Dr. Lütfü Şahsuvaroğlu
Dr. Lütfü Şahsuvaroğlu

Fuko Sarkacı ve Milliyetçi Dip Dalganın Hareket Felsefesi

Foucault’nun iktidar anlayışı Nietzsche’nin güç istemine dayanır. 

Hani şu bizim ‘güç tapınması ve üstün ırk nazariyesi’ne kapı aralayan seçkincilik travması… 

Nietzsche, güç isteminin ‘pozitif bir değer yüklenmiş kendilik’ olduğunu söyler.

Foucault “iktidarın baskıcı değil de yaratıcı olduğunu” söylediğinde onun Nietzsche’yi takip ettiğini anlıyoruz.

Foucault Sarkacı gibi dünyanın kendi ekseni etrafında döndüğünü anlamamızı sağlayan bir devinimdir iktidar süreci aslında…

Foucault’ya göre iktidar, kendi örgütlenmelerini kendileri oluşturan, güç ilişkilerini dönüştüren, güçlendiren ya da tersine çeviren bir süreç… 

İktidar her yerdedir. İktidarın bu kaçınılmaz her yerdeliği, bir noktadan ötekine uzanan her ilişkide üretilmesinden kaynaklanır. İktidar her yeri kuşattığından dolayı değil, her yerden çıktığından dolayı, iktidar ne bir kurum ne bir yapı; ne de bize bahşedilmiş belirli bir güçlüktür.

İktidar toplumlarda bulunan bir karmaşık stratejik duruma verilen addır.

Foucault’nun söylem kuramı tarihe bağlıdır, tarih, yapısal etkilenmelerin yeniden yapılanması içinde ‘pratikler/kurallar, görünen / görünmeyen, bilgi güç sınırları’nda çalışır. Bilgi/güç ne görünürdür ne de görünmez. Fakat bilgi ve güç, görünenin pratik edilmesidir; çünkü bilgi/güç sadece görünürde düzenleyicidir.

İktidar da bu anlamda görünenin dizaynı, bozulması, yeniden dizaynı anlamında değerlidir. Mutlaka bir esrar, bir kenarda unutulmuştur. 

Mesele bir kenarda unutulan bu esrarın yeniden bir başka iktidar süreci hazırlayıp hazırlamadığı meselesidir. Ya da hazırlayabilme imkân ve kabiliyetlerini kullanıp kullanamadığı meselesi… 

Elbette ki burada riskler, alternatifler, tercihler devreye girer. 

Bugün için kendiliğinden meselesi küresel etkileşimlerden vareste değildir. Emperyalizm sorunu, küresel kurgular, iç ve dış bağlantılar ve beklentiler Foucault sarkacının eteklerinde tutamaklar aramaktadır. 

Foucault’ya göre söylemin üretimi, birikimi, dolaşımı ve işleyişi olmadan iktidar ilişkileri ne yerleştirilebilir, ne güçlendirilebilir, ne de üretilebilir. Foucault, insan ruh, birey, insan bilimleri gibi modern kavramların aslında, iktidarın insan bedenini kuşatmak için geliştirdiği söylemin ürünü olduklarını düşünür ve söylemi, bilgi ve iktidar ilişkilerinin iç içe geçtiği bir öğe olarak tanımlar. Foucault, ayrıca söyleme, iktidarın bilgiyi ortaya çıkardığı, bilginin de bu iktidarı genişletip güçlendirdiği bir çark olarak da bakar.

Böylece üretimi, birikimi, paylaşımı, dolaşımı, işleyişi süreçleriyle birlikte iktidar kendine mahsus bir söylem geliştirir ama bu söylem zamanla onun yıkımı için de malzemelerin üst üste yığılmasına sebep olur. Yeni bir çarkın kurulması karşısında eski iktidarın dişlileri kırılabilir.

Türkiye’de çok güçlü iktidar talepleri olsa da üretimi, birikimi, dolaşımı ve işleyişi bakımından bilgi ve güç paydaşlığını ikmal edebilecek yapılardan yoksun oluşu bu alternatiflerin henüz hayatiyet bulamadan çürümesine yol açıyor.

Foucault’nun biyo-iktidarı karşısında ister istemez çürüme eski iktidar yapılanmalarına yeni hayatlar bahşediyor.

7 Haziran sonrası Fuko Sarkacı benzeri bir süreç yaşandı. Alternatif iktidar yapılanması bilgi ve güç paydaşımı henüz hayatiyet bulamadan çimlenmeden kurutuldu.

Yeniden can buldu söylem bakımından kitinleşse de eski ağaç…

MHP’nin bunda rolü büyük.

O yüzden eski iktidar yanlıları milliyetçiliğin yükselen söylem ve eylem birliğinde yeni üretim, birikim, dolaşım ve işleyiş anlamında biyolojik organik – tabiî bir iktidar ihtimali karşısında sivil toplum taleplerine ayar vermeye çalışıyorlar.

Organik sivil toplum kendi iktidar alternatifinin tünellerinden ışığı bekleseler de bizzat operasyon ağacın köklerine yapılmaktadır.

Su yatağını bulur mu bilmiyoruz.

Fakat MHP’nin eski yapısını koruyarak ya da eski iktidarı ile alternatiflerinin ne yazık ki millet çoğunluğunun beklentilerine cevap verebilmeleri pek zor görülüyor.

O yüzden milliyetçi sivil toplumun önderliği üzerine alıp Fuko Sarkacı dahil bütün siyaset nazariyelerini de göz önüne alarak asrın idrakine söyletebilecekleri milliyet umdelerini yeniden irdelemeleri ve geniş bir milliyetçilik çalıştayı yapmaları elzemdir.

Hatta kaçınılmaz…

Ne bekliyorsunuz milliyetçi aydınlar, sivil toplum örgütleri, kanaat önderleri?…

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!