Kolayca “soykırım” diyorlar ya…
Hani aynaya bile bakmadan bizi bununla sıkıştırmaya çalışıyorlar ya…
Hani Türk’ün bir yıldırım, bir kasırga ve dünyayı aydınlatan bir güneş olduğunu ve dahi güneşin balçıkla sıvanamayacağını bir türlü anlamak istemiyorlar ya…
İşlerine gelmediğinde üç maymunu oynamayı, işlerine geldiğinde de bir tilki gibi kurnaz ve bir çakal gibi şerefsiz olmayı kolayca tercih edebiliyorlar ya…
İşte Mehmet Akif’in “medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar” dediği medeni batı budur.
Ve bu batı Haçlı zihniyetinin ta kendisidir.
İşte bu medeni Batı: İngilizlerin Avusturalya’da Aborjinlere yaptığı soykırımı görmemiştir, duymamıştır ve hâlâ (sözüm ona) bilmemektedir.
Oysa günümüzde yaşayan Tazmanya yerlisi kalmamıştır!
İnsan Hakları ve özgürlüğün günümüzdeki sözde en büyük savunucusu Amerika;
- Dünya savaşında attığı atom bombalarıyla en az 250.000 Japon’u sivil, kadın kız ve çocuk demeden öldürmüştür!
- Türklerle akrabalıkları konusunda, artık hiçbir tereddüt kalmayan Kızılderililerin soyunu ise gerçekten kurutmuştur!
- Katledilen yerli sayısı tam 80 milyondur! Bu dünya tarihinin en büyük soykırım hareketidir.
- Irak’ta, Afganistan’da ve Suriye’de yaptığı vahşet ise hâlâ sürmektedir.
Biz desek yalancı ve iftiracı derler. Ben değil, bakın ABD’nin önde gelen tarihçilerinden Davit E. Stannard ne diyor: “Amerika Kızılderililerinin imhası, dünya tarihinde kıyas kabul etmeyecek, en büyük çaptaki soykırım girişimidir”
- Fransızların Cezayir’de yaptıkları soykırımın filmleri dahi varken, hiçbir medeni batı devleti Fransızlara sen burada ne yaptın dememiştir?
- İngiliz ve Almanların Güney Afrika’da yaptıkları soykırımı duyan dahi olmamıştır!
- Almanların, Yahudilere yönelik soykırımı ise inkâr edilemeyecek kadar büyük olduğu için bilinir.
Bu yüzden Almanya yanına suçlu aramaktadır. Gözüne kestirdiği ülke ise Türkiye’dir. O yüzden sözde Ermeni soykırımını tanımıştır.
- İspanyollar 1519’da Azteklerin ülkesini istila ettiklerinde 25 milyon olan Aztek nüfusu 1600 yılına gelindiğinde sadece 1 milyon kalmıştı!
Batı bu 24 milyonluk soykırımı da konuşmaz.
Biden efendi cevap vermelidir; Tam 80 milyon Kızılderili, İnka’lar, Aztekler ve Mayalar bugün nerededir?
- Yine İspanyolların Endülüs Emevilerine ve Yahudilere yaptıklarına ne demeli? Biden Efendi bunları da görmez.
- İtalyanların sömürü amacıyla girdiği Etiyopya’da katlettikleri 200 bin yerli de Libya’da yaptıkları katliamlar da yine görmezden gelinmeye devam edilmektedir!
Rusların ise;
- Sadece Stalin döneminde yaptıkları korkunç sürgünler, tehcirin dik alasıdır.
- Rus resmi kayıtlarına göre bile; 000’in üzerinde Türk, evlerinden ve yurtlarından edilerek açlığa, yokluğa, sefalete ve ölüme sürülmüştür.
- Rusların Sibirya, Urallar, Kırım, Kafkasya ve Azerbaycan’da ve yine işgal dönemlerinde Doğu Türkistan’da, Türk-Rus savaşları sırasında ise Anadolu’da Türklere karşı uyguladıkları soykırımlarda da en az 10 milyon Türk hayatını kaybetmiştir. Bunları maalesef ki, Türkler bile bilmez!
Ama Ruslara karşı Biden Efendi’nin maçası sıkmadığı için bunları bilmezden ve duymazdan gelir.
Aynı Rusya bugün Suriye’de hastaneleri dahi bombalayacak kadar alçaklaşabilmiştir.
- En büyük Türk soykırımlarından biri ise Balkanlarda uygulanmıştır.
Biz söylersek yalan deyip bizimkiler bile inanmaz.
Onun için yabancı kaynakların rakamları ile konuşalım:
Balkan savaşlarında yabancı kaynaklara göre, 1912-1913 yılları arasında en az 632.000 Türk ve Müslüman öldürüldü ve en az 813.000 Türk ve Müslüman yerlerinden sürüldü.
Bu hesaba göre 1911 yılındaki Osmanlı Avrupa’sındaki Türk-Müslüman nüfusun %27’si öldürülerek yok edildi!
1923-2012 yılları arasında sadece Bulgaristan’dan Türkiye’ye göç eden soydaşlarımızın sayısı bir milyon civarındadır.
Bulgaristan’da Todor Jivkov döneminde rejim muhalifi denilerek en az 20.000 Türk katledilmiştir.
Bu medeni Batı;
- Kendilerinin soyunu kırdığımızı iddia eden Ermenilerin tehcirden önce sadece Van ilimizde 180.000 Türk’ü öldürüp orada bir Ermeni Hükümeti kurduklarını görmezden gelir!
- Yine 1914’ten itibaren Ermenilerin Anadolu’nun değişik yerlerinde tam 23 kez isyan çıkardıklarını duymazdan gelir.
- Bize yalancılık ve küstahlıkla 1 milyon Ermeni öldürdünüz diyen medeni batı, yine kendi belgelerine göre, o zamanın Osmanlı Devleti’nin tamamındaki Ermeni sayısının 1.300.000 olduğunu, bunlardan 360.000’inin savaş sırasında Rusya’ya geçtiğini ve sadece 800.000’inin tehcir edildiği, diğerlerinin yerlerinde kaldığını, üstelik tehcir sırasında Osmanlı Meclisinde 2 Ermeni Paşanın da bulunduğunu bilmezden gelir.
- Tehcir edilenlerden 375.000’inin yerlerine geri döndüğünü ise bir türlü hatırlamak dahi istemez.
- Yine bu batılı dostlarımız, 1906-1922 yılları arasında Anadolu ve Kafkaslar’da 517.955 Türk’ün Ermeniler tarafından katledildiğini ise maalesef yok kabul ederler.
- Dr. Yusuf Hâlâçoğlu‘nun 2010 yılında yaptığı tespite göre Türkiye’de kendisini dışarıya karşı Alevi Kürt olarak gösteren 500.000 Kripto Ermeni mevcuttur ve bunların hiçbiri tehcire uğramamışlardır.
- Namuslu bir tarihçi olan ABD’li bilim adamı Justin McCarthy, “Ölüm ve Sürgün” isimli önemli eserinde; 1919-1922 yılları arasında Batı Anadolu’da Yunanlılar tarafından öldürülen Türk sayısını 640.000 olarak vermiştir. Bu rakama askeri kayıplar dâhil değildir.
Yunan işgali altındaki bölgenin o dönem toplam nüfusunun yaklaşık 5 milyon olduğu dikkate alınırsa vahşetin boyutu daha iyi ortaya çıkmaktadır.
Yani Yunanlılar işgal ettikleri bölge nüfusunun %10’undan fazlasını 2-3 yıl gibi kısa bir süre içinde katletmişlerdir!
- Ermenilerin Azerbaycan Türklerine yaptıkları soykırımın ise Hocalı’daki kanı henüz kurumamıştır. Şükür ki, son Karabağ Savaşı’nda kanları da yerde bırakılmamıştır. Fakat bu dahi yüreklerimizi tam soğutmamıştır.
- Bosna’da Sırpların yaptığı soykırım değil midir? Sizce medeni batı ve Biden Efendi bunları neden görmez?
Bütün bunlar görmezden gelinirken sadece asılsız Ermeni soykırımı iddialarının Müslüman Türk ile yan yana getirilmesi ve sürekli gündemde tutulmaya çalışılması garabetin de ötesinde Türk düşmanlığı bataklığına gırtlağına kadar batmış olan HAÇLI ZİHNİYETİNİN TA KENDİSİDİR.
Her millet, eğer cesareti varsa kendi ellerine baksın…
Yürekleri yetiyorsa ellerindeki o kanları temizlemeye girişsinler.
Bu milletler camiasının içinde hiç kimse bizim gözlerimizin içine bakamaz.
Çünkü bizim ellerimiz hiçbir zaman masum kanıyla kirlenmemiştir.
Esas soykırıma uğrayanlar garip Aborjinler, talihsiz Kızılderililer, İnkalar, Mayalar, Aztekler, gariban Cezayirliler, Endülüs Emevileri ve dahi daha çok da mazlum Türk milletidir.
Ey Türk Milleti! Uyan ve tedbir al! Batılı ve süper güç olan birçok ülkenin son yıllarda çorap söküğü gibi Ermeni soykırımını tanıması ne bir tesadüftür ne de hayra alamet bir durumdur.
Bu emareler; Türk milletine karşı harekete geçmek için, ortamın uygun olduğunu değerlendiren Haçlı Zihniyeti tarafından, yeni bir HAÇLI SEFERİ’nin hazırlıklarının yapılmakta olduğunun habercisidir!
Süreğen bir askeri yığınaklanma ile etrafı kuşatılmakta olan vatan Türkiye, millet de Türk Milleti’dir.
Biden Efendi’nin yapmış olduğu bu densizlik, bir son değil tam aksine önemli bir başlangıçtır.
Kana kan, dişe diş bir başlangıç!
Çünkü Biden ve ABD tek başına ve yalnız değildir. Türk’le bir meselesi, ona bir kini, garazı, bir kuyruk acısı veya bir karın ağrısı olan herkes bu şer birliğinin içerisinde ve ittifak halindedirler.
Kanımca bu iş alttan alarak ve sahte dostluk ayaklarına girerek halledilebilecek bir mesele değildir.
Yarından tezi yok:
- TBMM hemen toplanmalı ve oybirliği ile ABD’nin Kızılderili Soykırımını tanımalı.
- ABD’de soykırıma uğrayan ve Türk akraba topluluklarından olan Kızılderililerin yanında olacağını, Kızılderililerin soykırımda uğradıkları maddi ve manevi zararların ABD’den tazmini için uluslararası alanda davalar açarak insanlığa hizmet edeceğini deklare etmeli ve ayrıca bununla ilgili örtülü operasyonlarını da başlatmalıdır.
- Türkiye’deki ABD üslerine el konulmalı, ABD askerleri, silah makine ve teçhizatları ülkeden çıkarılmalı. F35 meselesinden uğradığımız zararı karşılayacak kadar, stratejik Amerikan teçhizatına el konulmalıdır.
- Rusya ve Türk Cumhuriyetleriyle ilişkiler ve iş birlikleri hızla geliştirilmeli ve ABD’nin Türkiye’yi kuşatma hamleleri boşa çıkarılmalıdır.
Tabi ki, kadim Türk Devlet Aklı bu tedbirlerin çok daha iyilerini düşünüp, planlayıp, yeri ve zamanına göre en iyi şekilde uygulayabilmeye kadirdir.
Unutmayın gelecekle ilgili her şey; Türk milletinin alacağı kararlara ve de yapacağı icraatlara bağlıdır.