MHP Genel Başkanlığı’na yeniden seçilen Sayın Dr Devlet Bahçeli’yi kutluyor, MYK üyeliği ile ‘MHP’ çalışma ekibi içinde görev alan değerli şahsiyetlere başarılar diliyorum.
4 Kasım Pazar günü, kızan, küsen, isyan eden ve hatta artık ‘ben MHP’de yokum’ diyebilenlerin bile hiç tereddütsüz olarak katıldığı bir şöleni, MHP 10. olağan kurultayını yaşadık. Aynı yerde buluşma heyecanı, özlemi ve idraki bence, sadece kişiler için değildi. O gün salonda birlik olunmasının öncelikli nedeni;Ülkücü’nün ‘ülküsüne bağlılığı, inancı ve ülkesine olan sevdasıydı…’ Biliyoruz ki, “Tarihe adını kazımış milletler, güçlü bir ülkünün ısrarlı takipçisi olmuşlardır.”
Kurultayda, Başbuğ’un Bozkurtlar’ı öyle bir resim verdiler ki, bu havayı daha evvel defalarca teneffüs edenler bir taraftan anılarını tazelerken, bir taraftan da gözyaşlarını tutamadılar. Dolayısıyla Başbuğ’un ruhunu yansıtan bu tabloda ki kaynaşma ve muhabbet (bazı kötü sahnelere ve olumsuzluklara rağmen) dosta, düşmana verilen en güzel cevaptı. Gördük ki, ‘Bu dava gelişi güzel bir araya gelenlerin, talan peşinde koşan ‘güruh kavgacılığı’ndan ibaret değilmiş.’
Gençliğini değerleriyle tanıştırmış, devletiyle uzlaştırmış ve milletine hizmet etmeyi en güzel ahlak olarak ortaya koymuş bir davanın o gün ortaya koyduğu resim Türk Milleti tarafından bir kez daha takdir edildi. Öyle ki o saatlerde, hangi aday konuşursa konuşsun ülkücülerin kulağında sadece birliğin sesi duyulurken yüreklerinde de, Ülkü’nün iriliği hissediliyordu.
Sayın Bahçeli, Sayın Aydın ve Sayın Dervişoğlu maziden gelen tecrübeleriyle salona seslenirken, siyasi rekabetten doğan kazanımların neler olacağı konusunda da bize fazlasıyla fikir verdiler. Adayların çok olması bazıları tarafından ‘MHP’de yolunda gitmeyen bir şeylerin göstergesi ve olumsuzluk’ olarak adlandırılsa da bu, o davanın fertlerinin kendine olan güvenini ve daha da ileriye gitme çabalarını ateşledi.
Böyle bir çabanın içinde ve öncülerinden oldukları için bütün adaylarla birlikte, Sayın Aydın ve Dervişoğlu’nu, gösterdikleri cesaret ve inançlarından dolayı bir kez daha kutluyorum. Görüldü ki bu hareket her zaman kendi içerisinden bir lider çıkartabilecek bir potansiyele sahip. Görüldü ki bu hareket her zaman yediden yetmişe her Ülkücü’nün sevgisine mahzar olabilecek, tavrı ve duruşuyla herkesin takdirini toplayabilecek değerlerine sahip. Değil midir ki zaten, her ülkücü lider ruhu taşır…
İnanıyorum ki Sayın Bahçeli’de her zaman ki duyarlılığı ile kurultay süresince, adaylar tarafından dile getirilen, MHP’nin ve ülkemizin gidişatı ile ilgili konuları dikkate alacak, ‘MHP’ içinde ki, doğru ve yanlış politikaları yeniden gözden geçirecektir.
Bundan böyle, o salonu güzelleştiren birlik ve beraberlik havasını devam ettirme görevi; yeniden MHP Genel başkanlığına seçilen Sayın Dr. Devlet Bahçeli ve ekibinin olarak gözükse de inanıyoruz ki, Türk Milliyetçileri ve ülkücüler sorumluluklarının bilincinde olarak üzerlerine düşen neyse yapacaklardır.
Bu bağlamda, yerel seçimler yaklaşırken MHP tarafından etrafa verilecek coşku ve heyecan birinci derecede dikkate alınması gereken bir husustur. Belirlenen hedefe doğru, kararlılıkla, heyecanla ve inatla bir yürüyüş başlatılırken öncelikle, umutsuzluğa kapılmış olan her ‘ülkücü’ yeniden MHP’sine inandırılmalıdır. Bu da ancak bir takım ruhu içinde, merkezle beraber bütün ülkücülerin ortaklaşa çalışabilecekleri bir ortam kurularak yapılabilir.
"Dilde, fikirde, işte birlik"i daha da kuvvetlendirmek adına ‘merkez’, bir ağabey gibi kucaklayan taraf olurken, Ülkücüler arası ilişki ağı genişletilip, yürekler sevgiyle sarıp sarmalanmalıdır. Derim ki, ‘Bir yerlerde kar kış, yüreklerde dinmeyen fırtına, buz kesmiş ülkücü varsa, diğer Ülkücülerin güneşi hissetmesi ne mümkün.’
MHP şimdi, kongre salonundan yansıttığı ‘birlik ve dirilik’ resmiyle kazandığı pozitif enerjiyi çalışmalarına yansıtıp Türk Milleti’nin yeniden el verdiği bir parti olmalıdır. Bunun adı da iktidara yürüyüştür. Allah hayırlara vesile eylesin inşallah.
