Türkiye elbette ki Batı’dan yüz çevirip istikbaldeki hayatını karartamaz.
Şunu demek istemiyorum bazıları gibi: Türkiye bir Ortadoğu ülkesi olamaz.
Türkiye halkının değerlerinden kopmuş yarı aydınların kokona batıcılığından çok çekti.
Fakat Türkiye’yi Yeni Osmanlı yapma adına iptidai bir aklın kırık çürük dişlileri arasına itelemek de o kadar çarpık ve anlamsızdır.
Türkiye bir Ortadoğu ülkesidir. İyi hoş da Ortadoğu tabirini kullananlar kim?
Türkiye bir Asya ülkesidir. Asya’nan bir kısrak başı gibi uzanan bir ülkedir Batı’ya…
Türkiye bir Balkan ülkesidir. Ne beis?
Asırlardır Avrupa ülkesidir Türkiye… Yeni değil ki…
Avrupa siyasetlerinde Osmanlı’nın ne kadar rol sahibi olduğunu tarih yazıyor.
Yüzlerce değil, on binlerce belge var.
İsteyen Gülhane Parkının karşısındaki Hazine Dairesinde bulabilir, bugün bile…
Türkiye kuzey güney hattında, doğu ile batı kavşağında önemi asla inkar edilemez kilit bir ülkedir. Kilit ve köprü..
Türkiye’nin AET’den başlayarak AB üyeliği için yeterince talepkâr olmadığı, Avrupa sürecini yürüten iktidarların ne yazık ki işlerini gönülsüz gördükleri malumdur.
Bunu bir de milli duyarlılık sihvesiyle yapmıyorlar mı?
Cehaletlerini önlemenin bir yolu bu…
Oysa ki Türkiye’nin elbette ki asırlardır Batı hedefi bulunuyor. Batı’dan kopamaz, kopması da gerekmez.
Fakat bu onun Doğu mirasından uzaklaşması, onu inkar etmesi anlamına da gelmemeli…
Türkiye’nin elbette ki bir Türk Dünyası projeksiyonu olmalı.
Nasıl ki Karadeniz işbirliği platformu ortaya atmış ise ona benzer birçok platform için yaratıcı fikirler geliştirmeli…
Türkiye’nin bir Ortadoğu Birliği projeksiyonu olmalı..
Türkiye, İran, Irak, Suriye, Pakistan gibi ülkeler bir birlik meydana getirseydi zamanında bu birlik AB’den bile daha güçlü olurdu.
Ve bugünkü gibi iç savaşları yaşamamış olurlardı.
Bölgesel işbirliği ve ulusların birer üst birlik kurma/kurabilme becerisi ortaya koyabilmek için Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok.
Avrupa tec rübesi ortada. Oradaki ortak akıldan yararlanmak mümkündü.
Katma değeri azamiye çıkarmak, çifte vergilendirmeyi önlemek, tarım sanayi entegrasyonunu kurmak, ülkeler ve semktörler arası işbirliğini ve ortak çalışmaları güçlendirmek, bölgesel yatırımları planlayabilmek, ortak mevzuat inşa edebilmek ve uyumunu gerçekleştirmek ve daha bir sürü kabiliyet ve kurumsal düzenleme…
Petrolü olmayan Türkiye bundan yararlanabilir, kendi üstünlüklerini de bölgesel işbirliğini inşaada kullanabilirdi.
Türkiye ile diğer Ortadoğu ülkeleri arasında bir Su Barışı tesis edilebilir ve böylece AB benzeri bir üst birlik tesisine gidilebilirdi.
Bu en azından emperyalizmin bölgeye sızmasının ve bugünkü perişanlığı ihdas etmenin önünde engel olabilirdi.
Türkiye bunu yapması gerekirken ylangına körükle gitti ne yazık ki…
Batının dümen suyunda istikbalini kararttı.
Şimdi bazıları başta da Hasan Cemal pek kıyak geçtiği iktidara Türkiye’yi Batı’dan koparıp Doğu bataklığına sokmaya çalıştığı için saldırıyor.
Haksız sayılmaz.
Yapıp ettikleriyle iktidarın Batı nezdinde inandırıcılığı derin bir yara aldı. İnandırıcılığını kaybetti.
Ama pür Doğu düşmanlığı ile Batı yardakçılığının Türkiye’ye hiçbir faydası yoktur.
Hasan Cemal haksızdır.
Elbette ki devlet yönetme mesuliyetinde olanların son on yıl içinde ülkemizi getirdikleri çıkmaz sokaklar, Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir devresinde olmadığı kadar insanını ümitsizliğe iten ve hiçbir zeka pırıltısı göstermeyen uygulamalar her türlü tenkidi hak ediyor.
Ama doğu düşmanlığı üzerine kurgulanacak herhangi batıcı Türkiye hedefi de asla kabul edilebilir değildir.
Türkiye İran’la da Rusya ile de ilişkilerini düzeltmeli ve geliştirmelidir. Avrasya ufkunda kendi merkezinden başlayarak tezler üretebilmelidir
Avrasyacılık sadece Aleksandr Dugin’in gizli Rus milliyetçiliği projesi çerçevesinde ele alınabilecek bir ufuk olmaktan, jeostrateji olmaktan çıkarılmalıdır. Türkiye’nin de bu teze yönelik çok önemli kozları ve avantajları bulunmaktadır.
Türkiye Ortadoğu Birliği için de büyük imkan ve kabiliyetler potansiyeli taşımaktadır. Ama alıştırılmış ve yaygınlaştırılmış çaresizlik elini kolunu bağlamaktadır.
Bu psikolojiden kurtulmalıdır bu ülke…