Sağlıklı, eğitimli ve hakları tanınan çocuklar, gelecekte güçlü ve adil toplumların inşasında rol oynar. Bu nedenle, siyaset, sivil toplum kuruluşları ve bireyler, çocuk gündemine öncelik vererek çocukların ihtiyaçlarını ve haklarını koruma sorumluluğunu paylaşmalıdır.
Çocukların korunması, aileden topluma ve devlete kadar herkesin sorumluluğundadır.
Dolayısıyla çocukların karşılaştığı tehlikelere karşı toplumsal duyarsızlık, onların korunamamasına zemin hazırlar.
Toplumun ve ailenin, çocukların güvenliği ve refahı konusundaki yetersizliği ve bilgisizliği, ihmal ve istismarın fark edilmemesine veya üzerine gidilmemesine neden olabilmekte.
Topluma ve ebeveynlere çocuk hakları ve korunması konusunda yeterli eğitim verilmemesi ise, toplumsal bilincin oluşmasını engellemekte. Bu eksiklik, çocuklara yönelik ihlallerin normalleşmesine yol açmakta.
Medya ve toplum, çocukları koruma konusunda güçlü bir bilinç oluşturmak yerine, bazen bu tür vakaları magazinleştirip duyarsızlaştırabiliyor. Bu da çocukların korunmasına yönelik toplumsal çabaları zayıflatmakta.
Yeterli yasa ve koruyucu mekanizmaların olmaması veya var olan yasaların etkin bir şekilde uygulanmaması, yine çocukların korunamamasına neden olmakta…
Devletin aile içi şiddet, ihmal ve istismar gibi konulara müdahale etme konusundaki yetersizliği, çocukların güvensiz ortamlarda büyümesine neden olmakta. Hâlbuki aile dinamiklerine müdahale konusunda daha proaktif olunması gerekmektedir.
Yoksulluk, işsizlik, sosyal hizmetlerin yetersizliği gibi ekonomik ve sosyal faktörler, çocukların risk altında olmasına sebep olmaktadır… Bunca yaşanan istismar ve şiddet olaylarına karşın, siyasetin bu türden sorunları çözmekte yetersiz kalması ise, çocukların ne kadar büyük tehlikede olduğunun göstergesidir.
Sonuç olarak,
Narin’i ve çocuklarımızı kimden ve nelerden korumamız gerektiğini ele alacak olursak:
Yabancılar ve Suçlulardan…
İhmal veya İstismar eden aile üyelerinden…
Toplumun İlgisizliğinden…
Kötü Sosyo-ekonomik Koşullardan…
Çocuklarını koruyamayan bir toplumda suçlu sadece bireyler ya da devlet değil; bu, daha geniş bir toplumsal sorumsuzluğun sonucudur. Çocukların korunması için toplumun her kesimi daha bilinçli, duyarlı ve aktif olmalıdır.
Çocukların her türlü istismardan, şiddetten ve ihmalden korunması, sağlıklı bir toplumun temeli olarak görülmelidir.
Çocuk gündemi oluşturmalıyız;
Toplumun en savunmasız kesimi olan çocukların karşı karşıya kaldıkları sorunları, haklarını ve ihtiyaçlarını merkezine alan bir gündem…
Bu gündem, çocukların sağlıklı, güvenli ve eşit bir şekilde büyüyebilmeleri için gereken şartların oluşturulmasını hedeflemeli. Çocukların korunması, onların seslerinin duyulması ve haklarının tanınması gerektiği bilincinin şekillenmesi adına da gündem, uzun bir zamana yayılmalı.
Sağlıklı, eğitimli ve hakları tanınan çocuklar, gelecekte güçlü ve adil toplumların inşasında rol oynar. Bu nedenle, siyaset, sivil toplum kuruluşları ve bireyler, çocuk gündemine öncelik vererek çocukların ihtiyaçlarını ve haklarını koruma sorumluluğunu paylaşmalıdır.
Yazılarınızı okuyunca ışık oluyor, aklınıza sağlık, gayretiniz kutlu olsun.