Kadın “Femin&Art” Sanat

Birbirinden değerli 33 sanatçı ile Trabzon’dan Tiflis’e gidiyoruz. Genelde uzun otobüs yolculuklarından bunalsam da, bu sefer “ruhumda” inanılmaz bir rahatlık var. Derin derin nefes alıyorum; Sanat/çın/ın sohbeti bile “değerli bir eser kıvamında” her ortamı güzelleştirip, dar alanları genişletebiliyor. Ne istediğini bilen “mücadeleci” kimliğini sanatı ile kaynaştırmış; özel insanlar bunlar.
 
 
Sanatçı; içinde ki güce inanan, varlığa duyarlı, bu duyarlılığını ruhunda bin defa büyütüp; eserleriyle fırtınalar koparandır. İç ve dış hesaplaşmayı en adil biçimde ortaya koyan, herkesten bir adım önde, doğanın ve insanın lisanını çözmüş, eserleriyle “dünyaya” tercümandır.
 
Sanat; Marifettir, Tarihtir,Barıştır,Özgürlüktür, Aşktır, Güzelliktir, Arayıştır,Karşı duruştur,… Bazen sizi yoklara karıştırır, bazen de sizi, kendinizle tanıştırır. Unutmayalım; “Sanatın muhatabı bütün insanlardır.”
 
 
Şimdi; sanatın tarifini ve sanatçının işlevini yazmaya kalkarsak sayfalar almaz. Beşikten mezara, doğumdan ölüme kadar; gözün gördüğü, yüreğin vurduğu, dilin döndüğü, ellerin var ettiği her şekilde, her alanda sanat. Trabzon’dan Tiflis’e; yine sanatla bir köprü, yine “Femin&Art”.
 
Sivil toplum örgütü olarak sıradan bir başarı değil Femin&Art ve kurucu başkanı Şükran Üst’ün yaptığı, Parasız pulsuz çıkılan bu gönüllülük, bir“ülke sevdası” değil de nedir. Türk bayrağını sınır ötesine taşıyan , “sanatçıların sözde değil özde ki bu aşkı görülmeli, bunu en çok da devlet fark etmeli” derim.
 
 
 “Bir ülkeyi en iyi sanatçısı anlatır”;Gözüyle, kulağıyla, yüreğiyle, diliyle ve hatta bedeniyle. O anlatır anlatmaya da; biz “onların bu emeğini” okumayı becerebiliyor, o aynadan yansıyanlara duyarlı olabiliyor muyuz? Bilmem!
 
 
Sanatçı üretir. “O” anı, günü ve zamanı; ürettikleriyle, kendi kadar, yaşadığı toplumu da kalıcı kılar; günü geleceğe ulaştırır. Yani, ulusları kalıcı kılan, yaşatan, tarihe mal eden, sanat ve kültürdür.
 
Kısacası, Ülkeleri en iyi sanat ve kültürlerinde tanırız. Bir ülkenin siyasal dokusunu, insanının sosyal değişimlerini, gözyaşlarını, kahramanlıklarını, mücadele gücünü, isyanlarını, küskünlüklerini ve hatta yok oluşlarını…
 
 Sanat çok boyutlu ve çok işlevli becerisiyle, sadece anlatmıyor, anlattıkları ile kişi ve toplumları eğitip, şekillendiriyor. Sanatın enerjisi o kadar büyük ki günü diri tutmakla kalmıyor, kuşaklar arası bağlayıcılık görevini hakkıyla yerine getiriyor.
 
Değil midir ki “sanat “, “savaşa” silah olmamış, aksine “barış”a bayrak- yol olmuştur, bize düşense bu emeğe sonsuz saygıdır.
 
Trabzon’dan Tiflis’e; hikâye uzun bir o kadar değerli. Trabzon Kadın Sanatçılar Derneğimiz- Femin&Art Genel Merkezi,  Gürcistan’ın Başkenti Tiflis’te açtığı şube ile bir ilki gerçekleştirip uluslararası dernek statüsünü kazandı. Trabzon Tiflis Sanat Köprüsü dostluk sergisi için Tiflis’e giden 67 Sanatçı, dünyada saygın yeri olan Tiflis Devlet Güzel Sanatlar Akademisinde ağırlandı. Tiflis Devlet Tarih müzesinde ki dostluk sergisi aydınlığa ve dostluğa bir ışıktı.
Ülkeler arası diyalogların gelişmesinde sanatın çok önemli olduğu gerçeğini ilke haline getiren, Trabzon Kadın Sanatçılar Derneği,“Sanat evrensel dildir diyerek,4 yıldır yaptıkları uluslararası resim festivalleri ile kurdukları köprü, siyasilere ders olacak nitelikte. Bu dostluklar öyle siyaset masalarında pazarlık olacak cinsten değil. Samimi ve güçlü. Şuan da, “Kanada, Rusya, Kazakistan, Azerbaycan gibi sanatı geçmişinden günümüze taşıyan ve tüm dünyada resim sanatında yeri olan bu ülkelerin Femin&Art’ı arayarak ülkelerinde şube açmak istemeleri bu samimiyetin, bu emeğin geri dönüşü değil mi?”
Sanat barış, dostluk ama en çok da köprü… ülkeler arası bu köprüden kimler mi geçecek, varın siz düşünün…. Tabii ki en çok da, o ülkelerde ki Türkler ve Müslümanlar!
Bir daha ki yazımda ,“TURK DUNYASI KADINLARI DOSTLUK VE DAYANISMA DERNEGI (TUDKAD)ve kadınlarının azimle yürüttükleri çalışmaları ve duyarlılıklarını, kurdukları birçok “köprüyle” neleri başardıklarını yazacağım. Saygılar