Amerika’nın ve dahi Amerikan bidonunun 24 Nisan’da yaptığı sözüm ona; Ermeni soykırımı yaptınız iddiası, üzerine pek çok şey söylendi. Söylenenlerin bir kısmı Bidona destek içeriğinde idi.
Söyleyene bakıldığı gibi söyletene de bakmak gerek. Yunan Başbakanı Türkiye’ye geldiğinde ilk işi Fener Rum patrik Hanesini ziyaret olmuştu. Ardından yaşanan rezaletin çek edildiği anlaşılıyor. Sayın patrik, patrik olmadan önce ABD vatandaşı idi.
Patrikle her görüşen, ne hikmetse Türk düşmanı kesiliyor. Ermeniler de Yunanlılardan pek geride kalmıyor. Kaçak güreşmeyi çok seviyorlar. Başları sıkışınca da kendilerini var eden, idamelerini sağlayan iradenin eteklerinin altına saklanıyorlar. Örnek Kıbrıs Rum kesimin başkanının son açıklamaları.
Amerika’yı var eden irade ile Yunanlıları var eden irade aynı. Amerika Ermeni lobisinin huzurunda diz çökmüştür. Ermeni lobisine biat etmiştir. Amerika kendi çıkarlarını değil efendilerinin çıkarlarını öncelemektedir.
Bir kez diz çöken daima diz çöker, her diz çökenin bir mazereti ve hikayesi vardır. Türk devlet aklını oluşturanlar, karar alıcılar, icracılar biraz düşünür, az çaba harcarlar ise; her daim ABD’ye diz çöktürürler.
Türkiye ne kadar ulusalcı (Milliyetçi) olursa, Çalışmadan kazanma anlayışını terk ederse, o kadar güçlenir. Güçlendikçe Acun’a (dünyaya) diz çöktürür.
Güçlenmiş bir Türkiye’nin ona buna kendini anlatması-kabul ettirmesi için kendini paralamasına ihtiyaç kalmaz. Tüm düşmanlarımız bizi desteklemek için -bizleri anlamak için sıraya girerler.
Yer yüzünde Müslümanları korumanın onlara lider olmanın yolu güçlenmekten geçer. Yeter ki İslam’ın ortaya koyduğu metodolojiye -sıralamaya uyalım. Yardımda da tebliğde de sıralamaya dikkat edelim. Önce: ana –baba- kardeş akraba-(kan bağı olanlar) mahalle- köy- kaza- il- ve yurt- akraba topluluklar ve devletler- sonra Müslüman topluluklar ve devletler.
Hayda bakalım ABD ye ve diğer ağa babalara diz çöktürmek için hazırlanmaya.
***
Yakın zamanda soydaşlarımızdan Kırgızlar kalleşçe acımasız bir saldırıya uğradılar. Adeta bir soykırım yaşandı. Türkiye çok cılız bir tepki gösterdi. Kırgız soydaşlarımıza yapılan saldırı bizlere şunu anlatıyor. Sırasıyla tüm soydaşlarımızla aramıza görünmez duvarlar örülmeye çalışılıyor. Türk dünyasının birleşmesinin önüne geçilmeye çalışılıyor.
Soydaşlarıyla arasına, soğukluk giren bir Türkiye! Ne din kardeşlerine; nede soydaşlarına yararlı olur. Hatta kendine bile hayrı olamaz.
Öyle ise: hem soydaşlarımızla-hem din kardeşlerimizle bir ve beraber olmanın çarelerini ısrarla sürekli olarak aramaya devam etmeli, mutlaka başarılı olmalıyız. Öncelikle soydaş ülkelerin kendi kendilerine her alanda yeterli olmaları için çaba gösterilmelidir.
Öncelikle Azerbaycan diğer soydaş ülkelere yardım edecek düzeye hızla getirilmelidir. Askeri -siyasi ve ekonomi alanlarında gelişmeler hızlandırılmalıdır. Azerbaycan yalnız kendini değil Tüm soydaş ülkeleri de düşünmek ve yardım etmek konumuna yükseltilmelidir.
Elde ettiklerimizi ve geleceğimizi kurtarmanın, İslam aleminin dertlerine çare olmanın en kısa ve garantili yolu budur. Gelecekte daha çok, Ermeniler-Rumlar-Yunanlılar- Tacikler ve daha niceleri bulunur ve devreye sokulur. Başımıza gelecek olası felaketler şimdiden bellidir. Kasap bıçağı yalamanın alemi yok.
Maksat hasıl oldu. Görklü Çalap’ımızın görkemli selamları, geleceğimizi soydaşlarımız la birlikte kurtarmak için çabalayan, İslam aleminin huzuru için kendi huzurunu feda edenlerimizin üzerine olsun vesselam.