İstanbul’unfethinin 563’üncü yılını kutladık geçtiğimiz günlerde.
Pek de şaşaalı oldu.
Fethin 551’inci yılı pek mahzun geçmişti. O zamanki köşemizde de bunu elealmıştık.
İktidar o vakitler pek fetihle filan ilgilenmiyordu.
Açılım arifesindeydiler ve liberal söylemler gırla gidiyordu.
Bu yıl fetih abartılı bir coşkuyla kutlandı ama Fatih Mehmed Han’ı pekanladığımız da söylenemezdi.
Ötesi İstanbul’un farklı işgalleri hakkında da doğru dürüst bir yaklaşımsergilenmedi.
Olsun ama kutlama kutlamadır.
Ama 551. yılda bakın neler olmuş:
İKİ FATİH VE NECİP FAZIL
Baktık ki, bütün devletlüler, bütün siyasiler ve bütün eski sözde dostlarunuttu; kalktık Sivas’tan bir yeni kutlamaya kurdela kestik. SOGEV olarakfethin 551’inci, Necip Fazıl’ın da doğumunun 100. yılını kutladık. Ama geneldeTürkiye ikisini de unuttu.
Fethin 551’inci yıl dönümü çok sönük geçti. Devlet ve hükûmet özellikle fethisönük, silik, iddiasız kutlamaya hatta kutlamamaya îtina gösterdi.
Fetih, geçiştirildi. Zira yeni küresel “pozisyon” itibariyle Fatih ve Fetihgibi anahtar kelimelerin lûgatımızdan silinmesi icap ediyordu.
Şehit ve gazi gibi anahtar kelimeler zaten öteden beri rahatsızlıkveriyordu.
Cihet-i askeriye diye Attila İlhan’ın çerçevelediği bir mıntıka temizliğimucibince bu kavramlar Süleymaniye’de Bayram Sabahı’nı değil, bir başkaSüleymaniye’de çuval loşluğunu ve akabinde ve detayında tuhaf bir teslimiyethoşluğunu çağrıştırıyor olmalıydı.
Artık “bizdik o hücûmun bütün aşkıyla kanatlı” gibi mısralar yerine “ne huzur,ne saadet, ne fazilettir bu; ihlas ile düştüğümüz çuval sarhoşluğudur bu”türünden şiirler mırıldanmalı, Kemalizmin batıcılık projesinin akameteuğradığından ve yumuşatılmış İslam projemizin 21. Asır ile ilgilitasavvurlarımızda yeni kapılar açıldığından dem vurmalıydık.
***
Fetih ve Fatih unutuldu, unutturuldu. Üstelik bu, Müslüman kardeşlerimizindevr-i şahanelerinde yaşandı.
Artık İstanbul, uluslararası konsorsiyum tarafından yönetilebilir; AvrupaYakası, Anadolu Yakası ve Boğazlar yönetimi diye üç ayrı şehir yönetimi inşaedilebilirdi. Nasılsa yakında Trakya ve Ege AB’ye girecek, Anadolu TürkmenDevleti’ne yeni otuz yıllık yol haritası tavsiye edilecektir. 2024 projesibütün teferruatıyla hayata geçirilmektedir.
Biz bunu kötümser bir fiksiyon olarak endişelerimizi paylaşanlarla birliktekaleme almış ve böyle bir roman denemesi ortaya çıkarmıştık.
Ne hazindir ki, kötümser durum analizi, bir uygulama programına çevrilmişebenziyor.
***
Fetih ve Fatih unutuldu, unutturuldu da Necip Fazıl üstadın 100. yaşı anlamsızve çıkara dayalı anmalar dışında layık-ı veçhile yad edildi mi?
Ne gezer.
Necip Fazıl, Said-i Nursî, Nurettin Topçu, Mehmet Akif, Abdülhamid ve daha nicebu coğrafyanın büyük İslâm kalemleri, önderleri dönüştürülmüştür. Kimtarafından? Bilakis onların şakirdleri tarafından. Bu bayrak isimlerihareketlerinin başına koyanlar ve onlar sayesinde önlerini açanlar, bugünükuşatanlar ne yazıktır ki, onların isimlerini suiistimal etmişler ve şimdi herbir yol aslından çok farklı mecralara akmaya başlamıştır.
Necip Fazıl’ın, Topçu’nun, Bediüzzaman’ın, Akif’in değişik üslup ve mazmunlarladile getirdikleri iki Fatih ayrımı bugün ortadan kaldırılmış, kahramanla hainbirbirine karıştırılmıştır. Zaten kahraman da olmak, hain de olmak başarıyaodaklanmışlar için sadece yöntem meselesidir; yani ki sade mahiyet farkıvardır.
Oysa iki Fatih arasında ne büyük bir fark vardı.
Birincisi hırsı, kini, çıkarı, dünyevî arzu ve istekleri için sürünen bir vücûdiken; ikincisi aşka adanmış bir ruh idi.
Tiranlar, Firavunlar, nice imparatorlar, kapitalistler, evangelistler, Bushlarbirincisidir ve sürünen bedenleri ile dünyaya bir sülük tabiatıylayapışmışlardır; hâkim olmuşlardır ama ruhları çürüterek, inciterek, aşkıöldürerek…
Diğeri Fatih Sultan Mehmed Han gibidirler. Peygamberlerin gerçekleştirdiklerifetihlerin devamıdır…
Hem bir tarih bilinci vardır, hem de fetih ile kalplerde sefil muhataplarındanbir yeniden diriliş inşa eder. Sefaleti asâlete tebdil eder.
***
Necip Fazıl ile Hasan Cemal, Herkül Milas ile Bediüzzaman, Fatih ile Busharasında sadece basit bir nüans olduğunu zanneden İslamcı teslimiyetçiler girincehenneminize… Üzerinizde olan bütün haklarımız haram olsun. Kul hakkı ilegidin bakalım, orada sizi ne bekliyor görün!..
Ertuğrul Özkök müFikir Değiştirdi ABD’li Dostları mı?
15 Kasım 2006 Hürriyet’teki köşesinde Ertuğrul Özkök ABD’li dostu MichaelRubin’den aldığı notla ABD’nin Türkiye’den vazgeçemeyeceğini, Kürtleri enindesonunda satacağını öğrenmiş bulunuyor.
Ertuğrul Özkök yıllar önce ABD’nin Kürtleri satacağını yazdı.
ABD’nin Türkiye’yi mi Kürtleri mi destekleyeceği sorusuna ABD’li dostlarıylabirlikte Türkiye cevabını çekmişti.
Ama geçenlerde yazdığı yazıda ise Kürdistan’ın kurulacağını savunuyor.
Herhalde bu sefer ya ABD’li dostlarını değiştirdi, ya da o eski dostları fikirdeğiştirdiler.