Dr. Lütfü Şahsuvaroğlu
Dr. Lütfü Şahsuvaroğlu

Adam Olmak Ülkücü Olmaktır

Mehmet Âkif Yılı’nda hürriyetin farkına varmak…

Dr. Lütfü ŞAHSUVAROĞLU

Bu yıl Mehmet Âkif yılı… Safahat yazarı, millî şair elbette yâd edilecek. Resmî, gayri resmî…
Belki üyesi bulunduğu TBMM’de de adına toplantılar tertip edilecek. Âkif’in hatırasıyla siyasette statü elde edenler onu iğdiş etmeye, iğfal etmeye, hatırasını kendi ihtirasları için kullanmaya devam edecekler.
Parmak hesabına şahsiyetlerini ipotek verenler, yüzlerinde en ufak bir mahcubiyet emaresini bile göstermeden onun ismini ağızlarına alabilecekler.
Adam mısın; ebediyen cihanda hürsün, gez
Yular takıp seni bir kimsecik sürükleyemez
Adam değil misin oğlum; gönüllüsün semere
Küfür savurma boyun kestiğin semercilere
Âkif hürriyeti adamlıkla bir görüyordu. Onda sadakat, mesuliyet, vefakârlık, merhamet, aşk ve hakikat anlamlı bir bütünü teşkil ediyordu.
O insanı şahsiyetiyle ayrı ele alanlardan olmadı.
Bugün şahsiyeti ile ismi, eseri ile kendisi çok farklı insan tipleri ortaya çıktı.
Kalbini, beynini kiraya verebiliyor insanlar…
Sonra da çıkıp bütün değerlerimizi yüzümüze baka baka bize karşı kullanabiliyorlar. Hürriyetini kaybettiğine ben onun gıyabında üzülürken, o beni “enayi”, “akılsız”, “çıkarını bilmeyen” olarak yaftalıyor, o da güya benim için üzülüyor.
Boynuna yular takıp sürüklenenler, sırtına semer yerleştirilenler nedense daha çok küfür savuruyorlar.
Bugün gerçek bir hürriyet mücadelesi verme zamanıdır.
İnsanın hürriyete her zamankinden fazla ihtiyacı var.
Bu hürriyet aşkın olmanın zelil olmaktan daha faziletli olduğu öngörüsüne dayanıyor. Bu hürriyet, ülkücülüğü köleliğe tercih etme iradesine dayanıyor. Bu hürriyet, tarihe olan sorumluluğu, günü kurtarma fırsatçılığına yeğliyor.
Bugün ‘bakkal amca’nın kurtuluşu için çalışma günüdür. Bugün AVM’lerin, kalvinist düşkünlüğün, sermaye uşaklığının, amerikan pespayeliğinin karşısında asaletin, hürriyetin, sadakatin, vefanın, adam olmanın günüdür. Aksi takdirde etrafımızda cereyan eden hadiselerin, yüz yıllık muhalefetin de çürümüşlüğü, İslamcılığın da kalvinistleşmesi, kapitalistleşmesi yüzünden kendi coğrafyamıza sıçraması kaçınılmazdır.  
Ülkücülerin birleşmesi, ucuz siyaset hesapları açısından elzem değildir.
Ülkücülerin birleşmesi gereği işte böylesi felsefî ve tarihî bir sorumluluktur.
Artık ya adam olacağız, ya hür olacağız. Ya da boynumuzdaki yularla dolaşacağız.
Türkiye, ya ülkücü hareketin iktidarı ile hür olacak; ya da emperyalizmin kuklası olarak kendi tarihi kimliğine ihanet edecek.
Dünyanın bütün ülkücüleri birleşiniz!
İsim olarak, siyasî adresler olarak değil yalnızca; iman ve hürriyet anlayışı olarak.
Ekonomi politik olarak…  Çünkü ekonomi-politik bir iman meselesidir.
Bundan böyle ya kapitalist dünya görüşünün ve liberalizm dininin mensubu bir köle olarak sürüklenenlerden olacaksınız yahut özgürleşip Allah’a adanmanın faziletini yaşayan ülkücü olarak hayat bulacaksınız.
Ülkücü olmak demek, bizatihi ekonomi politiğini toplumsal gayesiyle buluşturma aklına sahip olmak demektir. Ekonomik çözümlemeniz ya Kalvin, ya Kemal Derviş ve benzerleri gibi olacak; yahut da Mehmet Âkif, Nurettin Topçu, Yunus Emre, Hacı Bektaş, Ahi Evran gibi…
O kadar.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!