H. Nurcan Yazıcı
H. Nurcan Yazıcı

Yoksulluğun Adresi!..

featured

Yoksulluk sorunu sadece sosyal yardım aracılığıyla çözülemez. Etkin bir sosyal devlet yapısı olmadan, Gelir dağılımındaki adalet sağlanmadan, Kayıt dışı ekonomi kayıt altına alınmadan, İşsizlik ve enflasyonla etkin olarak mücadele edilmeden, Yerel yatırım ve üretim alanları oluşturulmadan, Vergi yapılarında gerekli düzenlemeler yapılmadan, PKK ve Sığınmacılar meselesi çözülmeden, Sınırlarımızda güvenlik sağlanmadan yoksulluk ortadan kaldırılamaz.

Karacaoğlan demiş, Neşet Ertaş’ın sazı dile gelmiş.

Üç derdim var birbirinden seçilmez

Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm.”

Ayrılık ve ölümle imtihan edilmeyenimiz yoktur. Ya yoksullukla?

Yoksulluğu sadece maddî kriterler çerçevesinde açlık sınırının altında sürdürülen bir hayat olarak algılamamak gerekmektedir. Yoksulluk sadece mutfağınızı ve cebinizi vurmuyor çünkü. İnsanın hayatını anlamlı kılacak ekonomik, siyasi, kültürel ve sanatsal faaliyetlere katılamaması, üretebilme ve değer yaratabilme gibi sosyal alanlardan yararlanamaması, sağlıklı yaşam imkânlarından mahrum kalmasıdır yoksulluk.

Bir yerde savaş varsa, üretim yoksa işsizlik tavan yapmışsa, çiftçi emeğinin karşılığını alamıyorsa, gelir dağılımında eşitsizlik varsa, devlet yapısı vergi gibi kaynaklardan yeteri kadar beslenemiyorsa, o toplumda yoksulluk kaçınılmazdır.

Dünyada en yoksul ülke olarak adlandırılan Çad, birçok kaynaklarına rağmen yoksulluk içindeyse bitmeyen(gerçekte küresel güçler tarafından bitirilmeyen!) savaşlar ve iç çekişmeler yüzündendir. Tarihte “Mutlu Arabistan” denilen Yemen hem iklim yapısı hem de tarım potansiyeli açısından avantajlı olduğu halde, içine düşürüldüğü iç savaş ortamı ve silahlanmaya harcanan yüzlerce milyar dolarlar yüzünden yoksulluk çeken diğer bir ülke. Yarın savaş bitse bile aynı yoksulluk Filistin’de de yaşanacaktır. Sahip olduğu bütün ekonomik ve kültürel birikim ve de doğal kaynakları İsrail tarafından heba edilmektedir.

Bir ülkede barış ve üretim ne kadar önemliyse, üretimin ve elde edilen gelirin toplumda nasıl paylaşıldığı da aynı şekilde önemlidir.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’de halkın yüzde 40’ı gelirin sadece yüzde 16,5’ini alıyor. En zengin yüzde 20’lik grup ise gelirin yüzde 47,5’ini alıyor.

Bu skorla Türkiye, dünyada gelir dağılımının en eşitsiz olduğu ülkeler arasında… Bu da Türkiye’de siyasî iktidarların gelir dağılımında adaleti sağlama ve yoksullukla mücadele amacıyla uygulanan sosyal politikalara, adil paylaşıma yeterince ağırlık vermediklerini göstermektedir.

Hâlbuki Ekonomi politikalarının nihai amacı; toplumu oluşturan tüm bireylerin ve sınıfların ekonomik refah düzeyinin yükseltilmesidir.

Her geçen gün daha fazla gencimizin bir kurtuluş yolu aramak adına yurt dışına gitmesi, sosyal barışın gittikçe bozulması, marjinal sapmaların, hırsızlık, gasp ve kapkaç olaylarının ve de umutsuz insanların artması; hatta siyasî istikrarın bile olumsuz yönde etkilenmesi yoksulluğun yaşanıyor olmasındandır.

Sonuç olarak; Yoksulluk sorunu sadece sosyal yardım aracılığıyla çözülemez. Etkin bir sosyal devlet yapısı olmadan, Gelir dağılımındaki adalet sağlanmadan, Kayıt dışı ekonomi kayıt altına alınmadan, İşsizlik ve enflasyonla etkin olarak mücadele edilmeden, Yerel yatırım ve üretim alanları oluşturulmadan, Vergi yapılarında gerekli düzenlemeler yapılmadan, PKK ve Sığınmacılar meselesi çözülmeden, Sınırlarımızda güvenlik sağlanmadan yoksulluk ortadan kaldırılamaz.

Ahmet Hamdi Tanpınar,  “Biz bu türkülerin milletiyiz.”der.

“Türküler bizi söyler, biz türküleri…” “Ah yoksulluk, vah yoksulluk…   İnsanın ömrünü yer yoksulluk!” 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!