H. Nurcan Yazıcı
H. Nurcan Yazıcı

Devletin Yakasını Bırak!..

Yaklaşan yerel seçimler nedeniyle, şu anda belediye başkan adaylarının performansını ve onların projelerini konuşmamız gerekirken; hep beraber, Gülen(Cemaat)- Erdoğan(Hükümet) kavgasının(iktidar, güç paylaşımının) tam da ortasında kaldık.
 
Siyasi iktidar anayasanın kendine verdiği görevler dâhilinde devlet adına yetki kullanmak ve görevler yapmak yerine; devletin bütünüyle kendi olup, bütün imkânlarını (üstelik bunu devleti halkıyla karşı karşıya getirmek pahasını da olsa) kendi çıkarları doğrultusunda kullanmakta… İktidarın daha önce birlikte hareket ettiği, fakat bugün tam aksine tezat duruma düştüğü zümre ise, illegal güçleri de yanına alarak, tehlikeli biçimdeki bazı oyunlarla güç savaşına girişmiş bulunmaktadır.
 
Gözden kaçırmamamız gereken bir şey var ki, iktidar adres şaşırtma konusunda oldukça mahir. İlk önce malum cemaati yalan-dolanlarına adres gösterirlerken, şimdilerde ise dolaylı yollardan, sokaklardaki genç ölümlerine adres olarak göstermektedirler. Bu çok tehlikeli ve çok büyük sorumluluk isteyen bir işaretlemedir. Velâkin devlet yönetiminde sergilenen ciddiyetsizlik, belli ki bu mühim konularda da zuhur etmektedir.
 
(Devlet: “Bir topluluğunun hayatiyetini, varlığını ve geleceğini teminat altına alan ve bu cemiyetin insanları tarafında kabul edilip içselleştirilmiş; kavrayıcı, kapsayıcı, yönlendirici bir otorite ve beşeri müessesedir.)
 
Katil devlet mi, yoksa idareciler mi?
Çok eskiye dayanan bu söylem iktidar sayesinde, özellikle de Gezi olayları başladığından itibaren ve yine özellikle de son günlerdeki genç çocukların ölümleriyle son derece sıkça tekrarlanan bir söylem haline geldi. Bu gibi söylemlerin hangi zihniyet ve cenahların lügatinden çıkabileceğini tahmin etmek zor olmasa gerek. Durmuş Hocaoğlu’nun bahsettiği gibi bu devleti eleştiri için değil, yıpratmak ve gücünü zayıflatmak için bölücülerin ve onun türevi oluşumların ağızlarına sakız ettiği bir söylem durumuna gelmiş durumda.

Hepimizin kendimize sorması gereken asıl soru şudur: Devlet kendi başına bir cinayet işleyebilir mi?
Devleti meydana getiren üç unsur bulunmakta: Yürütme, yargı ve yasama. Yargının bağımsızlığı ilkesini göz önünde bulundurursak, ülkeyi asıl yönetenin yasama ve yürütme organı olduğunu anlayabiliriz. Yani AKP’nin bu yüzden yıllardan beri süregelen kadim devletimizi yıpratma algısının bir an önce halk nezdinde düzeltilip; devletin vatandaşın yasayla belirlenmiş kişisel temel hak ve özgürlüklerini koruyup kollayan yapıcı görevi hatırlatılıp, ona hak ettiği itibar yeniden kazandırılmalıdır.
 
Bu sebeple diyoruz ki: “Devlet, sayesinde yaşama hakkı bulduğu vatandaşını öldürmez.” Vatandaşları öldürmeye teşebbüs eden olsa olsa (bu durumun yaratıcısı, kendi düşünceleri dâhilinde olmadığından olsa gerek) erk sahibi idarecilere aittir.

Cemaat ve kabile tarzı yapılanmalarla hiçbir ülke yönetilemez. Bu ülkeler iptidai ülkelerden farksız olur. Şu anda hükümet bunun cezasını çekmektedir. Çıkar çatışmaları yüzünden iki tarafın arasında kalan devlet, itibarını gün geçtikçe kaybetmektedir. Bu da en çok yönetici otoritenin partizanca bir tutum içerisinde hareket etmesinden kaynaklanmaktadır.

Her yanımız ölüm!.. Peki sizce asıl katil kim?..

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!