Yeni değil kurulduğu günden bu yana Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Yeniden Yapılanma üzerine kafa yoruyor.
Her döneminin kendine mahsus dili ve yaklaşım perspektifi oluyor. Bazıları konsept diyor ya buna…
1929 Dünya Ekonomik Buhranı’nda da genç Cumhuriyet yeniden yapılanma üzerine çok kafa yordu. İktisadi hayatımızın gelişmesi yeni devletin can damarıydı. Dünya ekonomik bunalımından kurtulmak için yeni yollar arandı.
Gerek İktisat Kongreleri gerekse Ziraat Kongreleri bu ilk dönemin yeniden yapılanmada pozitif yaklaşımlarıydı. Birçok yeni proje masaya yatırıldı. Yeni bürokratik yapı canla başla hayatını heder etti. Canla başla çalıştılar.
Çok yanlışlar da olmadı değil…
Sonra İkinci Dünya Savaşı dönemi…
Karne dönemi…
Yeniden milletleşme dönemi…
Savaşı en az zararla atlatma melekesi…
Melekesi ya da vehmi…
Olsun… Türkiye yine de bu dönem önüne çıkan badireleri en az zararla atlatmayı bildi. Sonra 46 ruhu…
Çok partili hayata geçiş…
NATO cephesinde yer alış…
Batılı müttefiklerle güvenlik stratejileri ve yeni korku algıları…
Komünizm tehdidi…
Ellili yıllar. Demokrat Parti dönemi… Halk mı kurdu? Ne gezer… CHP içinden Dörtlü Takrir…
Çok partili hayata geçiş bir batılı konseptin izdüşümünden başka nedir ki?..
Olsun… Yine başına gelebilecek felaketleri atlatmayı bildi diyelim…
Ellili yıllar… Kalkınma arayışları…
Toprak ağalığından sanayici tipine dönme gayretleri…
Ve darbe…
Yeni anayasa…
Planlı yıllar…
Planlama döneminde Sezai Karakoç Bey “Plan ve Pilav” diye dalga geçse de birçok beyin Planlama Teşkilatı’nda Türkiye’nin kalkınması için yeni modeller aramadı değil… Özal da oradan çıktı mesela…
Demirelli yıllar…
Ecevitli yıllar.
Bir Demirelli bir Ecevitli yıllar…
12 Eylül öncesi…
12 Eylül darbesi…
12 Eylül sonrası…
Hepsinde devletin yeniden yapılandırılması etrafında yeni model arayışları olmadı değil… İnsanların çoğu darbe ve etrafında gazeteci spekülasyonları yapsa da teknokratlar ve bürokratlar yahut da akademisyenler arasında yeniden yapılanma için fikirler üretenler çıktı.
28 Şubat öncesi, sonrası…
Vesayetten kurtulacağız arayışları, demokratikleşme, açılım ve daha neler…
***
Birçok kanun, kararname vesaire…
***
Şimdi de KHK ile yeniden yapılanmanın arayışı içerisinde bu ülke…
Bir takım insanlar elbette hükümete ve devlet yönetişimine akıl vermeye başlamışlardır eskiden olduğu gibi…
Kimilerine ‘mal bulmuş mağribi’ gibi sarılan siyasetçilerimiz olabilir ama yeniden yapılanma dönemlerinde en fazla ihtiyaç duyduğumuz şey radikalizmin bir çocukluk hastalığı olduğunu unutmamak ve kanun ya da kararnamelerin öyle her şeyi çözecek kudrette olmadığını bilmek şuurudur.
Yani Cârî’nin söylediği gibi asırlar evveli, “devlet aheste gerektir”… Acele işe şeytan karışır…
Kapatmalar Üzerine
KULELİ en sevdiğim nadide kıyı mimarilerinden biri…
Pazıl oyununda da en çok sevdiğim, montajı en zor pazıllardan biri…
Üç saat sürdü bundan yirmi yıl önce evi boyatırken bir kenarda yaptığım Kuleli pazılı…
Kız Kulesi’nden bile güzel…
Boğaz’ın incisi…
Kapatılmış şimdi…
Otel mi yapılacak?
Sakın ha?
Belki müze olur…
Ayasofya gibi…
Ya Harp Okulu… Harp Akademileri… GATA…
Darbeciler sadece oralardan mı fışkırdı?
Diyanet de kapatılmalı o zaman…
Din Şurası’nda Sayın Başkan’ın da itiraf ettiği gibi bu virüs içimize girerken Müslümanları Allah ile aldatırken çoğunun gıkı çıkmıyordu. Hatta müşterek mahfilleri vardı…
O zaman o da kapatılsın…
Sonra bütün bu darbecilere temiz kâğıdı veren MİT…
O niye bu yeniden yapılanmadan nasibini almasın?
Ayrıca Fuat Avni taklitleri nereden çıktı?
Başbakanlık’tan…
Şimdi Başbakanlığı da mı kapatalım?
Ve ve en önemlisi…
Bütün bu işlerin başlangıcı olan o iğrenç kul hakkı yemelerin mihveri olan sınavlar…
Çalınan sorular…
Bütün bu melanetin, bu paralel yapılanmanın metodolojisi sınavlar soru çalmalar nerenin sorumluluğunda?
YÖK mü?
ÖSYM mi?
Onlar niye kapatılmıyor?
Ne güzel o yatak odalarını seyretmeye pek meyilli, insanları dinlemeye pek meraklı Bilişim cart curtu kapatıldı. Sayın Erdoğan da orasını melanet yuvası diye damgalamıştı. Yüzde yüz haklı…
Hatta ben yeniden yapılanma için çok radikal bir çözüm sunuyorum şimdi…
Öyle ya yarım yamalak çözümlere cevabım radikalizmin çocuk hastalığı olduğu idi… O yüzden tam radikal çözüm… Devleti iptal edelim. Yeni bir devlet kuralım…