PKK ateşkes yapma potansiyeline sahip olmayan, ipleri farklı güçlerin elinde olan bir yapı. Dolayısıyla Türkiye bu sürece katkı sağlayacak aktörlerden(iplerden) garanti almadan yola çıkmamalı… ABD’nin kısa vadede PKK/YPG’ye desteğini tamamen çekmesi zor görünüyor çünkü Washington yönetimi, Ortadoğu’daki varlığını sürdürmek için bu yapıyı kullanışlı bir araç olarak görüyor. Yani PKK kendi başına değil. ABD bu bölgeden vazgeçmedikçe… Ateşkes söylemi havada kalacaktır…
Tarihsel hafızamıza dayanarak, ateşkese şüpheyle bakmayan yok!
Çünkü PKK ile ateşkes çeşitli dönemlerde denendi.
Sonuç değişmedi.
PKK ateşkese uymayacaktır. Neden mi?
Kuruluşundan bu yana örgüt, silahlı varlığını, güç gösterisi aracı olarak değerlendiriyor. Silahlı mücadeleyi ideolojik ve stratejik bir araç olarak gördüğü için ateşkes, örgütün mücadele ideolojisinin temellerine aykırıdır.
Ayrıca PKK içinde bazı kanatlar ateşkesi sadece geçici bir adım olarak değerlendirirken, diğerleri silahlı mücadelenin devamını savunabiliyor.
PKK ateşkes yapma potansiyeline sahip olmayan, ipleri farklı güçlerin elinde olan bir yapı. Dolayısıyla Türkiye bu sürece katkı sağlayacak aktörlerden(iplerden) garanti almadan yola çıkmamalı…
ABD, dolaylı yoldan katkı sağlayabilecek önemli bir aktör olarak öne çıkıyor. Ancak bu katkı, aynı zamanda kendi bölgesel stratejik çıkarları ve uyguladığı politikalar nedeniyle karmaşık ve tartışmalı bir nitelik taşıyor.
ABD, barış sürecine katkıda bulundu diyelim, kendi bölgesel çıkarları doğrultusunda zaman zaman Türkiye’nin beklentileriyle örtüşmeyen politikalar da uygulayacaktır. Özellikle ABD ve bazı Avrupa ülkeleri, PKK’nın Suriye kolu YPG/PYD ile iş birliği yaparak Türkiye’nin güvenlik stratejisini zorlaştırıyor.
Türkiye kendi ulusal çıkarlarını korumak adına bu çoklu ilişki ağını stratejik olarak yönetebilecek mi?
Ateşkes süreci, yalnızca Türkiye ile değil, bölgedeki diğer aktörler (örneğin Suriye, Rusya, ABD) arasındaki karmaşık güç dengeleriyle de şekilleniyor. Bu dış faktörler aynı zamanda da, PKK’nın ateşkesi kalıcı hale getirmesini engelleyen bir etmen olarak öne çıkıyor.
Türkiye’nin diplomatik baskıları devam etse de, Batı ülkeleri kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiği için PKK tamamen yalnızlaştırılamayacaktır.
Komşu ülkelerdeki istikrarsızlık da, (Suriye, Irak) örgütün varlığını sürdürmesine olanak sağlayacaktır.
Türkiye ABD ve Avrupa’nın PKK/YPG’ye olan desteğini kesebilecek mi? Ne yapılabilir?
Uluslararası alanda daha güçlü diplomatik hamleler yapılarak PKK’nın dış desteği kesilmelidir.
Etkin operasyonlar ve istihbarat çalışmalarıyla örgütün hareket alanı daraltılmalıdır.
PKK’nın finansman kaynaklarına, uyuşturucu ve kaçakçılık gibi gelir kanallarına darbe vurulmalı, kesilmelidir.
Sınır güvenliği artırılarak örgütün iç ve dış bağlantıları zayıflatılmalıdır.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da gençlerin terör örgütüne katılması önlenmeli. Örgütün propaganda araçları etkisiz hale getirilmelidir.
Terör örgütünün uluslararası alandaki meşruiyet kazanma çabaları engellenmelidir.
Tabi bu süreç uzun vadeli ve kapsamlı bir devlet politikası gerektirir.
Gerçekçi Bir Değerlendirme;
ABD’nin kısa vadede PKK/YPG’ye desteğini tamamen çekmesi zor görünüyor çünkü Washington yönetimi, Ortadoğu’daki varlığını sürdürmek için bu yapıyı kullanışlı bir araç olarak görüyor. Yani PKK kendi başına değil. ABD bu bölgeden vazgeçmedikçe… Ateşkes söylemi havada kalacaktır…
Not; Sayın ateşkes taraftarları; PKK sorununu çözmek istiyorsunuz ama bu yöntemlerle, iç aktörlerle sorunu çözmek mümkün değil. Niyetinizi bilmiyoruz. Muhtemelen bizim bilmediğimiz başka düşünceleriniz ve planlarınız mevcut. PKK bitsin derken “ateş kes” ayağı ile bir kez daha kendinizle birlikte TÜRK MİLLETİNİ’de çamura bulaştırmayın derim!!!
