Gülhane Askerî Tıp Akademisi, Türkiye’nin yüz akı kurumlarındandı.
Bir örneği hatırlatmak yeter.
Azerbaycan’ın son iki Cumhurbaşkanı, Elçibey GATA’da vefat etti, Haydar Aliyev de ölümüne kadar orada tedavi gördü.
Bu derecede parlak, dünya ölçeğinde adı edilen bir sağlık merkezimizdi.
GATA GATA’ydı.
15 Temmuz FETÖ Kalkışması bahane edilerek girişilen yıkımlara o da kurban gitti.
Bunun bir askerî güvenlik problemi yaratacağı çok konuşuldu.
Hükumet edenler aldırmadılar.
Doktor doktordur, hepsi askeri doktorluk da yapar dediler.
“Yapmayın, etmeyin, uzmanlıklara dokunmayın!
Bu iş öyle ezbere doktor doktordur demekle olmaz“.. dedik, dinletemedik.
Fırsat bildiler ve yıktılar.
Evet yıktılar.
Şimdi GATA dökülüyor.
Bilenler biliyor.
Ben gerektiğinde hep GATA’ya giderdim.
Oradaki doktor arkadaşlarımın çoğu ayrıldı.
Kalanlar da “Abi gelme, yardımcı olamayız, mahcup oluruz, burası artık laçkalıktan dökülüyor…” dediler.
Yani Başhekim yardımcısı o akıl almaz tivitleri atmadan da biz olanı biliyorduk.
Zaman zaman tıbbî kontrole veya ziyarete giden ben bile biliyordum.
İçim yanıyordu.
Şimdi herkes bilecek.
Bunu düşünerek O İŞİD militanı gibi adama teşekkür edeceğim geldi.
O ahlak, ölçü bilmez herif, bilmem hangi merdiven altı cemaate mensup.
Daha kesin de söyleyebilirsiniz:
FETÖ gibi, ülkeyi işgal eden, etmeye çalışan hangi yıkıcılığın dini bozan din dışı görüntüsüyle din tüccarlığı ederek oraya geldi, kim bilir?
Onu kim başhekim yardımcısı yaptı?
Niye yaptı?
Bunları birileri açıklamalıdırlar.
Yoksa bu ülkenin birçok kurumu bu hasta tiplerin elinde oyuncak oldu.
Hatırlıyorum, Afrin’e bir cerrah doktor hanım gönderdiler.
Bir yaralı görünce bayıldı, iyi mi?
O kadın çok iyi bir doktor, yakınları, meslektaşları anlattılar.
Ama askerî doktor değil.
Çünkü askeri doktor başka, doktor başka… o bir uzmanlık işi.
Bütün dünyada böyle.
Bizim askerlik tarihimizde, Osmanlı döneminden beri adını bir anda sayacağımız büyük tabipler var.
Hiç şüpheniz olmasın, 15 Temmuz’dan sonra yapılan tarihe de ilme de düşmanlıktı.
Askeri liselerin kapatılması gibi, Harp Okullarının kapatılması ve kurulan tuhaf bir üniversiteye bağlanması ve öğrenci alımlarının içler acısı hali gibi…
İyi ki Harp Akademileri konusu biraz düzeltildi ama hala birçok yönden bozuk.
Artık GATA’da ileri tıp konuşulmuyor.
Bu başhekim yardımcısı gibi devlet okullarına devam etmiş ama asıl merdiven altında yetişmişler konuşuyor, konuşuluyor.
Karabağ Harbi’ne, Akdeniz’e, Kıbrıs’a odaklanacağımız yerde bu adamların sakarlıklarına takılıyoruz.
Allah şaşırtıyor ve içlerini açık ediyor, konuşuyorlar.
Ne olduklarını kamuoyu dehşetle görüyor ne olduğunu anlıyor ve anlamaya başlıyor.
15 Temmuz sonrası ordu üzerinde yapılan işleri bir bilen saysın.
Kaçı doğrudur ben bilmiyorum.
Komuta kademesinden başlayarak onlarca yanlışı ben bile sayarım.
Etrafımız sarılmışken, yeni asker yetiştirmekte derin problemler içine düşmekten kurtulmalıyız.
Tıpkı Tıp Fakülteleri’nde doktor yetiştirmekte düştüğümüz sıkıntı gibi.
Döneceğimiz yanlışlar bir bir önümüze dökülmeli ve yönetenlerimizi doğru fikirlerle yönlendirmeliyiz.
Buna şiddetle ihtiyacımız var.
Başhekim soytarısı tek bir örnek değil diyorlar.
Onun gibisi dolu diyorlar.
Bunlar teşvik ediliyor, diyorlar.
“Yıkım ekibi iş başında” diyorlar.
Bilenlerin, dediklerimde hata varsa beni düzeltmesinden büyük memnuniyet duyarım.
Doğrulara ihtiyacımız var.