Batı dünyası ne vakit İHA’larımızı (Keşif kullanımlı İnsansız Hava Aracı), SİHA’larımızı (Silah taşıyabilen müdahale amaçlı Silahlı İnsansız Hava Aracı) ve TİHA’larımızı (Saldırı amaçlı Taarruzi İnsansız Hava Aracı) kötülemeye başlayacak diye merak ediyordum, beni utandırmadılar ve geçen hafta koro halinde kötüleme yayınları başladı.
Neredeyse son bir asırdır, dünyadaki Radyo, TV ve Gazetelere haber ulaştıran merkezlerin büyük yüzdeliği emperyalist Batı medyasının kontrolünde olduğu için işlerine gelen haberleri dünyaya servis ediyorlar, istemedikleri ve işlerine gelmeyen haberleri de servis etmeden tozlu raflara kaldırıyorlar.
Batılı ülkelerin Orta Doğu, Afrika ve Asya’da yaptıkları katliamları, bırakın ders kitaplarını, gazete ve dergilerde bile göremezsiniz. Belçika Kralı II. Leopold’un Kongo’da uygulattığı katliamlar sonucunda 1880-1920 yılları arasında Kongo nüfusunun yarısının yok edildiği hiçbir Batılı yayında yoktur. Emperyalizmin temsilcileri kendilerini açığa çıkarmazlar ama kendilerinden olmayanların yaptıkları ve işlerine gelmeyen çalışmalarını da bire bin katıp kötüleyerek dünya medyasına servis ederler.
Bu tek yönlü haber akışının, dezenformasyon ve manipülasyonun son örneği AP’den (Associated Press). AP’de yer alan bir habere göre ABD’nin başkenti Washington D. C. merkezli Uluslararası uçuş güvenliği Vakfı’na bağlı bir sivil toplum kuruluşu olan FSF-Med tam anlamıyla provokatif bir açıklama yapmış. Bu kuruluş talimatını, rüşvetini, hediyesini kimden aldıysa veya AİHM’deki Türkiye aleyhine kararlar alan Hakimlerin Kıbrıs Rum tarafındaki otellerde “herşey dahil” ağırlandığı gibi ağırlandılarsa karşılığını vermiş.
14 Eylül Salı günü yaptıkları basın açıklamasında, (anlamsal şekilde yaptığım çeviri ile) “etnik olarak bölünmüş Kıbrıs adasındaki, tek taraflı ilan edilmiş ayrılıkçı yönetimin idaresi altındaki Lefkoniko (Geçitkale) havaalanındaki İHA üssünün Doğu Akdeniz adası çevresindeki hava sahasını geçen binlerce ticari uçuş için güvenlik risklerini artırabilir” uyarısını yapıyor FSF-Med.
Belli ki buradaki maksat, Geçitkale Havaalanında üslenmiş İHA ve SİHA’ları kötülemek, KKTC ve Türkiye aleyhine dünya medyasını kışkırtmak ve Geçitkale Havaalanının İHA ve SİHA’lar için kullanımını bir şekilde kamuoyu yaratıp yasaklattırmak.
İnsanları aptal yerine koyan, “ben yaparsam mübah, sen yaparsan günah” merkezli komik bir açıklama. Kendine özel FIR hattı olan Geçitkale Havaalanının, Doğu Akdeniz’de Kıbrıs adası çevresindeki hava sahasından geçen sivil uçakların uçuş güvenliklerini nasıl olumsuz etkileyeceğini gerçekten çok merak ediyorum.
Güney Kıbrıs’ın güneyinde yer alan ve İngiliz toprağı olan Ağrotur (Akrotiri) Havaalanından kalkan, zamanında Libya’yı, Irak’ı ve Suriye’yi acımasızca bombalayan Amerikan ve İngiliz savaş uçakları uçuş güvenliğini tehdit etmez!
Güney Kıbrıs Rum Yönetimine ait olan Andreas Papandreu Havaalanına inip kalkan, Libya’yı acımasızca bombalayan Fransız savaş uçakları da Doğu Akdeniz hava sahasından geçen sivil uçakların uçuş güvenliklerini olumsuz etkilemez ama Geçitkale havaalanından kalkan İHA ve SİHA’lar olumsuz etkiler öyle mi?
Ben sadece Kıbrıs adasındakini yazdım ama siz aklınıza tüm dünyadaki Amerikan, Rus, Fransız, İngiliz vs. üslerini getirip örnekleri çoğaltabilirsiniz.
Özetle, bu kara propagandanın asıl amacı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin -Rumları, Yunanları, AB’yi ve Batı dünyasını korkutan- bölgedeki Kara, Deniz ve Hava üstünlüğüne kendilerince engel olmak ve Türkiye’nin bölgesel üstünlüğüne son verebilmek zira İHA’ların uçuş yükseklikleri ile sivil uçakların uçuş yükseklikleri arasında en az 5 bin metrelik fark olduğunu, aynı düzlemde uçmadıklarını binlerce kilometre ötelerden gelip dünyayı kan gölüne çevirenler çok iyi biliyor.
Ama biz de şunu çok iyi biliyoruz ki emperyalistlerin tek hedefi, Türkleri Kıbrıs adasından atmak, Türkiye’yle Kıbrıs’ın bağını koparmak ve direkt olarak adayı, endirekt olarak da Doğu Akdeniz’in tümünü kendilerine bağlamak…