H. Nurcan Yazıcı
H. Nurcan Yazıcı

Bu Benim Meselem: Derin Mesele! ‘Şiddet’

Ve kadın, “Hatırım çiğnendi, kalbim kırıldı, Kördüğüm misali benim meselem!”

Şiddet konusu son zamanlarda sadece kadın kimliği ile öne çıkarılsa da, ‘şiddetin’ insanlığın her kesiminin yeni yaşam biçimi halini almaya başladığı aşikâr. Artık ülkeler şiddetle yönetilmekte, maalesef sevgi bile şiddet yöntemiyle ifade edilmekte.
 
Bazı sivil toplum kuruluşlarının başını çektiği şiddet protestolarında, tek hedef erkek olsa ve kadınların yaşadıkları sorunlar ve uğradıkları zulümler erkek üzerinden döndürülse de, bu konu aslında bütün bir toplumu ilgilendiren ve yine toplum tarafından el birliği ile çözülmesi gereken bir konudur. Sadece kadının özne olarak kullanıldığı resim ve söylemlerle, şiddete karşı ortak bir algı oluşturulamazken; belki de bu tür popüler eylemlerle, tepki oluşturmak yerine şiddet olaylarını daha da sıradanlaştırıyor olabiliriz.
 
‘Kadına şiddete’ dikkat çekmek adına geçtiğimiz günlerde yapılan sözde protestolardan birisi de; ‘Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın himayesinde, KÜLT Derneği’nin de desteğiyle: ‘O ben olabilirdim.’ diyen sekiz ünlü kadın tarafından resmedilerek yapıldı. Yine sıradan, yine etkisiz, yine yapmacık. Sonuç: Sadece birkaç artistin şovu!
 
(Hepsi bir tarafa da, sahi Hülya Avşar’ın ne işi vardı o kampanyada? Avşar’ın verilen gazla gerçekten kendini zeki sanarak, kadını aşağılayan söz ve tavırlarını, sosyete kermesinde izlemiş değil misiniz? Şimdi sormak lazım: ‘Kaşınan kadın dayak yer!’ diyebilen bir Hülya Avşar, zaten başlı başına kadınıma şiddet değil de nedir Allah aşkına?)
 
Bu arada, ünlü kadın artistlerin yüzlerine, boyalarla yapılan şiddete uğramış kadın hallerini gören gerçek mağdurların da söyleyeceği iki kelamı vardı: “Fiziksel şiddetin kadında ki izleri çok iyi resmedilmiş de, ya şiddeti yaşayan kadınların iç kırıklıkları? Ya bizim içimizde ki kesikler? Ruhumuza inmiş, hiç geçmeyecek olan morlukları bırakan yumrukların izleri? Bu izleri de resmedebilir misiniz?”
 
Toplum içinde bu kadar önemli sorumlulukları olan kadınımızı, eğitimsiz bir şekilde, sosyal hayat içinde yaşam hakkı tanımadan, kendini geliştirme alanlarını da sınırlamak suretiyle çaresiz, üstelik bir de insanlık dışı davranışlarla karşı karşıya bırakmak, hangi mukaddes anlayışın ürünü olabilir ki?
 
Buradan varacağımız nokta, ne erkeği ne de kadını suçlamak olmalıdır. Toplum olarak değerlerimizi ve bu değerlerin insanlara yansı(ma)ma biçimini tekrar tekrar sorgulamamız gerekmektedir. Yoksa tarihimizin ve inancımızın kadını nasıl onurlandırdığı bilerek, kimliğimiz ve manevi değerlerimizden yardım almak dururken, sorunlarımıza çareyi Batı zihniyetinde ki “cezaları içeren tedbirler ve çözümlerde” aramanın, ‘havanda su dövmek’ olacağı kanaatindeyim.
 
Hal böyle olunca da; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, ortamı ne kadar yumuşak göstermeye çalışırsa çalışsın; ‘kadına şiddet’ hiç hız kesmemiş, hatta ve hatta AKP iktidarı döneminde yüzde 1400 oranında artış göstermiştir.
 
Şiddetin çok sebepleri vardır elbet. Ama en önemli sıkıntı; aile içinde başlayarak, eğitim kurumları ve sosyal alan içinde devam eden ve insanın ölünceye dek alması gereken eğitim süreçlerindedir. Bunca kamuoyu ve proje çalışmalarından ve de aldığımız eğitim programlarından sonra hala, insanların birbirine olan hoşgörüsüzlüğünü ve şiddetini engellemiyorsak, sorunun kaynağını birde aile ortamından başlayarak, erkeğin ve kadının aynı ilkeler ve manevi değerler doğrultusunda eğitilmediği gerçeğinde aramamız gerekmez mi?
 
“Kadınlar görev ve sorumluluklarını ancak erkekle aynı düşünce ve değer ölçüsü içinde eğitildikleri ve insanlığın doğal haklarını da erkeği ile eşit şartlarda paylaştıklarında layıkıyla yerine getireceklerdir.” İsterseniz onlarca kadın bakanlığı olsun, isterseniz şiddete idam cezası getirilsin; çözüm kadın ve erkeğin aynı erdem ve ahlaka sahip olacak şekilde eğitilmesine bağlıdır.
……………….
 
Müslüm Baba, meğer gönlümüzde ne çok yer etmişsin. Baksana, ciddi ciddi müzik otoritelerinin tabularını yıkmışsın. Neredeyse ardından konuşmayan kalmadı. En fazla sevgi sana… Allah rahmet eylesin Müslüm Baba. Gittiğin yer de mutlu ol. Bizse yine derin meselelerdeyiz…
 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!