H. Nurcan Yazıcı
H. Nurcan Yazıcı

Misafirliğimiz “Ana-Babalara” Ayna Olsun!

 

Sağlıklı, başarılı ve mutlu çocuklara sahip olmak her anne babanın ve de toplumun hayalidir, değil mi?

Sıkıntı, hayallerin gerçekleşmesi için hangi reçetenin kullanılacağının bilinmemesi. Eğitimin ve gelişiminin ömür boyu devam ettiğinin ve temelinin aile içinde atıldığının, çocuğun aile ile tamamlandığının göz ardı edilmesi.

Bu kültür ve inancı yitiren bir toplum olarak durumumuz gerçekten çok vahim!

Batı kaynaklı, geleneklerimizi dışlayan çocuk eğitimi programları ve çocuklarımıza sözde rehberlik yapan, yerelinden ve köklerinden kopuk pedagoglar yüzünden “iki arada bir derede” kalmış vaziyetteyiz.

“Hâlbuki çözüm bizde. Çocuklarımızın eğitiminde bir eksik varsa eğer, bakmamamız gereken ilk yer ailemiz.DİYOR ve MİSAFİRLİĞİMİZİN anne babalara ayna olmasını diliyorum.

Misafir olacağınız EVİN KAPISINI ÇALIYORSUNUZ! Size kapıyı evin babası yanında eşi ve çocuklarıyla açıyor. Hepsi sırayla “HOŞ GELDİNİZ” diyerek tokalaşıyor.

Siz koltuğunuza oturana kadar da herkes ayakta…  Oturmanızı bekleyen çocuklar sırayla gelip elinizden öpüyor. Bir taraftan da sorduğunuz sorulara kısa ve öz cevaplar veriyorlar. İsimlerini ve okullarını öğreniyorsunuz. Kısa bir hatır sorma muhabbetinden sonra da müsaade isteyerek yanınızdan ayrılıp odalarına çekiliyorlar.

Evin babası, oturduğunuz yerde rahat olup olmadığınızı soruyor. Kolunuzun altına bir yastık daha koyuyor. Hepsi sıcacık bir sohbet ortamı, yaşamın küçük bir anını paylaşmak için.

Evin hanımı önünüzde ki sehpaya bir bardak su bırakıyor… Küçük kızları, elinize kolonya döküyor. Limon ferahlığına, gül tadında bir lokum ve kahve ikramı eşlik ediyor.

Bu arada inceden inceye Neşet Ertaş duyulurken, farkında olmadan muhabbetinize Anadolu havası karışıyor. Sadece kahve mi?  Hiç eksiksiz bir aile ortamı bu, türküler bile ikram ediliyor.

Konu konuyu açarken türkülerde nefeslenmeye karar veriliyor. Herkes kendi yöresinin türkülerinden, ozonlarından bahsediyor. Hatta küçük seslendirmeler bile yapılıyor. Evin büyük oğlu belli ki türkü dostu. Elinde bağlama ile çıkageliyor. Son öğrendiği türkünün önce hikâyesini anlatıyor. Sonra da sazının tellerinde şehir şehir dolaştırıyor sizi… Urfa, Trabzon, Erzurum, Kırşehir…

Amman amman Dün gece yar hanesinde yastığım bir taş idi Altım çamur üstüm yağmur gine gönlüm hoş idi.”

Evin ortanca oğlu gezgin ve fotoğrafa meraklı. Önce çektiği fotoğrafları gösteriyor. Sonra gördüğü yerlerin doğasını, tarihini ve yaşamını, dünümüzün bugüne akışını anlatıyor kendi cümleleriyle.  

Ha! Bu arada çayı atladım. Her her meclis ve ortamda; baş tacı.  Yanında, kuru incir, fındık, fıstık. Bir tuzlu bir de tatlı kurabiye… Evden ayrılırken aklınızda kalan tek şey,  çocukların büyükleriyle olan diyaloğu ve bu paylaşımın gönlünüzde bıraktığı tat.

Değerli okurlarım, anlattığım hikâye değil. Bir Türk ailesinin misafiri ile paylaştıkları. Çocukların bir aile içinde nasıl eğitildiğinin ve tamamlandığının örneği. Bu ülkenin çocukları işte bu ortamlarda hayata hazırlanmalı, şekillenmeli ve kimlik kazanmalı…

Yeni eğitim-öğretim yılının başladığı bu günlerde yine yanlış şeyleri tartışıyoruz. Hangi sistemi getirirsek getirilim; biz büyükler ne olduğumuzu, kimliğimizi ve AİLE OLMANIN önemini bilmedikten, bu ortamların gereğini yerine getirmedikten ve de ülkemizin şartlarını göz önünde bulundurmadıktan sonra, ortaya koyacağımız yöntemlerin ne geleceğimize ne de çocuklarımıza hiçbir katkısı olmayacaktır.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!