Türk halkı, doymakta ancak yeterince beslenememektedir. Esansiyel aminoasit eksikliği, beyin gelişimini ve genel bilişsel fonksiyonları olumsuz etkilemektedir. Dengesiz beslenme sonucu, insanlar genetik potansiyellerine rağmen öğrenme ve düşünme yetilerinde gerilik yaşayabilmektedirler. Gıda terörüne karşı önlemler alınmalı, özellikle protein bakımından zengin hayvansal ürünlerin tüketimi artırılmalıdır. Aksi takdirde, halkımızın genel sağlık ve bilişsel kapasitesinde daha büyük düşüşler yaşanabilir.
İnsan ömrü biyolojik olarak 35-40 yıl arasında sınırlandırılmıştır. Ancak modern çağda, beslenme, barınma ve güvenlik gibi unsurların sağlanmasıyla bu süre uzatılmıştır. İnsanın sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi, bu üç temel faktöre dayanmaktadır. Özellikle beslenme, insanın yaşam kalitesini ve ömrünü belirleyen en önemli etkenlerden biridir. Bu makalede, Türk halkının mevcut beslenme alışkanlıkları ve protein tüketimi üzerine yoğunlaşacağız.
BESLENME NEDİR?
Modern tanımla, beslenme; hücrelerin yaşamsal fonksiyonlarını sürdürebilmeleri için gerekli olan besin maddelerinin, dengeli ve yeterli miktarlarda alınmasıdır. Bu tanımda özellikle vurgulanması gereken kavramlar “yeterli” ve “dengeli” beslenmedir. Türkiye’de, 25 milyonluk nüfus döneminde tarıma dayalı bir ekonomide halk nispeten dengeli bir beslenme sağlarken, günümüzde bu denge kaybolmuştur.
PROTEİN TÜKETİMİ VE ÖNEMİ
İnsan vücudunun büyük bir kısmı sudan oluşur; bebeklerde %85, yetişkinlerde %65, yaşlılarda %45 oranında su bulunur. Geri kalan kısmı ise karbonhidratlar, proteinler, yağlar, vitaminler ve mineraller oluşturur. İnsan vücudu için hayati öneme sahip olan proteinler, esansiyel aminoasitlerden oluşur. Bu aminoasitler vücutta üretilemediği için dışarıdan alınması zorunludur.
Optimum protein tüketimi, yaş gruplarına göre değişiklik gösterir:
- Çocuklarda kilo başına 2 gram,
- Gençlerde kilo başına 1,5 gram,
- 20-30’lu yaşlarda kilo başına 1 gram,
- İleriki yaşlarda kilo başına 0,5 gram.
Bu proteinin en az %30’unun hayvansal kaynaklı olması, vücudun ihtiyacı olan esansiyel aminoasitler ve B12 vitamini için gereklidir. Ancak ülkemizdeki mevcut hayvansal protein tüketimi, ideal seviyenin çok altındadır. Ortalama bir Türk vatandaşının günde tüketmesi gereken hayvansal protein miktarı 33 gram iken, bu miktar yaklaşık 14 grama düşmüştür.
TÜRKİYE’DE PROTEİN TÜKETİMİNE DAİR VERİLER
TÜİK’in 2023 verilerine göre:
- Kırmızı et üretimi 2,3 milyon ton olarak tahmin edilmektedir.
- Beyaz et üretimi 2,5 milyon ton civarındadır.
- Yumurta üretimi günlük 50 milyon adet seviyesine düşmüştür.
- Süt üretimi, 2023’te 21,4 milyon tona gerilemiştir.
Buna rağmen, kırmızı et tüketimi yıllık 1,2 milyon ton seviyesine düşmüş, süt tüketimi ise yıllık 11 milyon litreye kadar gerilemiştir. Bu rakamlar, günlük hayvansal protein tüketiminin sadece 14 gram civarında olduğunu göstermektedir. Avrupa Birliği ülkelerinde bu miktar 50 gram, ABD’de ise 80 grama kadar çıkmaktadır.
SONUÇ
Türk halkı, doymakta ancak yeterince beslenememektedir. Esansiyel aminoasit eksikliği, beyin gelişimini ve genel bilişsel fonksiyonları olumsuz etkilemektedir. Dengesiz beslenme sonucu, insanlar genetik potansiyellerine rağmen öğrenme ve düşünme yetilerinde gerilik yaşayabilmektedirler.
Gıda terörüne karşı önlemler alınmalı, özellikle protein bakımından zengin hayvansal ürünlerin tüketimi artırılmalıdır. Aksi takdirde, halkımızın genel sağlık ve bilişsel kapasitesinde daha büyük düşüşler yaşanabilir.
Bu makale, toplumun beslenme alışkanlıklarına dair bir farkındalık oluşturmayı hedeflemektedir. İlerleyen çalışmalarda, bu durumun düzeltilmesi için çözüm önerileri sunadır.
Durumun Düzeltilmesi İçin Gerekli Çözüm Önerileri
- Hayvansal Protein Üretiminin Arttırılması
- Kırmızı et ve süt üretiminin teşvik edilmesi: Türkiye’de hayvancılık faaliyetlerinin desteklenmesi, özellikle küçük ve orta ölçekli çiftliklerin sürdürülebilir kılınması için teşvik ve destek programları geliştirilmelidir. Devlet tarafından sağlanan teşvikler ve uygun kredi imkânları, hayvan sayısının artmasına ve daha fazla üretim yapılmasına olanak tanıyacaktır.
- Yerli üretimin korunması: Hayvansal gıda ithalatına bağımlılığı azaltmak için yerli üreticinin desteklenmesi, yerel üretim süreçlerinin iyileştirilmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gerekmektedir.
- Tarımsal Üretimin Yeniden Canlandırılması
- Tarım alanlarının korunması ve genişletilmesi: Şehirleşme ve sanayileşme ile tarım alanlarının kaybedilmesi büyük bir sorundur. Bu nedenle, tarım arazilerinin korunması ve şehirleşmeye karşı tarımsal faaliyetlerin yaygınlaştırılması için politikalar oluşturulmalıdır.
- Tarım ve hayvancılığın teşvik edilmesi: Kırsal alanlarda yaşayanların yeniden tarımsal üretime dönmeleri için çeşitli teşvik paketleri oluşturulmalı, tarımda modern tekniklerin kullanımı yaygınlaştırılmalıdır.
- Beslenme Eğitimi ve Farkındalık Çalışmaları
- Halkın bilinçlendirilmesi: Sağlıklı beslenme, esansiyel aminoasitler ve protein ihtiyacının önemi konusunda halkın bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Eğitim kurumları, medya ve sağlık kuruluşları aracılığıyla sağlıklı beslenmenin önemi üzerine kampanyalar düzenlenmelidir.
- Okullarda beslenme eğitimi: Özellikle ilköğretim ve ortaöğretim seviyesinde sağlıklı beslenme bilinci kazandıracak dersler müfredata eklenmeli, öğrencilere dengeli beslenmenin faydaları öğretilmelidir.
- Gıda Güvenliği ve Fiyat İstikrarı
- Gıda fiyatlarının denetimi: Gıda fiyatlarının kontrolsüz yükselmesi, özellikle hayvansal protein kaynaklarına erişimi kısıtlamaktadır. Bu nedenle, devletin gıda fiyatlarını denetlemesi ve üreticilere doğrudan destek vermesi gereklidir. Böylece, et, süt ve yumurta gibi temel gıdaların daha geniş kitlelerce erişilebilir olması sağlanabilir.
- Gıda israfının önlenmesi: Gıda israfını önlemeye yönelik tedbirler alınmalı ve üretimden tüketime kadar her aşamada daha verimli bir gıda dağıtım sistemi kurulmalıdır.
- Araştırma ve Geliştirme
- Hayvancılıkta bilimsel araştırmalar: Tarım ve hayvancılık alanında yapılan araştırmalar desteklenmeli ve modern teknolojilerin kullanımı yaygınlaştırılmalıdır. Özellikle verimlilik artırıcı teknikler ve esansiyel aminoasit bakımından zengin ürünlerin geliştirilmesi teşvik edilmelidir.
- Alternatif protein kaynakları: Hayvansal proteinlerin yanı sıra, bitkisel proteinler ve sürdürülebilir diğer protein kaynakları (örneğin böcek proteinleri gibi) üzerine çalışmalar yapılmalı ve bu ürünlerin pazara sunulması sağlanmalıdır.
- Kırsal Kalkınma ve Tarım Reformları
- Köylere dönüş projeleri: Şehirleşme nedeniyle boşalan köylerin yeniden canlandırılması için köylere dönüş projeleri uygulanabilir. Kırsal kalkınma projeleri ile köylerde yaşayan insanların tarım ve hayvancılık yapmalarına olanak tanınmalı, şehirlerdeki işsizliği azaltacak adımlar atılmalıdır.
- Kırsal bölgelerde altyapı yatırımları: Kırsal bölgelerdeki üreticilerin üretim ve dağıtım süreçlerinde verimliliklerini artırmak için altyapı yatırımları yapılmalıdır. Sulama sistemlerinin modernizasyonu ve tarımsal makinelerin kullanımının artırılması bu konuda önemli adımlar olacaktır.