H. Nurcan Yazıcı
H. Nurcan Yazıcı

Ülkücü Kazan(dır)acak; (19 Haziran)

Ülkücüler ülkelerinin sorunları çözülünce, kendi sorunlarının da çözüleceğine inanan aşk adamlarıdır… “ tespitine hayır diyen bir ülkücü var mı? Hele hele ülkemiz hızla tek adamlığa, bölünmeye ve ekonomik çıkmazlara doğru sürüklenirken…

Vatanları söz konusu olduğunda kendi dertlerini unutan, bir karış toprağı için canlarını feda etmekten hiç çekinmeyenler maalesef uzun zamandır kendileriyle o kadar meşgul ve siyaset üretemez durumdalar ki, bu da onları “yorgun, sorunlu ve belirsizlik sarmalında” göstermektedir…

Hepimiz biliyoruz ki, ülkücülerin ilgi alanları hiçbir zaman sadece ülke gündemiyle sınırlı kalmamıştır… Onlar büyük dava adamı Mehmet Akif ve Başbuğ Türkeş gibi, savundukları “ilke ve değerleri” için her şeyden vazgeçenlerdendir.

SORUN NEDİR?

MHP’nin başarısızlık, bölünmüşlük, tutarsızlık, ümitsizlik… gibi, bir çok sorunu yansıtan halini görmezden gelmenizi, gidişattan rahatsızlık duymuyor olmanızı, hatta ortada hiçbir problem yokmuş gibi davranmanızı, şöyle açıklayabiliriz ancak; ya bu karışıklıktan yararlanıyorsunuz ya da ortamın destekçilerindensiniz.

Her iki şekilde de, “sorumsuzluk, menfaat, hırs ve ben duygularına teslimiyet var” demektir… Bu kişiler için “duyumları kapalı, düşünme alanları dar, sorunları algılama ve tanımlama da güçlük çekenler” diyebiliriz…

Bunun yanında, mevcut durumdan rahatsızlık duyup, soruna nasıl yorum getireceğini, çözümün adresini nasıl bulacağını bilmeyenler de var.

Yukarıda “MHP’de” sorun var derken, gerçekte sorunun “insan kaynaklı” olduğunun altını çizmeye çalıştım… Yapmaya çalıştığım, sorunun nedenini sonrasında da, çözüm yollarını ortaya koymaktı ki, bu konuda en önemli adım genel başkan adaylarından geldi zaten…

Bundan sonrası, yani “yolun aydınlığı ve netliği”, yine “bilgili, aklıselim ve duyarlı ülkücülerin kararlılığına” bağlıdır.

Nihayetinde birden fazla aday ve de çözüm yolları olabilir. Burada seçiminizle ilgili devreye, “samimiyet, uygunluk ve kabul görmüşlük” girecektir…

MHP bu vakitten sonra, “deneyelim bakalım” ya da “geçiş adayı” gibi bir düşünceyle kurultaya gidemez. Çünkü bu ülkenin kaybedecek tek bir dakikası yoktur…

Bir sorunu çözmek için onunla ilgili deneyim yaşamayı zorunlu görmek yanlıştır. “Deneyim zor ve pahalı bir okuldur, ama kafasını kullanmasını bilmeyenlerin gidebileceği başka bir okul da yoktur.” der Pascal.

Unutmayalım çözülmeyen sorunlar, başkalarıyla birleşerek, yeni sorunlar üretir. Bu hal düşmanları büyütürken, sizi bitirir… Bu da hiçbir dava adamının kabulleneceği durum değildir.

Ülkücü camianın bir an evvel “saflarını yeniden sıklaştırması”, bu “gayri memnuniyetsizlikten, ruhları karartan ve gittikçe ülkücüyü ülkücüden uzaklaştıran kötümser havadan kurtulması”, güçlerini birleştirip, “ülke hassasiyetini topluma yansıtması”, sorumluluklarına sahip çıkarak, “Türk milletine umut olmanın gereğini yerine getirmesi” gerekmektedir. Bu umut rüzgârıyla, “hem MHP, hem de Türk Milleti kazanacaktır” diye düşünülmelidir…

Sözlerimi Ziya Gökalp’ın bir hitabı ile bitiriyorum;

“Kadın yükselmezse alçalır vatan, Samimi olmaz onsuz bir irfan.”

"Bir irfanın halka geçerek milli hars mahiyetini alması, kadınların/görev almasıyla/başlar. Bir kavmin kadınları nasıl düşünürse, halkı da öyle düşünür."

KURULTAYIMIZ HAYIRLI, ÜLKÜMÜZ KUTLU OLSUN.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!