Hasip Sarıgöz
Hasip Sarıgöz

Ölse Ne ki, Kalsa Ne ki?

featured

“Adalet” dediler… “Kalkınma” dediler… Adlarını bile böyle koydular. AKP… Yani “Adalet” ve “Kalkınma” Partisi… Fakat gelin görün ki, önce adaleti iğfal ettiler, sonra da kalkınmanın canına okudular! Sorarım size şimdi, Türkiye’de tarafsız bir mahkeme, korkusuz bir hâkim ve güvenebileceğimiz bir adalet sistemi mi kaldı? Her şey ortada, kapanan fabrikalar, satılan devlet malları hala canlı olarak hafızalarımızda. Deyin hele bu dönemde açılan bir tane fabrika var mı?

Üstat Abdürrahim Karakoç ne kadar güzel söylemiş:

“Uzun boylu, kısa boylu

Ölse ne ki, kalsa ne ki?

Üç-beş yüz bin işçi, köylü

Ölse ne ki, kalsa ne ki?

Fark etmez ırgat, amele

Harç diye basın temele

Alt tarafı hepsi köle

Ölse ne ki, kalsa ne ki?

Hayatına küstü memur

Yediğini kustu memur

Altı memur, üstü memur

Ölse ne ki, kalsa ne ki?

Vurguncuya işlesin çark

Namuslular etmesin fark

Esnafın destesi beş mark

Ölse ne ki, kalsa ne ki?

Dulu, yetimi kim arar

İmhasına verin karar

Emekliler zaten zarar

Ölse ne ki, kalsa ne ki?

İşsizler sürülsün yurttan

Büyükler kurtulsun dertten

İnsanlar kemikten, etten

Ölse ne ki, kalsa ne ki?

Temizlensin sathı vatan

Sevinsin pusuda yatan

Vatandaş lüzumsuz zaten

Ölse ne ki, kalsa ne ki?”

El hak doğru…

Bu sözlerin her dönemde biraz doğruluğu her zaman vardı. Fakat hiçbir dönemde bu günkü gibi cuk diye oturmamıştı.

Kıtlık dönemleri adı belli kıtlık dönemleriydi, ambargo dönemlerinde adı belli ambargolar ve bu ambargoların haklı sebepleri vardı. Tüp, yağ ve gaz kuyruklarının yaşandığı dönemlerde bile, evet piyasada bir mal kıtlığı vardı ama mal olsa vatandaşın cebinde o malı rahatça alabileceği parası da vardı.

Yani vatandaşın alım gücü hiç bu kadar düşmemişti.

Düşünün bir kere orta halli bir vatandaşın bugün için bir ev veya araba alma gücü var mı? Bırakın gücünü hayali var mı?

Asgari ücretli bir vatandaşın bir milyonluk bir arabayı alabilmesi için tam 46 ay çalışması lazım, bu tam 4 yıl eder. Üstelik bu paranın bir kuruşunu bile yememesi lazım. Hadi diyelim ki çok şanslı bir vatandaşımız olsun, evi var diyelim, sadece 2 kişi olsunlar (çoluk çocuk da olmasın) asgari ücretin yarısını biriktirse yarısıyla da iki kişi kıt kanaat karnını doyursa tam 8 yıl eder!

Eh 8 yıla da kim öle kim kala!

Adalet” dediler…

Kalkınma” dediler…

Adlarını bile böyle koydular.

AKP…

Yani “Adalet” ve “KalkınmaPartisi

Fakat gelin görün ki, önce adaleti iğfal ettiler, sonra da kalkınmanın canına okudular!

Sorarım size şimdi, Türkiye’de tarafsız bir mahkeme, korkusuz bir hâkim ve güvenebileceğimiz bir adalet sistemi mi kaldı?

Her şey ortada, kapanan fabrikalar, satılan devlet malları hala canlı olarak hafızalarımızda. Deyin hele bu dönemde açılan bir tane fabrika var mı?

Tabi bu korkunç sonuçtan Millet de kendini sıyıramaz.

Yazarlara, çizerlere, şairlere, ozanlara kulaklarını tıkayan bütün uyarıları görmezden gelen ve hatta uyaranlara düşman olan da bu Milletti.

Gelmekte olan büyük afeti görmedi, duymadı, bilmedi, anlamadı ve anlamak istemedi. Yalan vaatlere, güzel sözlere kanmayı tercih etti ve her seçim günü gidip inadına ampulün böğrüne evet bastı. Ne kadar yalan varsa sustu ne kadar talan varsa pustu, harlanıp alevlenecekken soğuk bir kül gibi köstü!

Sevgili Peygamberimiz de öyle buyurmuyorlar mı? “Nasılsanız öyle yönetilirsiniz”. Yani neye layıksanız öyle yaşarsınız ve kime layıksanız öyle yönetilirsiniz. Tabiri caizse, hiçbir milletin başına hiçbir Yezit rasgele gönderilmemiştir.

Bugüne kadar yaşananlar Milletin kendi seçimleriydi. Bugünden sonra yaşanacaklar da yine milletin seçimlerine bağlı olacaktır. İyi ya da kötü…

Matematik yalan söylemez derler. İşte rakamlar ortada:

TÜİK’in makyajlı enflasyon oranı: 44,38

ENAG enflasyon oranı: 83,40

Kira artış oranı: 60,45

Temel Mallar enflasyon oranı: 27,43

Hizmet grubu enflasyon oranı: 65,73

Çekirdek enflasyon: 59,83

Peki, memur ve emekli zammı artış oranı ne?

MEMUR VE EMEKLİ ZAMMI SADECE: 11,54 !!!

Alın başınıza çalın.

Allah müstahakkınızı versin.

Eğer müstahaksanız, Allah bin belanızı versin!

Başlarken Üstat Abdürrahim Karakoç ile başladık, istiyorum ki bitirirken de Değerli Sanatçımız Fatih Kısaparmak’la bitirelim.

Sağlıkla, bilinçle ve akılla kalın.

“Utanmadan haram lokma yutanlar

Şerefini üç kuruşa satanlar

Duymasa da Mısır′daki sultanlar

Haram saltanatı yıkılır elbet…

Ar damarı, ar damarı…

Şimdi olmuş kâr damarı!

Ar damarı çatlayanlar,

Bir gün elbet yer şamarı!

Sanma ki, haramla sefa süren var.

Mazlumun ahından hesap veren var.

Kara karıncaya gece gören var,

Haram saltanatı yıkılır elbet…

Hey halkım hey,

Hey halkım hey,

Uyan halkım hey, hey, hey, hey,

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!