyonların ardında Fener RUM Patrikhanesinin olduğundan asla şüphem yok.
İçerideki ve dışarıdaki patrik severlere bir başka göz ile bakmanın vakti geldi. Yamyam ülkelerin büyük elçileri ile hem hal olanları yalnızca mobese sistemleri ile izlemek, tel. nı dinlemek yetmez. Daha ayrıntılı işler yapmak zamanı gelmiştir.
Artık bazı eylemlere planlamalara karşı koymanın, özel önlemler almanın vakti geldi. Demokrasi insan hakları lafları artık karın doyurmuyor. Yalnızca karın ağrıtıyor.
Devlet, yalnızca kısmi daraltılmış alanlarda değil, devletin yurttaşları ile teması bulunan her alanda yurttaşlarının safında yer almak zorunluluğu hasıl olmuştur.
Devlet yalnızca Müslüman’ım diyenlerin devleti değildir. Türk’üm diyenlerin de devletidir. İkisini birden baş tacı etmelidir. Bu alanlarda en küçük bir çatlağın oluşmasına izin verilmemelidir.
Yeni işgal güçlerinin emrine girmesi olası azınlıklar ,zümreler ve oluşumların budanma zamanı geldi. Bu saydığım oluşumlara liderlik edecek sabataistlere (parakundi- dönme- vs.) dikkat etmek ve zamanına yerine göre hazırlanmak vaktidir.
Uluslara arası ilişkilerde oyun içinde oyun her zaman vardır. Bu seferki oyunlar pek bir değişik. Çok dikkatli olunmalıdır. Bize ballı hedefler gösterenlere, ağzımıza bir lokma bal çalmaya çalışanlara karşı çok uyanık olunmalıdır.
Cephe gerisinde daha çok çalışılmalıdır. Bu Konuyla ilgili özel birlikler hazır edilmeli ,var olanlar güçlendirilmelidir. Ruslarında uyarılması uyandırılması zorunluluk haline dönüşmüştür. NATO’nun genişlemesi önlenmelidir.
Zamanında yurdumu işgal etmiş ülkelerin, diplomatik temsilciklerine- uzantılarına – bunlara bulaşmış hastalıklı unsurlara ,karşı önlemler hızlı ve doğu olarak alınmalıdır.
Ukrayna –Rus krizi aslında, batı ve Türkiye arasındadır. Yani Hilal –Haç gerilimidir. Bitmeyen bir savaşın parçasıdır. Tarih’in tekrar etmesine, izin verilmemelidir. Ani kararlardan kaçınılmalıdır.
Çin ise; her zaman, eskimeyen düşmanımızdır .Böyle bilmenin yararları çoktur.Bir ulusun gücü, düşmanlarının sıfatlarıyla ölçülür.
Görklü Çalap’ımız yar ve yardımcımız olsun. Görkemli selamları, az konuşup çok iş yapan, Yüce Türk ulusunun emrinde olanların üzerine olsun vesselam.
