Kuzey Irak’taki Gara bölgesine yönelik operasyonda aralarında asker ve polislerin de olduğu 13 vatandaşımızın PKK tarafından şehit edilmesine Millet olarak kahrolduk. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun.
Artık! Tek bir askerimizin ve vatandaşımız kaybına tahammülümüz yok.
Yaşadıklarımız hainlerin ve Türk düşmanlarının yanına kalır mı? Kalmamalı!.. Millet olarak temennimiz bu…
Ve bütün siyasi gurupların da aynı temennide bulunmasını, aynı tepkiyi göstermesini bekliyoruz. Lakin hala, acılarımıza tepkisiz kalanları, kınamak yerine, lafı ağzında geveleyerek yutanları görebiliyoruz.
Kim bunlar?
Bunlar, HDP başta olmak üzere içimizdeki PKK sevicileri ve destekçileri…
Peki, HDP PKK’nın siyasi temsilcisi olarak kendini bu kadar açık ederken, bazı siyasi partilerin sırf ince hesapları yüzünden, HDP’yi büyütme ve sempatik gösterme çabasına ne denir?
“Hain içeriden olunca kapı kilit tutmazmış.”
Dün iktidarın “çözüm süreciyle” yaşattığı acılar ortadayken, muhalefetin aynı hataya düşüyor olmasını en hafifinden, ikbal avcılığı olarak açıklayabiliriz.
Hatta “teröristlerin gizli ve açık destekleyicilerine taraf olmayı, oy ve siyasi destek adına HDP ile iletişim içinde bulunmayı” vatan hainliği olarak da görmeliyiz.
En büyük eksikliğimiz;
Pkk’nın propaganda ve finans kaynaklarının nerelerden ve kimlerden geldiğini bildiğimiz halde, bu kanalları engelleyecek bir siyasi hamlenin ve duruşun ortaya konulamamış olmasıdır. Bu da ülkemizi, PKK ve terör örgütleriyle mücadelede eksik bırakmaktadır.
Türk milletinin siyasetten beklentisi;
Geçmişte yapılan hatalardan ders alınması. İktidarıyla, muhalefetiyle siyasetin, teröre ve pkk’ya karşı aynı dili kullanması ve de ortak mücadele içinde olunması…
Yoksa! “İkbal” diye diye siyaset yapanların bu gidişle, hdpkk çöplüğüne batması kaçınılmazdır… Millet vicdanında da, hiçbir zaman aklanamayacaklardır.
Başkanı kim olursa olsun Amerikan emperyalizminin ve AB’nin, Ortadoğu ve Türkiye üzerindeki emelleri hiç değişmeyecek, amaçlarına ulaşmak için de pkk’yı ve HDP’yi kullanmaktan asla vazgeçmeyeceklerdir.
O vakit Türk siyaseti, “Her şey Türk Milletinin menfaati, birliği ve dirliği için” ilkesine dönmeli… Teröre karşı “milli ve siyasi birlik süreci” ilan ederek, HDP’den vazgeçmelidir…
İktidar geçmişteki hatalarından ders alarak daha akılcı, demokrat, şeffaf ve tutarlı olurken, muhalefet de, iktidar olma hevesiyle hainlerle yürüttüğü işbirliğini sonlandırmalıdır…
İnsanlar “aptallıklarına, korku ve açgözlülüklerine” esir olurlarsa, hata yapmaları kaçınılmazdır.
Türk siyasetinin önceliği kendisi değil, Türk Milletinin geleceği olmalıdır.