Dr. Lütfü Şahsuvaroğlu
Dr. Lütfü Şahsuvaroğlu

Galip Erdem’i Hatırlamak Üstüne…-2

featured

Ülkenin makûs talihini yenmede diğer takımların da rol aldığını kimse inkâr edemez. Ama takımın neredeyse tamamına yakını şehit olan takım Beşiktaş’tır.

Beşiktaş bir Türk futbol takımının adı… Ancak herkesin zannettiğinin aksine onun kulüp kimliğinde futbolun payı sonradan artmıştır. Beşiktaş üç büyüklerin diğer iki takımı Galatasaray ve Fenerbahçe gibi önce bir futbol takımı olarak kurulmamıştır. Beşiktaş’ın kuruluş tarihi 1903.

Beşiktaş bir jimnastik kulübü olarak kurulmuş…

19 Mart 1903. Ahmet Fetgeri Bey, 31.10.1931 tarihli Olimpiyat mecmuasında anlattığına göre kulüp kurma fikri Galatasaray Lisesinde okuyan Mehmet Şamil’den doğmuş ve mahallenin gençleri beden eğitimlerini geliştirmek için bir araya gelmişlerdir. Kulübün ilk başkanı da diğerlerinden biraz daha büyük olan Mehmet Şamil Beydir.

Beşiktaş’ın futbol macerası Balkan Savaşı ile at başıdır.

Beden eğitimi, barfiks, paralel, aletli ve aletsiz jimnastik ve güreş gibi spor faaliyetleri ile meşgul olan ve Yıldız Sarayı’na yakın bir yerde faaliyet gösteren Beşiktaş’ın futbolla tanışması 1911 yılında olmuştur.

Bilindiği gibi 1911 – 1912 yılları İmparatorluğu yıkan sürecin doruğuna eriştiği yıllardır. Balkan savaşları sırasında yaşanan büyük bozgun ve ardından gelen 1. Dünya Savaşı yıkımı Kurtuluş Savaşı’na kadar bütün bir milleti sosyal psikolojik açıdan derin dönüşümlere uğratmıştır.

Salahattin ve Alaattin Mizanoğlu adındaki iki kardeş, Galatasaray Lisesi’nde okumaktadırlar. Bu iki kardeş okuldan getirdikleri topla Valideçeşme’de kendilerine katılan Şeref, Kâzım, Asım, Dr. Mehmet, Hakkı, Ziya, Bedri ve Nuri ile top oynamışlar ve Valideçeşme Futbol Kulübü adını alan bir takım meydana getirmişlerdir. Bu takım 1911 yılında Beşiktaş kulübüne katılarak Beşiktaş Futbol Kulübünü teşkil etmişlerdir.

Şeref Bey, bu futbol kulübünün yöneticisi olmuş fakat Balkan Harbinin kızışması dolayısıyla kulüp faaliyetlerine ara vermiştir. Ardından gelen 1. Dünya Savaşı da kulübün toplanmasını önlemiştir.

Kulüp yöneticisi Şeref Bey, Romanya’daki kolordudan terhis olup gelince arkadaşlarını toplayıp “Beşiktaşımızı canlandıralım” diyerek kulübün yeniden şekillenmesine önayak olur. Kulüp üyelerinin çoğu askerden yeni yeni dönmektedirler. Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü futbol takımı, ilk maçını 1918 Kasım’ında Baltalimanı çayırında Rumelihisarı takımı ile yapar. Böylece milletin makûs talihi ile birlikte çözülme süreci yaşayan takım 1. Dünya Savaşı sonrasında derlenmeye toparlanmaya başlar.

Türk Ocakları 1912 Balkan bozgunu sırasında kurulurken Beşiktaş Kulübü üyeleri askerde olduklarından takımlarının başında değillerdir.

Beşiktaş Kulübü ilk başta hepsi Kafkasyalı-Dağıstanlı ve Çerkez gençlerin bir araya gelip kurdukları jimnastik kulübü iken bu kulübün futbolla tanışması Erzincanlı bir memurun oğlu olan Şeref Bey sayesinde olmuştur. Erzincan eşrafından Hacı Yusufzadelerden gümrük memuru Mehmet Bey’in oğlu Şeref 1894 yılında Beşiktaş Valide Çeşmesi Dibek Sokağında 14 numaralı evde dünyaya gelmiş, Beşiktaş Mülkiye Rüştiyesi’ni bitirip Fransız mektebine kaydolmuş; bu arada da futbola aşkı artmıştır. Kurduğu mahalle takımını Beşiktaş Jimnastik Kulübüne sokmağa karar vermiştir. Daha sonrasını Beşiktaş 2008 Takviminden okuyalım:

Yaz tatili geldiğinde mahallelerine 200-300 metre uzaklıkta bulunan Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübüne gidecek, oradaki idarecilere başvuracak, kurduğu futbol takımının bundan böyle Beşiktaş kulübünün himayesinde faaliyet göstermesini teklif edecektir. Peki birçoğu o şatafatlı askeri üniformalarla dolaşan idarecilerden, koca şampiyon Kurtdereli’nin, boksör Kemal’in, Hoca Şevket’in, Ahmet Fetgeri Bey’in ve devrin birçok ünlü sporcusunun idman yaptığı kulüp sahasında kendilerinin spor yapmasına izin almayı nasıl başaracaktır? Üstelik henüz 17 yaşındadır.

O doğma büyüme Beşiktaş’ın çocuğu Ahmet Şerafettin’dir. Semtte büyük küçük herkes tarafından çok sevilmektedir. Bilgilidir, terbiyelidir, kibardır. Etkili konuşma üslubuna sahiptir. Tuttuğunu koparak bir gençtir. 1911 yaz tatilinde birlikte futbol oynadığı arkadaşlarına düşüncesini açar.”

…gençler Beşiktaş Kulübünün Akaretler’deki binasına gider. Genç Şeref, orada etkileyici bir konuşma yapar sonunda Fuat Balkan, Mahzar Kazancı, Ahmet Fetgeri beylerin oluru ile gençlerin istekleri kabul edilir. Böylece ferdi sporların yanında bir takım sporu da Beşiktaş bünyesinde yerini alır.

İlk futbol takımının kadrosu şöyledir: kaleci Resul, savunmada Rıdvan, Behzat, orta sahada muallim Sırrı, şair Kâzım, Sabri, Halil, forvet oyuncuları İzzet, Mehmet, Asım, Şeref, Fahri. Bu ilk takım lige katılmaz ama Arakas Ermeni kulübünü ve Bakırköy’ün Tatavla Rum takımını yener. Şeref Bey, takımını hem kadro olarak hem de taraftar olarak genişletmeye devam eder. Kendisi de Darülfünun’da okumaya başlar. Maarif Nazırının özel izniyle 17 yaşında Darülfünun’un Edebiyat şubesine kaydolur. Burada Hüseyin Cahit Yalçın ve Hamdullah Suphi Tanrıöver ile tanışır. Buradan genç bir muallim olarak mezun olur. Hem muallimlik hem futbol kulübü yöneticiliği yapar.

Hem takımda oynar hem yöneticilik yapar Şeref.

Galip Ağabeyin yıllar sonra söylediği gibi “Beşiktaş’ı içine düştüğü durumdan yine Beşiktaşlıların azim ve kararı kurtaracaktır.” Takım ruhu çok önemlidir. Şeref Bey bir takım ruhu ortaya koymuştur. Bu sırada kulüp başkanlığına 1911 yılında Müşir Fuat Paşa getirilmiştir. Paşa 76 yaşındadır, yaşı çok ilerlemiştir ama iki yıl kulüp başkanlığı yapan paşa o kadar uzun yaşar ki, 1931 yılında dünyaya gözlerini yumar ancak.

Şeref Bey 1. Dünya Savaşı çıkınca yedek subay olarak Romanya cephesinde görevlendirilir. Beşiktaş futbol kulübünün bütün oyuncuları değişik cephelerde savaşa giderler, vatan hizmetine koşarlar.

Takım 8 şehit verir. 11 kişilik takımdan tam 8 şehit!.. Dr. Ali, Dr. Mehmet, Rıdvan, Sadi, Behzat, şair Kâzım, Asım…

Savaş sonrası Şeref Bey takımı tekrar toplar ve böylece Beşiktaş futbol takımı gerçek anlamda tekrar kurulmuş olur.

Kitabın sonunda Beşiktaş’ın, milliyetçiliğin ve Türkiye’nin kronolojisiyle ilgili özeti gözden geçirdiğinizde birebir bir ilgiden bahsedebilmek mümkün olmasa da inişleri çıkışları; şampiyonlukları yahut krizleriyle takımla hal ü pürmelalimiz arasında bir ünsiyetin olduğuna kuşku yoktur.

Hareketi Kafkasyalı gençler kurmuştur.

Türk milliyetçiliğinde ve ülkenin kaderini tayinde de Kafkasya ve dış Türklerin taşıdıkları ideolojilerin büyük tesiri vardır.

Gerek Sultan Galiyev, gerek İsmail Gaspıralı, gerek Hüseyinzade Ali, gerek Yusuf Akçura, gerekse Ahmet Ağaoğlu Türk milliyetçiliği hareketini ve dolayısıyla Türk düşüncesini etkileyen dış Türklerden beyinlerdir.

Beşiktaş Jimnastik Kulübü her ne kadar Kafkasyalı seçkin ailelerin çocukları tarafından kurulmuşsa da futbol kulübünün kurulmasında ve takımın kitleselleşmesinde Erzincanlı Şeref Beyin önemli rolü vardır.

Türk milliyetçiliği hareketinde her ne kadar dış tesirlerden bahsedilse de son tahlilde Anadolu insanı ve fikriyatı bu ideolojiye damgasını eninde sonunda vurmayı bilmiştir.

Ülkenin makûs talihini yenmede diğer takımların da rol aldığını kimse inkâr edemez. Ama takımın neredeyse tamamına yakını şehit olan takım Beşiktaş’tır.

1919 yılında artık futbolda da vardır Beşiktaş. Ama Ali Sami Yen bu kulübü, Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’na almaz. Beşiktaş da bu sefer diğer takımlarla birlikte Türk İdman Birliği’ni kurar. 1919-20 yılında Beşiktaş Türk İdman Birliği İstanbul şampiyonu olur. Ali Sami Yen de Beşiktaş’a artık daha fazla muhalefet yapamayacağını anlayınca Beşiktaş etrafında toplanan 11 takımla ittifakı yeniden kurma becerisi gösterebildi. 1923 yılında yani Türkiye Cumhuriyeti kurulurken Beşiktaş da bu ittifakın İstanbul şampiyonluğunu kazandı.

Cumhuriyetin onuncu yılında da şampiyon olan takım yine Beşiktaş’tı.

1939 yılında İstanbul Ligi şampiyonluğunu kazanan Beşiktaş, bundan sonra beş Sezon üst üste şampiyonluğu kaptırmaz. 1939-1943 arası tam beş sezon şampiyonluk!

1940-1941 sezonu Beşiktaş namağlup unvanıyla şampiyon olur.

Unutulmaz bir sezondur bu.

Lig maçlarının tamamını kazanan namağlup şampiyon olan Beşiktaş kırılması zor bir rekora imza atmıştır. 18 lig maçında rakip takımların filelerini tam 84 kez golle süsler.

Bu sezonda Mehmet Galin isimli bir vatandaşın Beşiktaş Süleymaniye maçında simsiyah giyen Beşiktaşlı oyunculara “Haydi Kara kartallar!” diye bağırması takımın bundan böyle kara kartallar olarak anılmasına vesile olur.

Halktan bir kişi Beşiktaş tarihini yazmaktadır handiyse…

Halkın takımına ancak böyle isim konabilirdi…

1943 – 1944 sezonu Fenerbahçe şampiyon olur. Beşiktaş Fenerbahçe’yi takip eder. 1944 – 1945 sezonu tekrar şampiyon olur Karakartal.

Bu sezon Vefa’yı 10-1 yenen Beşiktaş, Galatasaray’ı da 5-1’lik skorla devirir. İkinci yarı Fenerbahçe 2-0’la mağlup olur, İstanbulspor ise 9-0’la… Tam 16 galibiyet, iki beraberlik ve yediği on gole karşılık attığı yetmiş gol…

Mehmet Ali, Faruk, Yavuz, Hristo, Sasopulos, Cahit, Ömer, Hüseyin, Saim, Rıfat, Ali, Nuri, Sabri, Hakkı, Kemal, Şeref, Vecdi, Eşref, Dursun’lardan oluşan kadrosuyla Beşiktaş, İstanbul Ligi başlayalı 7 sezon olmasına rağmen 6 kez şampiyon olmayı başarıyordu.

 

DEVAM EDECEK

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!