Mahalli İdareler Seçimi yaklaşıyor. Partiler aday adaylarının anlamsız yarışına yakında son verecek. Bazı yerlerde ön seçim filan yapılıyormuş. Delegelerin görüşlerine, partililerin iradesine başvuruluyormuş. Duy da inanma!
Aday adayları şehri temizlemek iççin çıktıkları yolda şehri kirletmeye başladılar. Daha şimdiden şehirle kirlendi. Görüntü kirliliği aldı başını gitti. Her ne yana baksan kelle resmi gözlerimizi iğfal ediyor. Bıyıklı bıyıksız herif kelleleri bilbordlardan üstümüze sıçrıyorlar. Kocaman kafalar, orada niçin durduklarını bilmeden bize sırıtıyorlar. Acaba ne umuyorlar? Seçen, seçecek olan biz değiliz ki onları!
Onlar da bunu biliyorlar ve genel başkanlarının geçeceği yerleri afişleriyle donatıyorlar.
Demek ki genel başkanlara hitap etmek lazım bu görüntü kirliliğini önlemek için…
Evet şimdi hepsine tek tek sesleniyorum.
Aziz ve çok kıymetli genel başkanlarım!
Hepiniz birer imparatorsunuz. Alınmayın canım. Vazgeçtim. Hepiniz birer şehir krallarısınız. Hani ispanya şehir kralları vardı ya… Mesela Kristof Kolomb Amerika’yı daha doğrusu Hind kıtasını keşfetmek üzere yola çıkmıştı ya. Bizim padişaha da başvurmuş ama anlaşılamamıştı. Yani efendimiz böyle maceralara sponsorluk yapmamıştı. E canım kendi evladı uçan general Hezarfen Ahmed Çelebi için sponsor olmayan elin gâvuruna mı sponsor olacaktı?
İtalya’da da şehir devletleri özellikle liman devletleri deniz yollarını ele geçirmekle, kurdukları donanmalarla bir zamanlar büyük inisiyatifler elde ettiler.
Tamam demokrasi varmış gibi gözüküyor ama kendi kendimizi kandırmayalım. Netice itibariyle tek seçici sizlersiniz. Bunu da anlayışla karşılıyorum. Bir sürü sonradan görme insan hiç hakkı olmadığı halde sizin karizmalarınızın gölgesinde bizzat size ait olan erki niye paylaşsın ki?…
Başta Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a yalvarıyorum. Kimisi sizinle beraber çektirdiği fotoğrafı afişine koyarak propaganda yapmaya kalkıyor. Kime? Kendi partilisine yahut doğrudan size…
Öyle ya daha belli değil aday olacağı…
Sizin bu türden -köylü ya da şark kurnazlığı demem köylüye ve Büyük Doğuya hakaret olur- komik propagandaya prim vereceğinize inanmıyorum. Diğer genel başkanların da…
O halde gelin birlikte ya da ayrı ayrı karar verin ve şehirlerimizi bu çirkinliklerden kurtarın. Yasaklayın… Sizinle birlikte çektirdikleri yahut müstakil fotoğraflarını afişleyerek halkın göz zevkini bozmasınlar. Bir tamim yayınlayın ya da seçim işlerinden sorumlu yardımcınıza söyleyin –vallahi siz bile muhatap olmayın bu sefillerle- parti içi bir yazışma yapsın ve o metinlerde densin ki: belediye başkan adayları ve aday adayları sadece yapacakları işlerle vaat ettikleri projeleri halkla paylaşsınlar asla kendi suretlerini bastırdıkları afişleri oraya buraya yapıştırtarak hizmet edecekleri şehri kirletmeye daha şimdiden başlamasınlar.
Olur mu aziz başbakanım, saygıdeğer Kılıçdaroğlu, sevgili Devlet ağabeyim.
Lütfen ve de Allah rızası için bu kararı bir an evvel verin. Yoksa yapılacak olan fuzûlî masraflar hanenize fuzûlî yere günah olarak yazılacak.
Yazık değil mi?
Haksızlık değil mi?
Kul hakkı değil mi?
Onlara deyin ki; hatta mümkünse bir iç hizmet eğitimi başlatıp o derslerin açılışında altını çize çize anlatın ki belediye başkanı demek şehir emini demektir. Allah beldeleri-şehirleri emin ellere emanet ediniz buyuruyor. Şehremini İstanbul’da bir semt adı değil yalnızca. Şehremininin ruh planını madde planından evvel inşa etmezsek vay halimize!…
Üstad Necip Fazıl diyordu ki: “Kör bir şoförün sürdüğü otobüste bulunmak mı, bediî idrakten mahrum belediye reisinin yönettiği şehirde yaşamak mı daha tehlikelidir derseniz; ikincisi daha tehlikelidir derim”…
Bu söz bütün belediye başkanı olacaklara şifre olmalı. İlke olmalı. Başlarında Demokles’in kılıcı, ya da Ömer’in kılıcı olmalı…
Karizma, fotoğrafın yalnızca lider tarafından kullanılmasına cevaz verir. Aslında İslam’da suret de memnudur. Bu kadarı da fazla yahu…
Lütfen imana gelelim ve biraz da hizmet için, halkın mutluluğu için, şehirlerin tarihî dokusunun korunmasına yönelik estetik vaadler ve çevre duyarlılığı yüksek kentsel dönüşüm planları için yapacaklarınızı afişlerinize taşıyınız. Suratınıza hiç ama hiç kimsenin ihtiyacı yok. İhtiyacı olmadığı gibi tahammülü de…
Siz yoksa artist misiniz?