Hasip Sarıgöz
Hasip Sarıgöz

Adam Değilsiniz!

featured

Eğer ki sizler; Kanun ve nizamları çiğneyerek, hakkı, hukuku ve adaleti yok sayarak: Bu genç teğmenlerimizin suçsuz olduklarını bile bile, bu vatan evlatlarını harcarsanız:Bilin ki, Türk Milleti’nin nazarında;  Günahkârsınız! Bilin ki, nazarımızda; Gafilsiniz! Bilin ki, nazarımızda; Korkaksınız! Bilin ki, nazarımızda; Zalimsiniz! Bilin ki, nazarımızda; Vicdansızsınız! Bilin ki, nazarımızda; Yemininden dönen döneklersiniz! Giydiği üniformanın ağırlığını, aldığı görevin sorumluluğunu taşıyamayan aciz ve zavallılarsınız. Bilin ki, nazarımızda Komutan değilsiniz! Eğer ki; bile bile haksızlığın, zulmün, ve adaletsizliğin yanında; Milletin, Cumhuriyet’in ve Ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemal’in de karşısında yer alıyorsanız: O zaman ADAM BİLE DEĞİLSİNİZ!

Sizler, bu genç teğmenlerin “Komutan”ları:

  • Milli Savunma Bakanı, Sayın Yaşar Güler,
  • Genelkurmay Başkanı, Sayın Metin Gürak,
  • Kara Kuvvetleri Komutanı, Sayın Selçuk Bayraktaroğlu,
  • Kara Harp Okulu Komutanı, Sayın Levent Sabahattin Güldağı,
  • Sizler, bu genç teğmenleri yargılayacak olan, Askeri Yüksek Disiplin Kurulu Üyeleri:
  • Genelkurmay Başkanı,
  • Kara Kuvvetleri Komutanı,
  • Hava Kuvvetleri Komutanı,
  • Deniz Kuvvetleri Komutanı,
  • Jandarma Genel Komutanı,
  • Genelkurmay İkinci Başkanı,
  • Genelkurmay Personel Başkanı,
  • Ve Sn. Genelkurmay Adli Müşaviri;

Şu anda çok büyük bir tarihi sorumluluk ve çok büyük bir milli vebal altındasınız.

Lütfen, şapkalarınızı önünüze koyun ve düşünün bir kere;

Sizler de genç oldunuz.

Sizler de o Harp Okulu’nun sıralarından geçtiniz.

Sizler de yıllarca emek verip dirsek çürüttünüz.

Ve nihayetinde sizler de Teğmen oldunuz.

Sizler de, o sırmalı ve parlak yıldızlı üniformalarınızı giyip, parlak kılıçlarınızı bellerinize takarak SUBAYLIK ANDINI GURURLA İÇTİNİZ.

Sizler de Vatana, Millete, Devlete, Bayrağa ve Ulu Önderimiz ve Ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılıklarınızı bildirdiniz. Üstelik bunu yapmaktan büyük bir onur duydunuz.

Gençliğin kıpır kıpır hallerini, teğmenliğin psikolojisini, delice akan kanını, heyecanını, ideallerini ve ruhunu; en az o genç kardeşlerimiz kadar iyi bilirsiniz.

Ve sizler de, hiçbir siyasi düşünce, fraksiyon, hiçbir dini cemaat, tarikat ve yapılanmaya değil; yalnızca Türk milletine hizmet etmeye ve yalnızca onun emrinde olmaya yemin ettiniz…

İşte o yemininizi hatırlayacağınız ve her türlü yönlendirme, telkin, taciz ve baskıya rağmen; yemininizin gereğini yapacağınız sıradışı günlerden geçiyoruz.

Üniformalarınızın hakkını verip veremeyeceğinizi, komutanlık görev ve sorumluluklarınızı her şeye rağmen yerine getirip getiremeyeceğinizi merakla beklediğimiz, çok hassas ve tarihi bir süreçten geçiyoruz.

Türk tarihi ve talihi; sizin atacağınız cesur adımlara ve alacağınız tarafsız ve adil kararlara bakıyor.

Unutmayın ki, böylesine hassas bir dönemde, birer Türk Subayı olarak alacağınız doğru ya da yanlış kararlarınızla tarihe geçeceksiniz.

Ya birer kahraman ya da birer Yezit gibi…

Seçim tamamen sizin ellerinizde.

O kadar mürekkep yalamış, okuyup yazmış, uzunca bir süre de “Devlet Görevi“nde bulunmuş adamlarsınız. Bu genç teğmenlerimizin: Ne ettikleri yeminde ne de attıkları sloganda herhangi bir suç unsuru olmadığını sanırım sizler de biliyorsunuz.

Çünkü, Cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” demek suç olmamıştır, Cumhuriyet idaresi ayakta olduğu sürece de suç olamaz. Bunu sizler de bilirsiniz.

Vatana, Millete, Devlete, Cumhuriyete ve Bayrağa bağlılık ise, bir Subay için zaten olmazsa olmaz bir gerekliliktir.

Ortada bir suç yoktur.

Peki ne vardır?

Görünen odur ki, memleket dahilinde iktidara sahip olanların Cumhuriyetle ve Cumhuriyeti kuranlarla bitmez bir husumetleri ve tükenmez bir karın ağrıları vardır.

Böyle bir durumda size düşen görev:

Adil olmanız,

 Cesur olmanız,

 Siyasi iktidarların Devlet olmadığı gerçeğini unutmamanız,

 Siyasi iktidarların tamamının FANİ ama Türk Devleti’nin BAKİ olduğunu bilmeniz,

 Siyasi partilerin, partililere ait olduğunu; ama Devlet’in hepimizin malı olduğunu anlamanız,

 Şahsi ikbalinizi değil, Millet’in istikbalini üstün tutmanız (Unutmayınız ki, dünyanın en şerefsiz insanı, yanlış olduğunu bile bile, çıkarı için yanlışı savunandır.),

Milletin vicdanını kanatacak ve millet vicdanında asla kabul görmeyecek kararlar almaya tevessül etmemeniz,

 Ve etmiş olduğunuz yeminlere bağlı kalarak yalnızca Türk Milletine ve Türk Devleti’ne hizmet etmenizdir.

Eğer ki sizler;

Kanun ve nizamları çiğneyerek, hakkı, hukuku ve adaleti yok sayarak: Bu genç teğmenlerimizin suçsuz olduklarını bile bile, bu vatan evlatlarını harcarsanız:

Bilin ki, Türk Milleti’nin nazarında;

 Günahkârsınız!

Bilin ki, nazarımızda;

 Gafilsiniz!

Bilin ki, nazarımızda;

 Korkaksınız!

Bilin ki, nazarımızda;

Zalimsiniz!

Bilin ki, nazarımızda;

Vicdansızsınız!

Bilin ki, nazarımızda;

Yemininden dönen döneklersiniz!

Giydiği üniformanın ağırlığını, aldığı görevin sorumluluğunu taşıyamayan aciz ve zavallılarsınız.

Bilin ki, nazarımızda Komutan değilsiniz!

Eğer ki; bile bile haksızlığın, zulmün, ve adaletsizliğin yanında; Milletin, Cumhuriyet’in ve Ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemal’in de karşısında yer alıyorsanız: O zaman ADAM BİLE DEĞİLSİNİZ!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!