Bir zamanlar “en yakınlar aslında en uzaktır” başlığıyla bir yazı kaleme almıştım.
Lider ve çevresi üstüne…
Bütün liderler yalnızdır.
Bunu o zamanlar Türkeş ve çevresi için daha sonra da Muhsin Başkan ve çevresi için yazmıştım.
Lider yalnız adamdır. Tek bir dostu bile yoktur. En yakınları aslında en uzaktadır. Ya da yakın bildikleri ona en uzak olanlar, olacaklar…
Nitekim yıllar gösterdi ki nice en yakınlar giderek uzak sonra da giderek düşman haline geliyor.
Siyaset arkadaşlarına bakın liderlerin…
Hangisi baştan bugüne kadar hep yanındadırlar?
Bir şiirimde Muhsin Gazeli’nde son beyit şöyledir:
Şehsuvar seni hiç terk etmedi koy ben de gelem
Kime dünya kalır kalsın, taç yapsak senle simden
SİYASİ TARİH BRÜTÜS’LER TARİHİDİR
Sezar’ı evladı saydığı Brütüs hançerlemişti.
Tarih boyunca böyle ihanetler pek çoktur.
Siyasette de, askerlikte de…
Son tuhaf darbede görüldü ki birçok komutanın yaveri, özel kalem müdürü hain çıktı.
Düşmanla işbirliği yaptı.
“Koynumuzda yılan beslemişiz” diye bir kadim söz var ya… Onu çağrıştırır gibi…
Cumhurbaşkanının da yaveri öyle çıktı maalesef…
Kim bilir daha kimler vardır daha yakın çevresinde?
Kimi liderlerin…
Kimi komutanların…
Kimi normal sıradan insanların bile…
İnsan gerçek dostu arayıp bulmalı…
Yanına gelenlere mecbur kalmamalı…
Arayış ve aşk bu işi çözer…
Arayış ve aşk…
Sen arayıp bulacaksın, sana empoze edilenle idare etmeyeceksin!
İlke şu: emaneti ehline vereceksin!
Ruslar Değil Kendi Çocuklarımız
Rusya ile handiyse kapışacaktık.
Uçağını düşürdük, düşen uçağın paraşütle inen pilotunu öldürdük.
Rusya Türkiye’ye savaş açacak gibiydi.
Biz de haylice posta koyduk.
Hatta o demlerde Rus uçaklarının Beştepe’yi bombalayacağına dair değiniler bile fısıltı haberlerinin ötesine geçmişti.
Rusya bizi vursa en çok nereden tahribat alırdık?
Bu şimdi gerçek oldu.
Ruslar vurmadı ama…
Kendi çocuklarımız vurdu.
Çok emek verip masraf edip kurmay yaptığımız ve komutanlık statüsüne çıkardığımız…
Kendi pilotlarımız…
Kendi savaş uçaklarımız tarafından vurulduk…
Silah kardeşin elinde düşmanda olsa alırdım
Böyle çaresiz görünmez devleşir, aslanlaşırdım
Silah kardeşin elinde, bize çevrilmiş inanmam
Yılan da kendini sokmaz, yemez kollarını yamyam…
Mehmet Çınarlı’nın dizeleri 12 Eylül öncesi için yazılmıştı.
Şimdi de nasıl oturuyor bu cinnet mustatillerine…
Yeni Bir Stratejik Derinlik Dalgası mı?
Dugin diyor ki şimdi:
Batı’nın Türkiye’yi kandırarak bölgesel bir jandarma rolü yüklemesi Türkiye’nin toprak bütünlüğünün zedelenmesine kadar gidebilir.
Rusya ve Türkiye ilişkileri prensiplere dayanmalıdır. Bu iki ülke halkları kadim kardeştirler.
Ben Türkiye’yi AB’de görmüyorum, Avrasya ittifakında görüyorum.
Aleksandr Dugin hayli strateji kitabı yazdı.
Bizde de benzer kitaplar yani Stratejik Derinlik’ler vardı…
Fakat eski çatışır tahliller şimdi pek uyuşur oldular.
Haydi hayırlısı…