Büyüklerin yaşam bilgisi, tecrübelerinden ortaya çıkar… Özellikle cesur, idealist yaşamları olanlar, ömrünü verimli kullananlar, gençlere ve topluma çok kıymetli mesajlar verirler.
“Çoğu insanın cesareti yoktur.
Ya Sağa döner ya sola; üçüncü bir yoldan yürümek istemez.
Hep hazır yola sapmaya çalışır… Kendi taş yolunu döşeme gayretini bir türlü sarf edemez…
Bu bir cüret, cesaret meselesidir. Ama şunu bilin ki azizim, hayatta ancak kendi fillerini Alp Dağından aşıran, aşırmayı düşleyen insanlar başarılı olur…” diyor İlber Ortaylı
İlber Ortaylı “İnsan Kendi Geleceğini Nasıl Kurar” kitabında, tecrübelerinden yola çıkarak bazı konuların altını çizerken, daha çok insanların idealsizliğine ve hedefsizliğine, bu kaygan ortamda savrulan gençliğe dikkat çekiyor.
Büyüklerin zaman ve zemine göre sağa sola sapmaları, değişkenlikleri, sürekli şikâyet halinde olmaları, nereden güç alacaklarsa oraya yaslanmaları yüzünden gençlerin de, kendi yolunu bulma ve mücadele etme cesareti kırılıyor.
Geçmişe dönük “amalı ve keşkeli” cümleler kurarak anlattıkları hikayeleriyle, seçimlerini ve mücadeleden kaçma nedenlerini haklı göstermek adına kurdukları siyasi söylemleriyle… Her ortamda bir ikbal arayışında olan, belirsiz bir düşünce tarzını ve kolaycılığı seçen büyükler, gençlere kötü örnek oluyor.
Ne yazık ki bugün, gençlere işaret ettiğiniz yol, toplumsal ve yönetsel meselelerde farklı bir bakış açıları ortaya çıkarmaları, belirledikleri hedefler doğrultusunda mücadele etmeleri değil, siyasetin menfaat kokan koltukları…
Bir hedef kazandıramıyorsunuz!
Son yıllarda özellikle teknolojinin sunduğu yeni katılım araçlarıyla birlikte gençlerin siyasete katılımları artsa da, siyasi partiler istikrarlı bir biçimde, ülkesel ve toplumsal bir hedef ortaya koyamadıkları için gençler özellikle sosyal statü kazanmak ve iş bulabilmek amacıyla siyasal partiler ile ilişki kurmaktalar… Kısa vadeli ve ihtiyacı gidermeye yönelik bu ilişkiler gençlerin siyasetteki konumunu güçlendirmeye yönelik bir içeriğe sahip değildir.
MHP ve CHP gibi siyasal partilerin en önemli destek birimleri olan gençlik kolları, gençlerin beceri, bilgi ve fikir gelişim süreçlerini içermesi bakımından yetersiz, geleceklerine umut vermedikleri için partilere ilgisi ve hevesi istenilen güce ulaşmamaktadır.
Kısacası; bir eğitimci ve siyasi geçmişimden edindiğim tecrübelerime dayanarak diyorum ki;
“Zamanın ve menfaatlerin içinde yolunu kaybetmiş büyükler; gençlere nasıl katkı verebilir?
Onları nasıl harekete geçirebilir?
Onların enerjisini nasıl yönlendirebilir? Bir hedef oluşturmalarını, kendilerine inanmalarını nasıl sağlayabilir?”
Siyasi partilerin gençleri fikir üreten, bu fikri uygulayan ve sorumluluk üstlenen bireyler haline getirebilecek bir farkındalığa ulaşması, gelecek için hedefler sunan bir yaklaşıma evrilmesi, toplumu olumluya yönlendirmesi için yeni rol modelleri çıkarması şarttır.
Akibetlerini tesadüflere ve suyun akışına bırakan gençliğin, kendi olabilmesi için, büyüklerin daha cesur ve geçmişin alışkanlıklarından vazgeçmesi gerekiyor.
Gençliğin dinamizmi ile yeniliklerin itici gücünden faydalanmak ancak gençliğin merkeze alınması ile mümkündür. Böylece siyasette bir değişim, değişimden de, yeni çözümler ortaya çıkacaktır.