Öğretmenliğimin ilk yılları sayılır. Trabzon Lisesi’nin 100. yıl kutlamaları daha dün gibi aklımda. Sadece okul değil, bütün TRABZON bir tarihe tanıklık etmenin heyecanı içindeydi. O günün kısıtlı imkânlarıyla hazırladığımız kutlama programının aklımda kalan en belirgin yanıydı, okulun ve kentin büyük heyecanı.
Açılışı yapmak için sahneye çıktığımda salona şöyle bir baktım. Kimler yoktu ki, en önde Belediye Başkanımız Orhan Karakullukçu, her zaman rahmet ve minnetle andığım okul müdürüm rahmetli Lütfü Ersoy ve değerli siyaset adamımız rahmetli Necmettin Karaduman.
Elbette aynı okulda 23 yıl öğretmenlik yapmış birisi olarak, o günlere ve sonraki günlere dair yazacak çok şeyim, anlatacak pek çok anım var. Dün gibi her şey aklımda, sevinçlerimiz, üzüntülerimiz, muhabbetlerimiz, okul koridorlarında ayak izlerimiz… Dinlesem sınıf duvarlarında yankılanır seslerimiz.
Öğretmenliğimin ilk tayin yeriydi TRABZON LİSESİ. Ve de son yeri. Emekli olduğumda da Trabzon liseliydim ben.
Çok gençtim kapısından içeriye girdiğimde. Tabiri caizse LİSENİN tecrübesinde ve ışığında, öğrencilerimle birlikte büyüdüm ben. Sadece öğretmen olarak bizler değil, kapısından içeriye girdiği an öğrencilerimiz de liseli olmanın ayrıcalığını yaşar ve bu tarihi sorumluluğu üslenirlerdi.
Öğretmenler ve öğrenciler işin bilincindeydi de, son yıllarda ki okul yöneticileri aynı duyarlılıkta oldular mı acaba? LİSENİN kent hafızasındaki derinliğine vakıf olamayan yöneticiler sözde “yenileştiriyoruz” diyerek, “liseyi lise yapan” tarihiyle oynadılar!.. Kimliğine kadar tartıştırdılar hatta!
1987 yılında dolu dolu kutladığımız, yüzüncü yılından bu güne bakıyorum. Tarih kokan liseden ne var elimizde? Ülkesine ve kentine hizmetleriyle tanınmış binlerce insandan hangisi örnek ve önder olarak anlatılmış gençlerimize? Ya da böyle bir arşiv var mı elimizde? Sanat ve kültür adına ilklere imza atmış olan LİSENİN, hangi etkinliklerini yansıtabilmişiz bugünlere.
Bu eksiklikler için geçmişte OKUL yöneticiliğini yapmış olanları ve onların zihniyetini suçladığım kadar, insanlarımızın ve kentimizin duyarsızlığını da sorguluyorum. Koskoca okulu birkaç kişinin eline teslim etmek gibi büyük bir yanlış yapıldığı kesin.
Bugünkü okul yöneticisinin konuşmasından anlıyoruz ki yine değişen pek bir şey yok. Lise adına konuşma yapan yönetici, Trabzon Lisesi’nin tek farkındalığı sanki öğrencilerinin aldığı giriş puanıymış gibi, liseyi rakamlar üzerinden ifade ediyordu. Birden geçmişte beraber çalıştığımız yöneticimiz geldi aklıma.
Lise adına iki cümle kuranların rakamlarla konuşmaya başlaması, sanattan kültürden hiç bahsetmemesi, Trabzon Lisesi’nin ve eğitimin hangi anlayışın elinde olduğunu göstermesi açısından çok önemli ve de üzücü.
Bu bağlamda TRABZON LİSESİ’NE sahip çıkma adına yapılan, 130. yıl etkinliğini çok önemli buluyorum. O resimde eğitimine ve değerlerine sahip çıkan insanlarımızı gördüm, mutlu oldum, umutlandım.
Umarım ve dilerim bu “TARİHİNE ve KİMLİĞİNE” sahip çıkış devam eder. Böylelikle ‘Trabzon Lisesi’nin adı da, yapısı da FARKLI bir amaca ve projeye kurban gitmez.
Öncelikle teşekkürüm bu etkinliği düzenleyen, TLYD’ye (Trabzon Liselerinden Yetişenler Derneği) ve TAMAV’a ( Trabzon Araştırmaları Vakfı Merkezi)
Bu sahip çıkışa sözcülük yapan kendileriyle her zaman gurur duyduğum öğrencilerim, TGC Başkan Yardımcısı-Trabzon Ajans Genel Direktörü Altuğ Atalay ve Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile TRABZON LİSESİNDE YOLU BİRLEŞENLERE.
Var olun! Sağ olun.
H. Nurcan Yazıcı
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı