-Elektronik posta kullanırken 6 saatte en geç günlük geriye dönük mesajlar silinmeli.
-İsimler, grup isimleri, kategori isimleri gerçek olmamalı, kısaltma olmalı.
-Sahte şifre girilmeli.
-İletişim hep açık tutulmalı
Darbenin bir B Planı varsa bütün bu taktikler onlara birer mesaj…
Yine eğer darbenin bir B Planı varsa daha önce veya darbe sırasında itirafçı olmuş cemaatçilerin açıklamaları bundan sonrası için gizli mesajlar içeriyor muhtemelen.
Yine eğer darbenin bir B Planı varsa yakalanan darbecilerin ifadelerinin deşifre edilmesi ve boy boy medyada yer alması diğer cemaat üyelerine ve darbecilere açık mesaj niteliğindedir. Yine muhtemelen bu ifadeler arasında birilerine yapması gerekenler açıklanıyordur.
Belli ki darbeciler aralarında önceden kavilleşmişler.
“Başarılı olursak” demişler; “kahraman olacağız, başaramazsak vatan haini…”
Bunu biliyorlar ve buna göre hareket ediyorlar.
Onları yetiştiren ve en az Fetullah Gülen kadar sorumluluk sahibi olan sözde itirafçılar da bundan sonraki B, C, Ç ve D Planları için arz-ı endam ediyorlar.
Bir takım FETÖ terör örgütü mensupları itirafnameler yazıyorlar ve iktidara yakın köşe yazarları da bu ifadeleri paylaşıyorlar.
Mesela Ahmet Taşgetiren FETÖ Terör Örgütü mensubu bazı kişilerin uzun açıklamalarına yer verdi.
Bu ifadelerin arasında bence şifreli mesajlar gizliydi.
Emniyet, savcılar bunları çözebilir mi?
Türkiye apansız yakalandığına ve daha düne kadar hemen her mühim teşkilatı bu terör örgütüne teslim edilmiş olduğuna göre şimdi devlet içindeki bu urdan kurtulmaya çalışırken ne derece doğru bir usul ve işlem yürütebilir ki?
Nurettin Veren adlı örgüt liderinin sağ kolu olduğu belli olan kişinin yaptığı açıklamalara bakılırsa poliste %85 oranında cemaatçi var. Hepsine darbeci demeyebiliriz ama belli ki poliste birinci öncelik olmuş… Sonra yargı… Yargı ne kadar temizlendi acaba?
Askerde %45 imiş…
Şimdi darbeci askerleri bu %85’i cemaatçi olan teşkilat yakalıyor ve soruşturuyorsa burada bir takım şüphelere kapılmamız normal değil mi?
Nitekim Servet Avcı da yazdı birçok gazeteci de…
Darbeciler rektör bile olmuşlar…
Hem de bu süreçte…
Ama bu arada vatanseverler darbeci diye işlerinden olmuşlar…
Bunun en yakın misaline ben de şahit oldum…
Harun adında gariban bir çocuk sözde cemaatçi diye işten atılmış…
Kim bu Harun biliyor musunuz?
Her Allah’ın günü Muhsin Yazıcoğlu’nun kabrini temizleyen, oradaki çiçekleri sulayan, onlara bakan, kabir ziyaretçilerine gereken açıklamaları yapan, velhasıl orada gül yetiştiren bir garip kişi…
Kendi halinde…
Hiç kimseye zararı yok…
Günümüzün en garip Müslümanı kim diye sorsanız Harun derim. Bütün Hamamönü’ndeki halkımız da, Muhsin Yazıcıoğlu’nun kabrini ziyaret edenler de öyle der…
Sözde FETÖCÜ darbecileri soruşturan bu sürecin daha baştan iflas ettiğini Harun’u asgari ücretten bile aşağı bir ücretle çalıştıran Mamak Belediyesi’ne iş yaptığını zanneden Güvenlik Şirketi’nin bu manyakça uygulamasından anlıyorsunuz.
İki satır yazı yazmışlar ve Harun’u işten atmışlar…
Yine muhtemelen bizzat onlar cemaatçidir de örtbas etmek telaşındalar bence…
Buradan devlet yetkililerine sesleniyorum.
Bu işgüzarlığa bir son verdirin.
Cadı avı ile bir yere varamazsınız.
Bu kıyım Darbecilerin C Planı olmasın?…
Milyonlarca mağdur yaratıp sonra onları diğer terör örgütünün kucağına itip yine Türkiye’ye çomak sokan İngiliz – Yahudi aklının hizmetine sokarsanız bunun ülkeye ne yararı var?
Asıl örgüt mensupları yerinde duracak, bir sürü mağdur yaratılacak öyle mi?
Açıkça cemaatten rüşvet aldığını itiraf eden ve bu kahpe süreci ilk başlatan savcı neden hâlâ görevde?
Duyduğuma göre “gerçek fetöcüler, harcamak zorunda oldukları ve sonradan devşirdikleri fetöcüleri öne sürüyorlar”mış…
Bazıları, FETÖCÜ Terör Örgütü’nün bir zamanlar hemen herkesin eteğini öptüğü liderine temenna geçecek ve hatta bilfiil ortaklıklar tesis edecek ama darbe gecesi sözde şuurlanıp FETÖ’ye veryansın edecek, bazı garibanlar da bilip bilmeden iki tweet attı diye linç edilecek, işten atılacak, damgalanacak, hayatı kararacak…
Bu olmaz…
Olamaz…
Gayretullah’ın gücüne gider.
Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Başbakanım, Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Bahçeli ve diğerleri…
Milletimizle ve bayrağımızla birlikte güzel bir manzara yaşattınız.
Tebrik ediyorum.
Ama Muhsin Başkan’ın kabrini ziyaret etseydiniz orada çiçekleri sulayan Harun’u görecektiniz…
Bugün esnafın verdiği üç beş kuruşla geçinen Harun’un yüreciğine şahit olacaktınız.
İnsanımızı tanımış olacaktınız.
Şimdi işgüzarlar Harun’u işinden ettikleri gibi, onu en ağır bir zilletin, en korkunç bir ithamın ağır darbesiyle baş başa bıraktılar…
Hepinizin Engin Ardıç olması mı gerekiyor?
Albay Ali Tatar’ın intiharına karşı hepimizin kan emici gazeteci kılığına girmemiz ve aynı insanlık dışı vurdumduymaz, bu topraklara hiç ama hiç yakışmayan üslup da mı olmamız icap ediyor?
Ali Tatar öldü…
Engin Ardıç yazmaya devam etti.
Ama kumpas ortaya çıktı, yine yazmaya devam etti…
Darbe oldu her şey su yüzüne çıktı, yine yazmaya devam ediyor…
İnsan bir vicdan azabı duymaz mı?
Hadi Ali Tatar askerdi, albaydı… Mahkemesi vardı…
Ulan gariban Harun ne yapsın?
“Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir…”
Evet, darbeciler bütün Türk ve İslam tarihimizin en şerefsiz eylemini gerçekleştirdiler.
Ama darbecilerle düşmüş kalkmışların hiç mi vebali yok?
Bizzat ortak olan ve seçilmesini o FETÖ’ye borçlu olanlar demokrasi kahramanı olacaklar, Harun demokrasi düşmanı öyle mi?
a-city orada şahit bakıyor.
Bizzat Tayyip Bey “Penisilvanya’dan kimin kimler için ricacı olarak kendisini aradığını” biliyor.
Daha diyeyim mi?
Şu anda Muhsin Yazıcıoğlu’nun ruhu muazzep…
Harun, tankın önüne yatan arkadaşımızla aynı fikirdedir. Harun, eski kışlasını darbecilerden temizlemek isterken şehit olan Sait Albay’la aynı fikirdedir. Harun, Özel Kuvvetleri darbeci generali vurarak teslim etmeyen şehit Halis Başçavuş ile aynı fikirdedir. Harun, Emniyet’in önünde kendini silahını çıkarmadan siper eden yiğit polis müdürümüz Fatih Eryılmaz ile aynı fikirdedir.
Siz kimsiniz?
Mamak Belediye Başkanına sesleniyorum.
Kim bu şirket?
Lütfen Harun’u bu yaftalamadan kurtarınız.
Size bir ay mühlet…
Fazlası olmaz…