Atsız Burucu
Atsız Burucu

Depremden korkulur mu?

featured

Depremden korkulur mu? Evet, korkulur. Ama bu korku, kaçmak için değil; önlem almak içindir.  Depremden korkulmaz mı? Hayır, cehalet korkusuz gösterir ama o korkusuzluk, ilk sallantıda yerle bir olur. Unutmayalım: Bilgi, insanda hem güven hem vicdan oluşturur. Cehalet ise geçici bir huzur verir; ama o huzur, mezar kadar sessizdir. Ve en net fark şurada gizlidir: Korku nedir? Yerin altı kıpırdadığında kaçacak yer aramaktır. Korkmamak nedir? İnşaat mühendisiyle mimarı aynı sofrada doyurabilmektir.

İnsanoğlu bilmediğinden korkar. Ateşi, fırtınayı, yıldırımı… Doğa olaylarını tanımadıkça onlardan korkmuş, onları tanrısal cezalar sanmıştır. Korkmamayı ise ancak nedenlerini öğrendiğinde ve önlem alabildiğinde becerebilmiştir.

Peki, Türk halkı depremlerden gerçekten korkuyor mu?

Görünüşte evet, ama gerçekte hayır. Çünkü korksaydı, önlem alırdı: sağlam bina yapar, uygun zemin seçer, bilimi rehber edinirdi. Oysa halkın büyük bir kısmı bu konuyu yeterince bilmiyor. Ayrıca geleneksel inanışlar, depremleri hâlâ “ilahi ceza” olarak görüyor. Bu yüzden korku davranışa dönüşmüyor, yerini tevekküle bırakıyor.

Oysa başka toplumlar farklı düşünüyor.

Japonya’da 11 Mart 2011’de Tohoku bölgesinde 9.0 büyüklüğünde bir deprem yaşandı. Tsunamiyle birlikte gelen bu felakette on binlerce insan yaşamını yitirdi. Ancak Japon halkının serinkanlılığı, bilime olan güveni ve toplumsal ahlakı hayranlık uyandırdı. Marketten çıkan insanlar ürünlerin parasını bırakmayı unutmamıştı. Dürüstlük ve düzen, bilginin meyvesiydi.

Benzer bir dönüşüm yıldırımlar konusunda da yaşandı.

Eskiden yıldırımlar da Tanrı’nın gazabı sayılırdı. Ta ki Benjamin Franklin, 1752’de yıldırımın elektriksel bir doğası olduğunu ispatlayıp paratoneri bulana kadar. Artık yıldırımlar, korkulacak değil, yönlendirilecek bir doğa olayıydı. Bugün camilerden kiliselere kadar birçok kutsal yapının tepesinde paratoner var. İnsanlar Tanrı’nın evlerini bile bilimin icadıyla koruyor.

O halde sormak baştaki soruyu tekrar soralım:

Depremden korkulur mu?

Evet, korkulur. Ama bu korku, kaçmak için değil; önlem almak içindir.

Depremden korkulmaz mı?

Hayır, cehalet korkusuz gösterir ama o korkusuzluk, ilk sallantıda yerle bir olur.

Unutmayalım:

Bilgi, insanda hem güven hem vicdan oluşturur.

Cehalet ise geçici bir huzur verir; ama o huzur, mezar kadar sessizdir.

Ve en net fark şurada gizlidir:

Korku nedir?

Yerin altı kıpırdadığında kaçacak yer aramaktır.

Korkmamak nedir?

İnşaat mühendisiyle mimarı aynı sofrada doyurabilmektir.

Cehalet saadettir diyenler, bina temeline beton yerine dua dökmek isteyenlerdir

Sonuç:

Deprem Değil, İhmal Öldürür (Ama Biz Onu da Kader Sanırız)

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Hocam, çok güzel bir makale bu yazıyı bir köşede saklayacağım.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!