Güzellik kimine göre karakter, kimine göre huy, kimine göre uyum, kimine göre iyilikle özdeşleşen bir kavramken, kimine göre ise kaş ile gözden ibaret kalır…
Kim ne derse desin, nasıl tanımlarsa tanımlasın, her ortamda, her alanda, her kültürde ve dilde farklı da olsa, bence atalarımız sevgiye son noktayı koymuş: “Gönül kimi severse güzel odur…”
Atalarımızın izinden devam edecek olursak, sevginin olmadığı yerde güzellik aramak, olsa olsa menfaatperestlik, sahtekârlık ve de sanallığın ifadesi olur.
Lakin benim derdim ‘ne güzel, ne de güzellik…’
Benim derdim; Çirkini bile güzel görmemizi sağlayan, Mecnun’a: “Siz onu birde benim gözümle görseniz.” dedirten Leyla sevgisinde. Ve nihayetinde o gözle varacağımız; dirlik, birlik ve irilikte…
‘İbn Hazm’, insandaki iyi davranışların kökenini ve kötülükten sakınmanın çaresini, doğadaki güzellikten aşk aracılığıyla ruhlardaki güzelliğe, ruhlardaki güzellikten de davranıştaki güzelliğe geçmekte görür. Ona göre güzellik duyu ve deneyimin konusudur. Ancak o güzelliği basit bir duyusal haz nesnesi olarak da görmez.
Güzellik, insanda oluşturduğu ruhsal etkilerle kişinin hem dünyaya bakışına hem de davranışlarına üstünlük kazandıran bir değer halini alır.”
Çoğu zaman değerlerimizin açılımını yaparken, sevgi kavramının içini doldurmakta eksik kalsak da, biliriz ki bütün kapılar sevginin o tatlı diliyle açılır.
Kuşkusuz yine tüm sorunların çözümü kendini bilmeye ve sevmeye gelip dayanır. Sevgiyle gelen güzellik, insanı önce kendiyle barıştırır ki, insanın kendini var sayması, kendini beğenmesi, kendini olduğu gibi kabul etmesi dışarıda ki güzellikleri de keşfetmeye yönelmesi demektir.
Sorun, birbirimize baktığımız göz de!
Sorun, yüreğimize vurulan prangaların aslında, gözlerimizi esir almış olması… Yüreklerimizi çirkinliğin ve sevgisizliğin eline teslim edişimizde.
Sevgi olmadan insanları yan yana getirip bir idealin peşinden koşturamazsınız. Sevgi olmadan sabır ve hoşgörü köprüsünü inşa edemezsiniz. Sevgi olmadan insan da, bayrağa, vatana sadakat oluşturamazsınız. Sevgi olmadan insanın insana güvenini sağlayamazsınız… Tıpkı doğa gibi, insan yüreği de boşluk kabul etmez.
Duyguları neyle doldurduğunuz çok önemli… Şimdi birlik ve dirlik diyorsanız şayet, kirli ve kinli pazarlıklar yerine elinizde sadece ve sadece sevgi olmalı…
"Sevgiyle yoğrulmamışsa yüreğin, Tekkede, manastırda eremezsin. Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada, Cennetin, cehennemin üstündesin…
Bir sır daha var, çözdüklerimden başka, Bir ışık daha var, bu ışıklardan başka Hiç bir yaptığınla yetinme, geç öteye! Bir şey daha var, Bütün yaptıklarından başka…" der Ömer Hayyam
ALLAH HERKESE HER ŞEKİLDE, GÜZELİ VE GÜZELLİĞİ GÖREBİLEN MECNUN GÖZLERİ NASİP ETSİN…
Bu vesileyle de Türk İslam dünyasının Kurban Bayramı’nı tebrik ediyor…
Ülkeme, huzur ve mutluluklar diliyorum. Her daim, sevgiler paylaştığımız bayramlarımız olsun.
