H. Nurcan Yazıcı
H. Nurcan Yazıcı

Şiddet Karşısında Tavrınız!..

featured

Bu durum, şiddetle başa çıkabilecek, duygusal olarak güçlü bireyler yetiştirmekte başarısız olduğumuz anlamına geliyor. Eğitimde yapılacak köklü reformlar yapılmalı, çocukların sadece bilgiyle değil, aynı zamanda sevgi, empati ve anlayışla donatılmasını sağlamalıdır. Medyanın rolü de oldukça kritik. Televizyon dizilerinden sosyal medya içeriklerine kadar pek çok alanda şiddet içeren sahneler yaygınlaşmış durumda. Bu durum, şiddeti normalleştiriyor ve gençlerin bilinçaltına yerleşmesine neden oluyor. Medyanın şiddeti yüceltmek yerine, barışı ve anlayışı teşvik eden içeriklere yönelmesi gerekiyor.

Geçtiğimiz hafta yaşanan şiddet olayları, ülkemizin genel şiddet eğilimleri hakkında önemli sorular gündeme getirdi. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaşanan kavga, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’a yönelik saldırı ve çocuklar arasında artan şiddet vakaları, bu sorunun sadece “kadına şiddet” olarak geçiştirilemeyeceğini, ne kadar derinlere indiğini gösterdi.

Balık Baştan Kokar

Meclis’te yaşanan kavga, Türkiye’nin en yüksek temsil organında dahi şiddetin kökleşmiş bir sorun olduğunu gözler önüne serdi. Toplumun bir kesimi tarafından alkışlansa da Milletvekilleri arasında çıkan fiziksel çatışma, siyaset dünyasında artan kutuplaşmanın bir yansıması olarak görülebilir. Bunun topluma nasıl geçtiğini ise her alanda artan şiddet olaylarıyla gözlemleyebiliriz.

Aynı hafta içerisinde, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un fiziksel saldırıya uğraması, spor dünyasında dahi şiddetin nasıl yaygınlaştığını gösterdi. Bu olaylar, şiddetin sadece sokaklarda değil, en yüksek karar mercilerinde ve toplumu birleştirmesi gereken alanlarda bile varlığını sürdürdüğünü ortaya koyuyor.

En çarpıcı örnek ise, çocuklar arasında yaşanan trajik bir olaydı. İstanbul’da iki çocuk arasında çıkan tartışmanın bir çocuğun hayatını kaybetmesiyle sonuçlanması, şiddetin toplumsal temellerini de sorgulamamıza neden oluyor. Bu tür olaylar, eğitim sistemimizin, aile yapımızın ve toplumsal değerlerimizin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini gösteriyor.

Şiddetin Kaynağı: Eğitim ve Medya

Bu noktada, şiddetin temel sebeplerine inmek gerekiyor. Türkiye’deki eğitim sistemi, öğrencilerin sadece akademik becerilerini değil, aynı zamanda sosyal ve duygusal zekâlarını geliştirmede yetersiz kalıyor.

Bu durum, şiddetle başa çıkabilecek, duygusal olarak güçlü bireyler yetiştirmekte başarısız olduğumuz anlamına geliyor. Eğitimde yapılacak köklü reformlar yapılmalı, çocukların sadece bilgiyle değil, aynı zamanda sevgi, empati ve anlayışla donatılmasını sağlamalıdır.

Medyanın rolü de oldukça kritik. Televizyon dizilerinden sosyal medya içeriklerine kadar pek çok alanda şiddet içeren sahneler yaygınlaşmış durumda. Bu durum, şiddeti normalleştiriyor ve gençlerin bilinçaltına yerleşmesine neden oluyor. Medyanın şiddeti yüceltmek yerine, barışı ve anlayışı teşvik eden içeriklere yönelmesi gerekiyor.

Sonuç: Toplumsal Bir Uyanışa İhtiyaç Var.

Şiddetin bu kadar yayılması ve kolay olması, toplumsal ve insani değerlerin zayıfladığının bir göstergesidir.

Şiddetin bir bahanesi olamaz.

Bu şiddet sarmalından çıkmak için toplumun her kesiminin sorumluluk alması gerekiyor. Politikacılardan spor kulübü yöneticilerine, öğretmenlerden ebeveynlere kadar herkes, şiddeti kınayan ve barışı teşvik eden bir duruş sergilemeli. Eğitimde reformlar yapılmalı, medya sorumluluk almalı ve şiddetin yüceltilmesine son vermelidir. Bu şekilde, Türkiye’nin geleceği olan çocuklar, şiddet yerine sevgi ve saygı dolu bir dünya inşa edebilirler.

“Şiddetin nedeni unutulur, geriye acı ve ölüm kalır.”

(Bu arada şiddet yanlısı İsrail’in, Filistin’e uyguladığı korkunç şiddeti göz ardı edemeyiz.)

Yaşamak ve yaşatmak, insanın en temel sorumluluğu olmalıdır. Her insanın hayatı, onuru ve değeri korunmalıdır. Şiddetin, nefretin ve ötekileştirmenin bu kadar yaygın olduğu bir dünyada, insani değerlerin yeniden hatırlanması ve savunulması hayati önem taşıyor.

Şiddet karşısında sessiz kalmamak, duyarsızlaşmamak, insan olmanın en temel gerekliliklerinden biri. Acıyı paylaşmak yetmez, aynı zamanda adalet arayışına destek vermek, sessiz kalanları harekete geçirmek gerekir. Bu duruşu sadece ülkemiz için de değil, masum çocukları, yaşlıları acımasızca öldüren İsrail’e de göstermeliyiz.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!