Yerel seçimlerin yaklaşmasıyla beraber “insanın evi kabul ettiği şehri için muhakkak hayalleri olmalı” diye düşünür; belediye başkan adaylarının kentlerinin yarınlarına dair ortaya koyacakları çalışma programlarını dört gözle beklerim. Yapısal ve duygusal anlamda kentini şekillendirecek, güzelleştirecek, renklendirecek, en çok da içinde yaşayanları umutlandıracak projeler…
Bir başkan adayı, sözlerine kentiyle ilgili hayalleriyle başlamalı. Sonra bu hayallerini gerçekleştirmenin ilk adımı olan projelerini ortaya koymalıdır. Mesela sosyal ve kültürel gelişmişliğini tamamlamış, insanların huzur ve güven içinde yaşadığı; işsizlik ve işsizlikten doğan yoksulluklardan uzak (yani dilenci kültürüyle beslenen olmayan), kent imkânlarından eşit miktarda paylaşıma sahip olacak insanların yaşadığı mutlu bir şehirden bahsetmelidir. Ve de bunu da nasıl gerçekleştireceğini somut delillerle ortaya koymalıdır.
Belediye Başkanı, ekonomisi, sosyal, kültürel hayatı ile kentini en iyi tanıyan, dolayısıyla en iyi yöneten, kentinin öncelikli sorununu dillendirirken de, yerel siyasete gündem oluşturabilen biri olmalıdır. Buradan hareket ederek Trabzon Belediyesi başkan adaylarına kentlerinin öncelikli sorununu hatırlatıp, gündem başlığını veriyorum: “İşsizlik!"
Mevcut verilere göre Trabzon’da, 14.425’i erkek, 11.514’ü kadın olmak üzere gittikçe de artan 25.939 işsiz var. En fazla işsizlik 6.336 kişiyle 25-29 yaş grubunda… 2012 yılındaki verilere göre: Türkiye genelinde işsizlik oranı %9,2, Karadeniz Bölgesinde ise %6,4. Doğu Karadeniz Bölgesinde işsizlik oranının en yüksek olduğu il olarak Trabzon %6,9 ile Türkiye sıralamsında 47. sırada yer almakta. 2011 yılında Türkiye istihdam oranı %45, bu oran Doğu Karadeniz’de %53,7. Trabzon yine en düşük istihdam sıralamasıyla %51,1 oluyor. İş gücüne katılma oranlarına bakarsak Rize’de yüzde 57,4, Trabzon’da %54 oranıyla birlikte, Doğu Karadeniz Bölgesinde bu oran %55 civarında…
Peki hâl böyleyken, ülkemizin mevcut siyasi könjenktürel durumunda bu konu neden mevcut değil? Kendi zenginlerini daha da zenginleştiren iktidarın bu konudaki izlediği politika maalesef ortada. Halkın işsizlik ve yoksulluğuna kalıcı çözümler namına hiç bir şey yok. Sadece günlük siyasi söylemler ve payelerle asıl sorunların kamufle edilmeye çalışıldığı bir durum var. Yine yaşadığım şehir olan Trabzon’dan örnek verecek olursak; yiyecek kolileriyle geçici tokluk hissi yaratıldığı, insanımızın yumuşak karnı Trabzonspor’u kamuoyunu yanlış yönlendirip gündemin baş köşesine oturtarak, genç nüfusun adeta oyalama yoluna gidildiği, bu sayede de asıl derin ve büyük sorunların üstünün örtülmeye çalışıldığı gün gibi aşikârdır.
Trabzon’un küçülen ekonomisinin, köylerin daralmasının, tarihi yapıların ve estetik mimari anlayışının yok edilmesinin, sosyo-kültürel geri kalmışlığın da tartışılması gerekmez mi? Bu iş kuru bir: "Belediyeyi kazandığımızda istihdama yönelik çalışmalara ağırlık vereceğiz” sözüyle olmuyor. Halk bu konuyla ilgili projeleri görmek istiyor. İşsizlikle mücadelenin başarılı olabilmesi için mutlaka yeni iş alanlarının açılıp, bölgenin toprakla olan bağına göre, tarım sektörü daha verimli hale getirilmek zorundadır.
Ülkemizde ve yerelimizde, ekonomik yapılardaki değişimlerden dolayı oluşan bir (yapısal) işsizlik vardır.
Tarım alanlarının hesapsız, kitapsız daraltılması, hele hele köylerin sosyal ve kültürel gelişimi kucaklamadan kentleşmesi ülkemizde büyük bir ‘genç vasıfsız işsizler’ ordusuna sebebiyet vermiştir…
Bunun yanında, eğitim-istihdam ilişkisinin kurulamamış olması da bir etkendir ki bunun sonucunda, vasıfsız işsizler kadar üniversite mezunu işsizler de aynı akıbete uğramaktadırlar.
Yarınki belediye başkanın ilk işi, şehirde yatırımlarla ilgili bir rekabet ortamı yaratmak, dolayısıyla yatırımları, işadamlarını, nitelikli iş gücünü ve devlet fonlarını kendi şehrine çekmek olmalıdır. Bu çalışmalar için Kamu Sektörü, Özel Sektör ve Sivil Toplum Kuruluşları topyekûn seferber edilmelidir. Bölgede ticari projeler ve ticari alanlar ortaya koyularak, yatırımcılara adres gösterilmelidir. Ekonomik gelişme programları adı altında, özel sektör kuruluşlarının birbiri arasında iş ilişkisi kurması sağlanmalıdır.
Kentini seven, kentiyle ilgili hayalleri olan başkan adaylarımıza şimdiden başarılar diler; fırsat eşitliği çerçevesinde insan haysiyetine yaraşır bir belediyecilik anlayışı temenni ediyorum.