Türk diplomatları için bu tabir zaman zaman kullanılırdı.
Son iktidarımız, hemen herşeyi değersizleştirme döneminde bunu da çok kullandı.
Hakaret gibi kullanılır oldu.
Geleneği devam eden üç kurumumuz vardı.
Ordu, Maliye ve Dışişleri.
Üçünün de canına okuduk.
Dışişleri artık fikir üreten, siyasete yol gösteren, devletin önünü açan bir devlet kurumu değildir.
Bu acı gerçeği acı acı her gün söylesek yeridir.
Başka türlü bu yanlış yoldan dönemeyiz
Tanıdığım eski büyükelçileri düşünüyorum.
İçlerinde dünya çapında isimler var.
Şükrü Elekdağ, Onur Öymen, Uluç Özülker, Özdem Sanberk ve daha onlarcası…
Büyük diplomatlar, yani birilerinin şom ağızlarında “Mon Şerler“.
Hepsi de emekli.
Büyük devletler, yetişmiş insanlarını, hele büyükelçilerini ömürlerinin sonuna kadar devrede tutarlar.
ABD’ye bakın, Rusya’ya, İngiltere’ye bakın, Fransa’ya bakın, Almanya’ya bakın böyledir.
Mesela, Amerika’nın Suriye temsilcisi, eski Türkiye büyükelçisi Jefri.
İki gün önce Habertürk’te Fatih Altaylı’nın programında Türkiye’nin yetiştirdiği en parlak diplomatlardan Halil Akıncı vardı.
Eski Moskova Büyükelçimiz.
Türk Keneşi kurucu Genel Sekreteri.
Bu hükumet zamanında bu görevlerde bulunan bir isim.
Türk coğrafyasını, Sovyet dünyasını en iyi bilenlerden.
Çok dengeli konuşur.
Çok kültürlü, esaslı bir diplomat.
İki gün önce ilk defa doğrudan siyasete dokundurduğunu gördüm.
Hem de birilerinin gözündeki “Mon Şer“e itirazını ‘Mon Şer’ kinayesiyle söyleyerek:
“Rusya Mon Şerleri her zaman devrededir.
Şu anda politikaları onlar tayin ediyorlar” dedi.
Ekranda bütün konukların kravatlı oluşları üzerinden yine bu acıyı dillendirdi.
“Ben tatildeyim. Kıyafetimi hoş görün!” dedi.
Ben size “tatildeyim” derken demek istediğini tercüme edeyim:
“Kafkaslar bu haldeyken, Rus Monşerleri strateji ve taktik hamleleri kurarken, ben tatildeyim. Kimse beni aramadı. Bir şey soran olmadı.. ” demek istedi.
“Böyle devlet yönetilmez” demek istedi.
Olacak iş mi?
Bu ismi özellikle andım.
Çünkü, şu anda Türkiye’de Kafkasları, Rusya’yı, Türk dünyasını ve dünya ile bağlantıları en iyi bilen isim o ve deniz kenarında vakit geçiriyor.
Külliye’deki Kalın’lar, onların ağzına bakan Çavuşoğlu el yordamıyla dış politika yürütüyorlar, iyi mi?
Onların ne yaptığı da ortada.
Sovyet dünyasını, Rus emperyalizmini, ne durumda nasıl davranacağını bilen insanlar olmadıkları açık.
Nereden biliyorum?
Açıklamalardan ve kararlardan bu dediklerim gayet açık görünüyor.
Hiç şüpheniz olmasın, Halil Akıncı da bunu düşündürmek istedi.
Efendiler, bu ülkenin yetişmiş insanlarını böyle kenarda tutma lüksü yok!
Böyle kritik durumlarda olsun Halil Akıncılara müracaat edin!
Ülkeyi bu bâdireden çıkaracak fikirleri bütün cepheleriyle yalnız onlardan duyarsınız.
Dosyaları bilirler.
Tecrübeleri vardır
Sizi kurtarırlar.
Devlet, yetiştirdiği değerlerle yürür.
O değerlerin emekliliği yoktur.
Her zaman hizmetlerine, fikirlerine ihtiyaç vardır
Türk devlet geleneği de bu akılla işler.
İki gündür özellikle içim yanıyor.
Şu anda ihtiyacımız olan bir tek isim aransa o Halil Akıncı’dır.
Bu can pazarında, bu ağır şartlarda Halil Akıncıları tatilde unutan devlet olamaz!