H. Nurcan Yazıcı
H. Nurcan Yazıcı

Aklınızla Zorunuz Mu Var?

Türk Milleti’nin ‘Akli’yle Oynamayın… 

Millet olarak karşılaştığımız olumsuzlarda, yaşadığımız durumu ve bu durumu yaratan kişileri anında suçlamak yerine, yapacağımız ilk iş: “Biz nerede yanlış yaptık ve iş bu noktaya gelinceye kadar neredeydik?..” sorularını kendimize sorup; tarihimizde yaşanılan benzer olaylara göz atıp, aklımızı harekete geçirerek, konularla ilgili bir sorgulama mekanizması geliştirmek olmalıdır.

Yaşadığımız düşünce tembelliği ve unutkanlık yüzünden olsa gerek, bugünlerde tarihin elim bir sayfası tekerrür ediyor… Bu tekerrür bize oldukça pahalıya mal olacak gibi gözükse de, bunun; Türk’ün titremesine ve bir panikle de olsa kendine dönme gayreti içine girmesine de vesile olacağını umut ediyoruz.
 
Yüzyıllardır Türk’ü kimliksizleştirmek adına bizleri uyur hale getirip, milli değerlerimizi unutturarak, Anadolu’dan süpürüp atmak  için ellerinden geleni yapanlar; şimdi de ‘böl-parçala-yönet’ taktiğini devreye sokarak, “siyasi, sosyal ve ekonomik” her alanı, her ideolojiyi ve bu amaca hizmet edecek her kişiyi kullanıyorlar. Adına demokratikleştirme, özgürleştirme, modernleştirme ve ilerleme diyerek hazırladıkları raporları ve strateji planlarını; tek tek devreye sokarak ana hedefe ulaşma yolunda çaba sarf ediyorlar.
 
Emperyalistlerin bu yolda ki en büyük destekçileri de, maalesef içerideki iş birlikçileri oluyor. O kadar ki bu durum, T.B.M.M çatısına kadar uzanıp; basın, sivil toplum örgütleri ve seçilmişler, yeni yandaşlar, yani akiller de bu hainliğin, artık en önemli destek grupları haline geliyorlar.
 
Türkler, hafızasına başvurmakta tembel, aynı zamanda da ‘tarihten husumet çıkarmayan kültüre sahip bir millet’ oldukları için; haddini bilmez kimliksizler; bu topraklar üzerinde üreyip, dış güçlerin ‘iç’ eli olarak, bizi arkamızdan vurabiliyorlar.
"Adaletsiz bilgiye akillilikten çok, kurnazlık denilmelidir…" (Platon)

Son günlerde Sayın Erdoğan’ın, Türk Milleti’nin “Türk’süz” kimliği ve geleceği ile ilgili karar alma noktasında, halkın desteğini almak ve kamuoyu nezdinde ‘kendini aklatmak’ adına ortaya getirdiği ‘akil’ isimlere bakınca, işin vahametini bir kez daha anlıyoruz.

Konu Türk Milletinin geleceği ile ilgili olunca ‘akillerin’ kimliği ve de ne yapacakları daha bir önem kazanıyor. Elbette, devletin en başı ülke meseleleri konusunda, seçtiği insanlarla, istişare veya meşveret yapacaktır. Nitekim istişare; herhangi bir konuda en doğru metot ve çözüme ulaşmak, en uygun kararı almak için bilgisine, uzmanlığına, ahlakına güvenilen kişi veya kişilerle görüş alışverişinde bulunmak üzere yerine getirilir ki; bu da zaten Müslüman’ın şiarı, Türk’ün geleneği gereğidir. Ama işte burada asıl mesele; bu danışma ve fikir alma kurumunu meydana getiren insanlar ve de bu insanların kullanıldıkları alan.

Başbakan ne diyor: “En ideal, bu toplumda karşılığı olan insanlar kimlerdir? Böyle bir adım atacaksak, bunlara bakacağız. Eğer karşılığı yoksa, biz o insanlarla niçin böyle bir yola çıkalım?..” Burada karşılığı olmak demenin; harfiyen Erdoğan politikalarına hizmet vermek anlamına geldiği gerçekliğini iyi okumak gerekiyor.
 
Akıllarınca, Türk milletinin ‘aklını’ hafife alıyorlar. Akıllı hırsız, şaşkın ev sahibini bastırır misali, İmralı ve Erdoğan birlikteliğini altın tepside sunarak, hazırladıkları Türk Milleti’ne ihanet politikalarına onay isteyenler emin olsunlar ki; tarihin tozlu sayfalarına hainlikte işbirlikçileri olarak adlarını yazdıracaklardır.

Tarihten tecrübe sahibi, ferasetli, mantığı ve muhakemesi sağlam, salih ve güvenilir, yaşadığı toplumun değerlerine inanmış olanlar; sabır ve nezaket içinde manzaraya bakarak diyor ki: “Ey akiller, akıllı olun! Yarın bir gün çocuklarınıza ve torunlarınıza miras bırakacağınız adınız, onların yüzünü kızartmasın…”

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!