Üyesi olduğum ASAM sitesinde, Cumartesi günü Enis Öksüz gönderili, KARAKTERLER..! başlıklı bir anı notu okudum. İçeriği beni inanılmaz etkiledi. Aklıma ülkemde (KKTC) yaşamlarını sürdüren, KKTC ve Anavatanımız Türkiye’yi kötülemek için her olayı fırsatı çevirmeyi başarı sayan bazı kişiler geldi hemen.
Anı yazısı 1917 yılında, Avrupa’nın önde gelen emperyal ülkeleri olan İngiltere ve Fransa’nın Osmanlı Devleti’ni parçalamak ve Orta Doğu’yu kendi aralarında paylaşmak için elden gelen düzenbazlığı yaptıkları, Orta Doğu’da yaratılacak yapay ülkelerin sınırlarını cetvelle çizen İngiliz MI6 ajanları olan Gertrude Bell ile Thomas E. Lawrence’in Orta Doğu’da cirit attıkları bir dönemde geçiyor.
Yazıda bulunmayan bazı dönemsel bilgileri kendim ekleyerek anlatayım;
İngiliz General Frederick Stanley Maude, 29 Eylül 1917 tarihinde Irak topraklarında yapılan Ramada Savaşından sonra saha keşfi yapmaktadır.
İngiliz General Stanley, Irak’ta, -sayısı oldukça fazla olan koyun sürüsünü merada otlatan- bir çobana rastlar ve çevirmen vasıtasıyla çobana bir teklif yapar. “Eğer sürüdeki köpeğini öldürürse, ona yüz sterlin vereceğim.”
Tabii ki, çoban için köpek çok kıymetlidir; sürüyü sevk ve idare eder, kurtlara karşı korur. Ama teklif edilen para da o gün için çok büyüktür. (Altın paritesine göre günümüz parası ile yaklaşık 100 bin Sterlin, 1 milyon TL etmektedir.)
Bunun üzerine çoban, köpeği yakalayıp, generalin önünde keser.
General bu sefer de çobana der ki: “Eğer köpeğinin derisini yüzersen, yüz sterlin daha veririm.” Çoban, köpeğinin derisini de yüzer.
General çobana “Köpeği parçalara bölersen, yüz sterlin daha veririm.” dediğinde çoban onu da yapar.
General parayı verip oradan ayrılırken çoban, General’in arkasından seslenir ve der ki: “Yüz sterlin daha verirsen, köpeği yerim..!”
General -gülümser ve “Asla!” der. “Ben sizin değer verdikleriniz hakkındaki karakterinizi öğrenmek istedim…” Devamla da “Para için, yoldaşını, yardımcını ve senin için çok kıymet ifade eden köpeğini kestin, yüzdün ve parçaladın. Eğer bir yüz sterlin daha verseydim onu yiyecektin de..! Benim ihtiyaç duyduğum ve öğrenmek istediğim de bu karakterindi” diyerek yanıtlar çobanı.
General bu deneyimden sonra yanındakilere dönerek der ki:
“Bu karakterde fazla insan olduğu müddetçe korkmayın..! Parayla satın alınan bu insanlarla bu ülkeyi istediğiniz gibi yönetebilirsiniz…”
Yeşil Vatan’ın (Anavatan kara toprakları) ve Mavi Vatan’ın ayrılmaz bir parçası olan ülkem KKTC’de, maalesef bu karakterde olan kişilerin sayısı düşünülenin de üstünde.
AB’nin ve Rumların 5. kol faaliyetlerinin etkisi altında kalarak, Rumlara yama olmayı, Rum idaresi altında Ermeni, Maronit ve Latin azınlıktan sonra 4. sınıf vatandaş olmayı, horlanarak, aşağılanarak, her tür özgürlükten yoksun yaşamayı, Türk olarak özgür ve egemen yaşamaya tercih eden, Türk olmaktan utanan kişiler hala daha neyin peşinde olduklarının, başlarına neler geleceğinin farkında değiller.
Gençlerimizin, çocuklarımızın akıllarını bulandırarak, Türk ve Türkiye düşmanı olarak yetişmeleri için elden geleni yapanlar elbet bir gün gerçeği görecekler lakin mesele, geç olmadan, kul, köle olmadan ve iş işten geçmeden görmelerinde…