Dr. Lütfü Şahsuvaroğlu
Dr. Lütfü Şahsuvaroğlu

Ayyıldız Hareketi’nden Zafer Partisi’ne

Ayyıldız Hareketi’nden Zafer Partisi’ne

Prof. Dr. Ümit Özdağ küresel stratejilerin tezgâhlarını en iyi tahlil eden bir akademisyen olarak yıllar boyu millî stratejiler üretmeye çalıştı. Baktı ki bu mücadele sadece akademik çalışmalar üretmekle olmuyor davasına inananlarla birlikte Ayyıldız Hareketi’ni başlattı. Ayyıldız Hareketi gençliğe büyük heyecan kattı. Millî ülküsünün idrakinde olanlar bu harekete katıldılar. Polatlı’da düşmanı püskürttüğümüz yerde Ümit Özdağ ve gençler el ele verdiler.

Ayyıldız Hareketi giderek bir siyasî parti olarak hizmet edilmesine ihtiyaç olduğu taleplerini ileten milletimizin desteğiyle partiye dönüştü. Ümit Özdağ, Türk milletinin Türk devletini geri istediğini fark etti ve devlet çarkının çıkan çivisini yerine takma yolunda diğer vatan sevdalılarına derdini tek tek açtı. Bu sorumluluktan kaçmayanlar onun samimiyeti etrafında kenetlendiler. Çünkü büyük dava iddiasında olanlarda samimiyet ve mesuliyet çizgisi bundan önce çok kötü sınav vermişti.

Saray rejimi ile sarı muhalefet handiyse gizli pazarlıkların içindeydiler. Millet muhalefetten umduğunu bulamamıştı. Mevcut gidişattan memnun değildi Türk milleti, ama iktidarın yerine mevcut muhalefeti de koyamıyor, yeterince güvenemiyordu. Bunda da haksız değildi. Çünkü ne yapacakları hakkında en ufak bir fikirleri yoktu.

Millet, devlet gemisini yürütebilecek ehliyetli kadrolar ve kararlı lider arıyordu.

Partileşme sürecinde Prof. Dr. Ümit Özdağ ve arkadaşları ilk icazeti milletten alsalar da tarihî bilinç olarak Yesevi Dergâhına koştular. Türklüğün Türkistan’dan esen maneviyatını Anadolu’da devam ettiren Hacı Bektaş’a uğradılar sonra. Türkistan’da Hoca Ahmet Yesevi’nin kabrinden aldıkları toprağı Hacı Bektaş’a getirdikten sonra Zafer Partisi’ni Türkiye’nin ehliyet ve liyakat sahibi insanları ile birlikte kurdular.

Zafer Partisi Kurucular Kurulunda yaptığı konuşmada Özdağ: “Galip et çünkü bu son ordusudur İslâm’ın” diyen Yahya Kemal’in mısraları ile de mesajını, aslında sadece Türklüğün mukadderatı üzerine kurmadığını daha geniş bir perspektife sahip olduklarını göstermiş oldu.

Küresel emperyalizm, özellikle İslâm âleminde devşirdiği kukla yönetimler sayesinde yeni bir göç mühendisliği inşa ediyor ve Türkiye gibi ülkeleri istila programıyla uluslararası göçmen kampı yapmaya çalışıyordu.

Bu plana karşı çıkan ise ne iktidar, ne de muhalefet cenahı idi. Sadece Zafer Partisi bu planı bozacak kudreti gösteriyordu. Kudreti ve kararlılığı

Özdağ: “El freni çekik bir arabanın yürütülmesi nasıl mümkün değilse, sığınmacı sorununu çözmeden kim, hangi parti Türk milletine kalkınma programı öneriyorsa yalan söylüyordur.” Diyerek açık bir gerçeğin altını çiziyordu.

Pekiyi Zafer Partisi sadece bu sorun üzerine mi iddia sahibiydi? Elbette hayır! Zafer Partisi programına ve kadrosuna baktığınız zaman da görüleceği gibi özgürlüklerden yargının bağımsızlığına, tarımdan sanayiye, şehirleşmeden engellilere, kadın ve çocukların yaşayacağı huzurlu bir düzen teklifine kadar en zengin ve kapsamlı bir program bugüne kadar hiçbir parti ve kadronun aklına gelmeyen EYLEM Planlarını da gündeme getiriyor.

Bu eylem planlarının, iklim değişikliği ve küresel ısınma yanında tamamen çevreci ve sürdürülebilir bir plancılık tekniği ile hazırlanmış olduğu anlaşılıyor.

Zafer Partisi milletle ittifak etmede kararlı olduğunu; ne saray rejiminden ne de sarı muhalefetten yana olmadığını göstermiştir.

Geçen zamana nispetle ne yazık ki siyasi partiler eliyle, cemaatler marifetiyle Türk milletinin sadece sosyal psikolojisiyle oynanmamış, davranış kodları değiştirilmemiş, bunlara ilave olarak alıştırılmış çaresizlikle halkımız sadaka kültürüne ram edilmiştir.

Türkiye’nin sorunlarını çözmek için yola çıkma iddiasındaki siyasi partiler maateessüf icazetlerini doğrudan doğruya Türk milletinden almaları icap ederken mutlaka dış bağlantıların güvencesine teslim olarak vazifeye koyuluyorlar. Bunda da İngiliz-Yahudi medeniyetinin çarkları işletiliyor el’an.

İktidarlara yol verilirken seçmenin tercihi ikinci planda kalıyor. Bugün de 2000’li yıllara doğru yaşanan kriz sonrası, dizayn edilmiş bir 28 Şubat darbesi akabinde cemaat ittifakıyla iktidara geliş süreci yine benzer bir senaryo ile milletimizin önüne getiriliyor. Geçen dönemin tüm vebalini taşıması gerekenler halkın karşısına hiçbir şey olmamış gibi çıkabiliyorlar.

Saray rejimine ve tayin edilmiş muhalefete rağmen Türk milleti makus talihini yenecektir.

Çünkü…

Türk milletine hezimet değil, ZAFER yaraşır.

Kutlu olsun Zafer Partisi’nin şanlı iktidarı.

21. Yüzyılı Türk Asrı yapma irade, kudret, kararlılık ve bilgisi ancak Zafer Partisi’ndedir.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!