H. Nurcan Yazıcı
H. Nurcan Yazıcı

Gözlerime Bak ve Anla “MHP’de Kongre Öncesi”

MHP en bunalımlı zamanlarında bile Türk Milleti’nin umudu olmuştur. Ülkücü de bunu hiçbir zaman göz ardı etmemiş, aynı umudu, aynı heyecanı ve aynı güveni artırarak, bu tutumunu her zeminde devam ettirmeye çalışmıştır. Bu umut değil midir ki, Türk Milleti’nden Ülkücü’ye yansımış, o da herkesin ‘bunların işi artık bitti’ dediği anlarda; tekrardan motive olmuş, yeni bir şevk ve azimle “MHP’de” birlik olmanın gerekliliğini yerine getirmiştir.

Aynı Ülkücü’nün, 4 Kasım’da ki ‘büyük kongre’ öncesinde de, Türk Milleti’ne vereceği mesajın farkında olması, sorumluluğunun bilincinde bir davranış sergileyerek, ‘özde birliği’ bozacak sözler ve eylemlerden kaçınıp, MHP’ye zarar getirmesi muhtemel durumları bertaraf etmesi gerekmektedir.

Şimdi önümüzdeki manzaraya bakarak ülkücüye diyorum ki: ‘Bütün Ülkücüler aynı gemide yol alırken, ayrı ayrı dümen tutmak’ mümkün müdür? Böyle bir zihniyet kimseyi varacağı noktaya ulaştıramayacağı gibi; gün gelir, dalgaların sizi savurmasıyla da büyük denizlerde kaybolur giderseniz. Ülkü/cü gemisi dengeyi iyi kurmalı ve de yolcularına güven vermelidir. Görmez misiniz? Gideceğiniz yere varmak, ideallerinizi gerçekleştirmek için bir kaptan ve birkaç mürettebattan oluşan kadro yetmiyor. Bunların yanı sıra “Türk Milletinin” milyonlarca yolcunun da, size ehliyet vermesi gerekiyor.
 
Aynı rotada giderken, bu nasıl bir öfkedir ki; bazılarının, dost-düşman umurunda değil! Ölçüsüzce sarf edilen seslerin(!) öteki yakaya (mevcut küresel güçlere ve onun ülkemizdeki taşeronu siyasi iktidara) serinlik vermesinden bile rahatsızlık duyulmuyor. Öfke ve hırsın esiri olanlar, farkında olarak ya da olmayarak, Ülkücü’nün Ülkücü’ye olan mesafesini umarsız şekilde açarken, birbirlerini sevmemeleri üzerine de edebiyat yapıyor.

İnsanlar birbirine öfkelendiği zaman haliyle, kalpleri de birbirinden uzaklaşır. Ancak birbirini seven insanların kalpleri birbirine yakındır. Bilin ki sevgiyle cümle kuranların, bir süre sonra artık konuşmalarına bile gerek kalmaz, birbirlerinin gözlerine bakmaları yeterlidir Bu nedenle tartışırken, kalplerinizi birbirinizden tamamıyla uzaklaştıracak, aranıza mesafe koyacak sözcüklerden uzak durun!.
 
 Kontrolsüz öfke; düşünme, karar verme, muhakeme yapma ve sevme gibi yanlarımızı köreltir. Unutmayın, öfkeniz bittiğinde geriye pişmanlık ve utanç kalabilir. Bakarsınız öyle bir gün gelir ki, geriye dönüp birbirinize yakınlaşacak yolu dahi bulamayabilirsiniz.
Bugün iç mücadelede, bu tür yanlışlarla ve türlü taktiklerle yaralayarak saha dışı bıraktığınız her ‘ülkücü’nün, partiye bir kuvvet kaybı olarak yansıyacağını da unutmamak gerekir.
 
Son olarak; içinde sevgi, emek, tecrübe, hoşgörü, vefa ve sadakat gibi nice ulu mefhumlar taşıyan Ülkü gemisinde; “kaptanlığa talip olanlara” diyorum ki; sırf size destek diye, öfkelileri ödüllendirip, şiddeti iletişim dinamiği haline getirenlere paye vermeyin. ‘Yolcuların çoğu tarafından istenmek; insana kaptan olma niteliği kazandırmaz.’ der rahmetli Dündar Taşer. Bu noktada, sizin de samimi olmanız, size dönük yürekleri iyi okumanız gerekmektedir.
 
Ülkücü Ülkücü’yle gözleri ve yüreğiyle konuşabilmeli.
Ve benim baktığım o gözler diyor ki: “Yanında olduğum zaman; değerimi bilmezsen, değerimi bildiğin gün, beni yanında bulamazsın!..”

Sevdasının sorumluluğunda olan Ülkücülere selam olsun.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!