Biraz da hayal kuralım. Öyle bir toplum olsun ki; yaşlıları yosunlu kayanın yüzeyinde, yüz yıl sonrasını görebilsin. Yaşlılar deneyimleri ile tatlı sözleri ile, tatlı sert davranışları ile yol gösterici olabilsin. Tıpkı Korkut Ata (Dede Korkut) gibi.
Aydınları; toplumun mutluluğu için fikirler üretsin. Aydınlar ürettikleri ile yüz yıl sonrasını aydınlatsın. Üretimleri ile yüzyıllar sonrasına ses versin. Tıpkı Yunus Emreler Evliya Çelebiler gibi. Aydınlar yurt dışı akımlardan etkilenmeden yüzde yüz yerli ve ulusun hayrına akımlar üretsin ve desin ki; Türk’üm -doğruyum -Çalışkanım.
Edebiyatçılar, dilde fikirde işte birliği oya gibi işlesin. Şairler buram, buram yurt kokan- aşkı anlatan- aşkın her türünden bahseden – kahramanlığı anlatan – şiirler okusun, yurdun yuvanın önemini anlatsın. Tıpkı Orhan Şaik Gökyay- Mehmet Emin Yurdakul- Yahya Kemal Beyatlı gibi, Aşık Veysel gibi.
Romancılar; bizi anlatsın, elin gâvuruna özenmesin, dedelerimizi romanlarına konu etsin. Dünümüzü anlatsın-bu günüzümüzü değerlendirsin, yarınlarımıza umut olsun, düşmanlarımızın kahpeliklerinden dem vursun, bize ihanet edenleri anlatsın. Tıpkı Ömer Seyfettin gibi.
Mimarlarımız İtalyanları- veya bir başkasını taklit etmesin, bizim kültürümüze yabancılaşmasın, bize yaraşır yapıtlar diksin, bizi anlatan şeyler yapsınlar. Tıpkı Mimar Sinanlar gibi.
Öğretmenlerimiz kendileri başta olmak üzere küçüklerini seven -büyüklerini sayan-Yalnızca ülkesi ve ulusu için çalışan- töresini bilen- bağımsızlığına düşkün, geleceğe güvenle yürüyen – kendi özüne güvenen birliğe ve beraberliğe önem veren, sürekli birlik ve beraberlik peşinde koşan- soydaşlarına yardım için çırpınan kuşaklar yetiştirsin. Çıkar peşinde veya günü kurtarma derdinde olmasın. Ak Şemsettinler gibi.
Dindarları o şeyhin, bu şeyhin peşinden koşmasın -ona buna biat etmesin yalnızca yüce Çalap’ımızın kulu olsun- dini inançlarını dünya çıkarlarına satmasın. Olduğu gibi görünsün. Tıpkı Süleyman Çelebi gibi.
Siyasetçilerimiz; birbirine hakaret etmesin, birbirlerinin kuyusunu kazmasın, ulusumuzu bölecek girişim ve söylemlerden uzak dursun, İyiliğe motor- kötülüğe fren olsun, Kendi çıkarları ile düşmanın çıkarlarını bir eylemesin. Sürekli doğruyu deyip doğruluğa yelken açsın. Saygılı olsun, saygıyı hak etsin. Kendi ulusuna yabancılaşmasın. Düşmanların sözlerine- kıymetli hediyelerine – kadınlarına aldanmasın. Varını yoğunu ulusunun çıkarları uğruna feda edebilsin.
Devlet yöneticileri suç işleme yollarını tıkasın-caydırıcı olsun, Suç işlemeyen- hapishane yollarını bilmeyen devletine sadık-ulusuna aşık insanlar yetiştirsin. Adliyeler işsiz kalsın. Kadınlarımız kızlarımız, yurdumuzda korkusuzca dolaşsın, saldırıya uğramasın. Çocuklarımız sokaklarımızda, parklarımızda özgürce, şen şakrak oynasın.
Çok bir şey mi, hayal ettim. Benim yarım bıraktıklarımı, eksik kalanları, varın sizler hayal edin. Güzel şeyler düşleyin ki güzellikler içinde kalasınız. Tüm güzellikler sizinle birlik olsun.
Görkemli ulu Çalap’ımızın görklü selamları, güzel şeyler düşleyen- ulusumuz için güzel işler yapan ulusuma aşık, kendi özünden diyen, geleceğimizi sağlıklı olarak hazırlayan, değerlerini üç kuruşluk menfaat uğruna satmayan, yosunlu kayada yüz yıllar sonrasını görüp, yüz yıllar sonrasına ses verenlerin üzerine olsun vesselam.