Türkiye yetmiş beş milyonluk bir ülke; konuşanlara bakıyor, konuşulanlara bakıyor, eylemlere bakıyor, eylemcilere bakıyor, sonra bir de yönetenlerin beceriksizliğine ve acziyetine bakıyor ve susuyor…
Bu susuşta onay yok. Bu susuşta kin yok. Bu susuşta korkaklık yok. Yanlış anlaşılmasın bu susuş hoşgörüden de kaynaklanmıyor…
Bu bekleyiş de; olgunluk var, asalet var, tarih var, inanç var ve de %50’nin uyanacağı sabaha olan sabır var.
Bu susuş ne zamana kadar sürecek dersiniz? Türkiye olarak bir bütün içinde, sloganımız sözde “Yeni Türkiye” değil de, milli bir idrak ile, özde “Güçlü Türkiye” olarak yüreklerde ses bulduğu gün bitecektir.
*****
ÇÖPLÜK MÜ OLACAĞIZ?
Kendi sınırımız kevgire dönmüş, yabancı savaşçıların geçiş üssü haline gelmişiz. Askerimiz, bırak ülkesini korumasını, kendi güvenliği konusunda bile eli kolu bağlanmış durumda… Gidiyorsunuz Birleşmiş Milletleri küresel sorunlar için göreve çağırıyorsunuz…
Onlarda size “Barışın bozulması ve saldırı eylemi durumunda alınacak önlemler” adı altında, 18 maddelik “yaptırım ve güç” uygulatan bir ödev veriyor. Hazırla bakalım ödevini şimdi… Korkarım bu konuda da masa arkadaşınız yine TSK değil…
Buyurun bakalım: “IŞİD’e karşı oluşturulan uluslararası koalisyona bir an önce katkı sağlaması için ABD tarafından baskı altına alınan Ankara, Suriyeli ılımlı muhaliflerin Türkiye’de eğitilmesini ve teçhizatlandırılmasını desteklemeyi kabul etti.”
Kabul ettik etmesine de peki, “ılımlı muhalifler” diye bahsedilen bu grup hangi kimliği taşıyacak? Kimden emir alacak? Kafaları hangi ideolojiyle donatılacak?
Ortadoğu, terörizm’i, sadece kendi siyasetleri için büyüten besleyen daha sonra da kullanıp atan “ABD, AB ve BM" yüzünden, “örgüt” çöplüğüne döndü.
Bu zihniyetle yapılacak böyle bir işbirliği ve “eğitim(!)” çalışmasıyla, yarın bizim topraklarımızın da, Ortadoğu gibi bir örgüt çöplüğüne dönmeyeceğini, silahların bize çevrilmeyeceğini kim garanti edebilir?
Zaten PKK’ya verilen tavizlerle yeterince kirlenmedik mi? Vatandaş olarak, “etik olamayan, günü kurtarma adına yapılan bu desteğin (çöpçülerle işbirliği içinde olmanın) tehlikeli sonucu konusunda, iktidarı ve ilgilileri uyarmayı bir vatandaşlık sorumluluğu görüyorum.
***
BÖLÜNMEDEN EVVEL ÖCALANI SERBEST BIRAKACAKLAR!
“İtalyan Adnkronos haber ajansı, Türkiye’nin, Kobani’ye müdahale etmeyerek, İmralı Adası’nda ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasını çeken Öcalan’ın serbest bırakılmasını gündemine aldığını öne sürdü. Ankara’nın oynayacağı kart, Öcalan’ı serbest bırakmak olacak" ifadelerini kullanan ajans, böylece Türkiye’nin bir iç savaş, AK Parti’nin ise Kürt oylarını kaybetme riskini önleyeceğini iddia etti.”
Bu haber sizi hiç şaşırtmadı değil mi? İmralı canisi olmadan Güneydoğu’da adım atamayanlar, hem yerlerini hem de oylarını büyütmek için bu senaryoyu sahneye koyarlarsa, çok çok “hayaldi gerçek oldu” sloganına bir yenisini daha eklemiş olacaklar hepsi bu.
Birilerinin hayalini gerçekleştirenler elbette Türk Milleti’nin hayallerini ertelemenin karşılığını çok yakında fersah fersah göreceklerdir.
Ha bu arada, iktidara bir mesaj daha vereyim. Kömürün modası geçti, şimdi doğal gaz için bir paket hazırlamaları gerekiyor!
Selamatle….