Tarih boyunca Türkler, birçok kez katliam, soykırım ve asimilasyon politikalarına maruz kalmıştır. Bugün Türk dünyasının milletleşme sürecini tamamlayabilmesi için tarihsel bilincin güçlendirilmesi, kültürel mirasa sahip çıkılması ve ortak bir dil ve kimlik etrafında birleşilmesi gerekmektedir. Eğitim, kültürel projeler ve uluslararası iş birlikleri bu sürecin temel taşlarını oluşturacaktır. Aksi takdirde, tarih boyunca 300 milyona yakın Türk’ün asimilasyona uğraması gibi, günümüz Türkleri de benzer bir süreçle karşı karşıya kalabilir.
Tarih boyunca birçok millet, kimliklerini koruma veya kaybetme mücadelesi vermiştir. Türkler de bu süreçten muaf değildir. Türklerin büyük bir kısmı ya milletleşme sürecini tamamlayamamış ya da tarih boyunca çeşitli nedenlerle asimilasyona uğrayarak kültürel ve etnik kimliklerini kaybetmiştir. Bu durum özellikle Talkan-Cürcan katliamı, Balkan Türk soykırımı gibi trajik olaylarla desteklenmektedir.
Türklerin Milletleşme Süreci ve Engeller
Milletleşme, bir topluluğun ortak bir bilinç etrafında şekillenerek devlet yapısını ve kültürel kimliğini inşa etmesi sürecidir. Türkler, Orta Asya’dan başlayarak büyük devletler kurmuş, fakat göçler, savaşlar ve yönetim biçimleri nedeniyle homojen bir milletleşme süreci yaşayamamıştır. Bu sürecin eksik kalmasının bazı nedenleri şunlardır:
- Göçebe Kültürün Etkisi: Türkler uzun süre göçebe bir yaşam sürdüğünden, yerleşik bir millet bilinci oluşturmakta zorluk çekmiştir.
- İslamlaşma Süreci: Türkler İslamiyet’i benimsedikten sonra Arap ve Fars kültürlerinin etkisine daha fazla girmiş, bu da milli bilincin zaman zaman zayıflamasına neden olmuştur.
- Çok Merkezli Yönetimler: Selçuklular, Osmanlılar ve diğer Türk devletleri çok etnikli ve çok kültürlü yapılar içinde şekillendiğinden, Türk kimliği yerine İslam ümmetçiliği veya imparatorluk kimliği öne çıkmıştır.
- Savaşlar ve Katliamlar: Türk tarihi boyunca çeşitli savaşlar ve katliamlar, Türk nüfusunu büyük ölçüde eritmiştir.
Tarihî Katliamlar ve Asimilasyon Örnekleri
Türklerin tarih boyunca maruz kaldığı asimilasyon sürecinin en acı örnekleri kitlesel katliamlar ve soykırımlardır. Bunlardan bazıları şunlardır:
- Talkan ve Cürcan Katliamları (8. Yüzyıl)
Türklerin İslamiyet’le ilk tanıştığı dönemde, Emevi ordularının Orta Asya’da gerçekleştirdiği Talkan ve Cürcan katliamları büyük bir kırılma noktası olmuştur. Yaklaşık 100 bin Türk’ün öldürüldüğü bu olaylar, Türklerin Arap kültürüyle zorla kaynaştırılması ve İslamlaşma sürecine zorlanmasının bir örneğidir. Bu süreç, Türklerin kendi kimliklerini koruma noktasında zorluk yaşamasına sebep olmuştur.
- Balkan Türk Soykırımı (19-20. Yüzyıl)
Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkanlar’dan çekilmesiyle birlikte bölgede yaşayan Türkler büyük bir etnik temizlik sürecine maruz kalmıştır. Bulgaristan, Yunanistan ve Sırbistan gibi ülkelerde Osmanlı sonrası dönemde yüz binlerce Türk katledilmiş veya zorla göç ettirilmiştir. Osmanlı sonrası ulus devletlerin Türklere karşı gerçekleştirdiği bu soykırımlar, Türk nüfusunun Balkanlar’da azalmasına ve asimilasyon sürecinin hızlanmasına neden olmuştur.
- Türkistan’daki Rus Asimilasyon Politikaları
Çarlık Rusya’sı ve ardından Sovyetler Birliği döneminde Türkistan bölgesinde yaşayan Türkler ağır baskılara maruz kalmıştır. Dilleri yasaklanmış, kültürleri baskılanmış ve Türkler zamanla Ruslaştırılmaya çalışılmıştır. Bugün Orta Asya Türk cumhuriyetlerinde dahi Rus kültürel etkisi oldukça derindir.
Sonuç: Gelecekte Türk Kimliği İçin Neler Yapılmalı?
Tarih boyunca Türkler, birçok kez katliam, soykırım ve asimilasyon politikalarına maruz kalmıştır. Bugün Türk dünyasının milletleşme sürecini tamamlayabilmesi için tarihsel bilincin güçlendirilmesi, kültürel mirasa sahip çıkılması ve ortak bir dil ve kimlik etrafında birleşilmesi gerekmektedir. Eğitim, kültürel projeler ve uluslararası iş birlikleri bu sürecin temel taşlarını oluşturacaktır. Aksi takdirde, tarih boyunca 300 milyona yakın Türk’ün asimilasyona uğraması gibi, günümüz Türkleri de benzer bir süreçle karşı karşıya kalabilir.
Türk milletinin varlığını koruyabilmesi için, tarihinden ders alarak geleceğini sağlam temeller üzerine inşa etmesi kaçınılmazdır.