Xueijiao ZHAO
Auburn University
Çeviri: Aslan YAMAN
Çin, 2010 yılında Japonya’yı geçerek Amerika’dan sonra dünyanın ikinci büyük ekonomisi olmayı başardı. Ancak, Çin ekonomisi halkın çok yüksek tasarruf oranları ve çok düşük tüketimi ile dünyanın geri kalan ekonomilerinden oldukça farklı olduğu da göz önünde bulundurulmalıdır. Dünya Bankasının 2010 yılında yaptığı çalışmaya göre, o yıl Çin’in brüt milli tasarruf oranı %51 iken, buna karşılık Birleşik Devletlerdeki tasarruf oranı yalnızca % 11 idi. Diğer gelişmekte olan ekonomiler ve tüketimin düşük olduğu Doğu Asya ülkeleri ile karşılaştırıldığında bile Çin’in milli tasarruf oranının bu ülkelerden açık ara yüksek olduğu görülüyordu.
Çin’in tasarrruf oranı neden böylesine yüksektir? Bu konuda, geniş bir çalışma külliyatı oluşmuşsa da, ekonomistler arasındaki tartışma halen devam etmektedir. (Anderson, 2007; Aziz&Cui, 2007; Barnett&Brooks 2010; Chamon&Prassad, 2008; Guo&N’Diaye,2010; Hung&Quian,2010; Kraay, 2002; Loayza, Schimidt-Hebbel, &servén,2000; Ma&Yi,2010;Modigliani&Cao,2004;Qi&Prime,2009;Quian 1988 gibi). Ancak Çin’in konumu “ekonomik teorilerle eşleştirilecek kadar kolay” da değildir. (Harbough, 2004: 1) Örneğin ekonomik teoride refah artışına bağlı olarak hane halkı gelirleri büyüdükçe tasarruf eğilimleri düştüğü gibi, tüketicilerin elde ettikleri kazançtan zevk almak üzere gelecekte kazanacakları paraları da harcamaya başlayacakları ve bankalar için yeni bir müşteri grubu oluşturcakları öngörülür. Bir bakıma eski tüketim kalıpları hızla kırılır ve daha önce tüketilmeyen ürünler tüketim grubuna dahil olur. Oysa, önerme Çin’i esas alan açıklamalar için kesin bir şekilde doğrulanamaz (Harbaugh, 2004; Wen, 2009). Çin’deki tasarruf oranı yüksekliğinin ve refah büyümesine rağmen tasarruf oranlarının yüksek kalmaya devam etmesini açıklamak üzere; yüksek büyüme oranları, borçlanma kısıtlamaları, yaş bağımlılığı rasyosu, düşük şehirleşme seviyesi, cinsiyet eşitsizliği ve Çin kültürü gibi pek çok açıklama önerilse de üzerinde fikir birliği sağlanan önemli bir kamu yönetimi ve siyaset bilimi açıklaması halen bulunamamıştır. Hükümetten kaynaklanan yalnızca bir unsur, ekonomistlerin dikkatini çekebilmiştir ki; bu da hükümetin yaptığı sosyal harcamaların boyutudur. Sosyal güvenliğin kapsamı ve genişliği tasarruf oranlarını doğrudan etkilemektedir(Feldstein, 1980; Hung&Qian,2010). Ancak siyasal rejim ve idari düzenlemeler gibi diğer politik ve ülke idaresine yönelik uygulamalar da tasarruf oranlarını etkilemektedir.
Siyasal Rejim: Otoriter Bir Devlet
Siyasal rejimin ekonomik büyümeyi etkileyip etkilemediğine odaklanan araştırmalar üç düşünce okulu tarafından gerçekleştirilmiştir. (Feng,2003; Samuel P. Huntington,1987; Sirowy&Inkeles,1990) Bu okullardan ilki “çatışma okulu” olarak isimlendirilebilir ki; bunların temel önermesi özellikle az gelişmiş ülkelerde demokrasinin ekonomik büyümeyi engellediğine ilişkindir. Bu okullardan ikincisi “uyumluluk okulu” demokrasilerde ekonomik gelişmeyi sağlayan en iletken araç olarak taleplerin, sosyal şartların iyileştirilmesini sağladığını ileri sürer. Üçüncü okul olan “şüpheci okul” demokrasi ile ekonomik kalkınma arasında bir yer değiştirme ilişkisi olmadığını ileri sürmektedir. (Przeworski, Alvarez, Cheibub, & Limongi, 2000, p. 178).
“Çatışma Okulu”na göre; demokrasiler genellikle gerekli olan hızlı büyüme için geliştirilmiş olan politikaların etkin bir şekilde uygulanmasını kolaylaştırmakta yeterli değildir. Huntington ve Dominguez: “demokratik olmayan bir sistemde alınacak yatırım kararlarının aksine, demokrasilerde seçmenlerin ilgisi siyasal partilere, bireysel harcamaların genişletilmesine yüksek düzeyde öncelik verilmesini sağlayacak şekilde rehberlik eder” (1975,s. 60) Oysa, ekonomik büyüme sermaye birikimine ihtiyaç duymaktadır. Tasarruf oranlarının en üst seviyeye çıkarılması için milli gelirin daha büyük bir oranı genellikle marjinal tasarruf eğilimlerin zaten yüksek olduğu zengin kesime doğru yönlendirilebilir. Denetilebilir bir siyasal mekanizmanın olmayışı ve otoriterlik eğilimler; azınlık lehine ve çoğunluğun maliyetine olacak politikalar takip edebilir ve bundan dolayı ihtiyaç duyulan sermeyenin birikmesi sağlanmış olur (Sirowy&Inkeles). Bu düşünce okulunun açıklamaları tek parti diktatörlüklerinde çok hızlı bir şekilde büyümüş olan Güney Kore ve Tayvan tecrübelerine çok uymaktadır.
Modern dünyada otoriter devletlerden birisini Çin oluştururken Çin’in siyasal rejimi; bireylerin harcama yaklaşımlarını ve hükümetin yürürlüğe koyacağı politikaları önemli ölçüde etkileyecek uygulamalarda bulunmaktadır. Çin’de güç çok fazla yayılmış olmasına rağmen, son kertede politika belirleme tekeli halen Çin Komünist Partisinin (ÇKP) kontrolü altındadır. Komünist Parti yönetimindeki toplum sınırlı bir özgürlük ve refah varlığında kendilerini tasarruf yolu ile teminat almak zorundaydı. Qin (2009) kararlı bir şekilde yüksek tasarruf oranının özellikle çalışanların hakları noktasından insan hakları statüsü ile ilgili olduğunu öne sürmüştür. Çalışanların haklarının ve bağımsız sendikaların olmayışı Çinli çalışanların ücretlerinin diğer ülkelerdeki çalışanların ücretlerden uzak ara daha düşük olmasına yol açmıştır. Kesin olarak söylenebilir ki, düşük ücretler Çin Mallarının uluslararası pazarlarda rekabetçi olma seviyesini yükseltmiştir. Ancak ayrıca her bir ailenin gelirlerini (genellikle) aldıkları ücretler oluşturmasına rağmen, toplum baskılanarak harcamalarının önüne geçilmiştir. Chen (2008) yalnızca demokratik kurumların içerideki tüketimi canlandırabileceğini öne sürmüştür. Özellikle vergilendirme ve bütçeleme alanları başta olmak üzere kamu gözetiminin artırılması harcamaların artırılmasında kilit adımı oluşturmaktadır.
Hükümet Düzenlemesi: Kalkınmacı Bir Devlet
Reagan (1987) hükümet düzenlemelerini,“hükümetin genel olarak doğrudan, özel olarak da düzenleyici bir kurum tayin ederek ihtiyaçları veya bireylerin veya çoğunlukla özel fakat bazen kamu kurumlarının faaliyelerinin kesin olarak yasaklaması ve böyle yaparak idari süreçleri devam ettirmesi” olarak tanımlamıştır. Düzenleme siyasidir. Bir hükümet faaliyeti olarak düzenleme; değerlere, menfaatlere, çatışmalara ve bireylerin seçimler ve milletvekillerini seçmekteki davranışları üzerine yoğunlaşır. Bu faaliyetler asla “basit bir mikroekonomik ilkeler uygulaması değildir” (Reagan1987). Düzenlemeleri genel olarak hükümetler koyar ve aleyhteki ekonomik ilişkileri düzenlerler. Ve ayrıca hükümet yetkililerinin konuların içine zorla girmesi üzerinde yoğunlaşır, aksi halde de idari konularda takdir yetkisini kullanır.
Çin’de Çin Komünist Partisinin işbaşına geldiği zamandan beri yalnızca tek siyasal parti iktidarda kalmış ve Çin hükümeti ülke ekonomisinde kilit bir rol oynamıştır. Çin, bir emirle Pazar ekonomisine doğru yönelirken, hükümet, emirleri ve merkezi planlamanın kapsamını büyük ölçüde düşürmüş, ancak tümüyle ortadan kaldırmamıştır. Ulusal ve yerel düzeydeki bürokratlar üretim ve dağıtım kaynakları, mallar ve hizmetler ve hatta, devlet halen ekonomi politikaların yönlendirilmesi hakkında kontrolü büyük ölçüde elinde tutmayı sürdürmektedir. Çin’in son zamanlardaki hızlı büyümesi hükümetin yatırım ve ihracat hedeflerine dayanan bir kalkınma modeline bağlıdır. Aslında, Çin hükümetinin; Japonya, Güney Kore ve Tayvan’ın içinde olduğu Doğu Asya devletlerinin izlediği yolun aynısını izlediği görülüyor. Onların hızlı ekonomik büyüme dönemlerinde, hepsi hem çok güçlü hem de yüksek düzeyli müdahaleci ve kalkınmacı devlet –daha sonra söylendiği şekli ile- kalkınmacı devlet idiler. Bu kalkınmacı devletlerin müşterek özellikleri olan ekonomik kalkınma, ağır sanayiye hükümet desteği, sermaye teşvikleri, ihracat odaklı sanayileşme gibi uygulamarı Çin açısından merkezi planlamanın yarattığı mucizedir. Kalkınmanın erken evrelerinde azgelişmiş bir sermaye piyasası ile, Çin’in büyük tasarruf havuzu devlet kontrolündenki bankacılık sistemi üzerinden yatırımların fonlanmasında ucuz kaynak sağlamıştır.
Geniş ölçüde kabul edilmektedir ki; yüksek tasarruf oranları Çin’in ekonomik yükselişinin gerekli faktörlerinden biridir (Aziz &Dunaway, 2007; Harbaugh, 2004). İlaveten sınai reakbetin atırılması için Çin hükümeti 20. yüzyılın sonunda teşebbüs reformunu yaptığından beri temettü ödemelerini gerçekleştirmek için Çinli özel firmaların gerekli olduğunu düşünmemiştir. (İşletmelerin çoğu devlet şirketleridir.) Bu teşebbüsler için karlar ister yeniden yatırıma yönlendirilsin, isterse düşük getirili yatırım hesaplarına aktarılsın. Bundan dolayı, kurumsal tasarrufların artmasında ve son zamanlardaki tasarruf birikmesinin en önemli katkı sağlayanı olmasının sürpriz bir yanı yoktur. Anderson, 2007; Aziz & Dunaway, 2007; Ma & Yi, 2010). 1992’den 2004 yılına kadar tasarruf edilen para miktarı GSMH’nın % 12’sinden % 24’ine yükselmiştir ki bu da hane halkı tasarruflarına eşittir. (Aziz & Dunaway, 2007; Ma & Yi, 2010). Kısaca Çin’in yatırım-öncü ve sanayi merkezli politikaları ve onun vurguladığı ihracat kuruluşları tüketime yer bırakmamıştır.
“Tasarruf davranışının anlaşılması yalnızca ekonomik teorinin önemli sorularından biri değildir. Çünkü gelirin tüketim ve tasarruf olarak dağıtılması en temel hane halkı kararlarını ilgilendirmekte, fakat ayrıca en fazla da politika belirlenmesini ilgilendirmektedir” (Borsch-Supan & Lusardi, 2003, p. 1). Çin’in otoriter sistemi ve güçlü hükümeti yüksek tasarruf oranlarına erişilmesinde en önemli iki unsurdur.
Kaynaklar
Anderson, Jonathan (2007). Solving China’s Rebalancing Puzzle. Finance and Development, 44(3), 32-35.
Aziz, Jahangir, & Cui, Li. (2007). Explaining China’s Low Consumption: The Neglected Role of Household Income. http://www.imf.org/external/pubs/ft/wp/2007/wp07181.pdf
Aziz, Jahangir, & Dunaway, Steven. (2007). China’s Rebalancing Act. Finance and Development, 44(3), 27-31.
Barnett, Steven, & Brooks, Ray. (2010). China: Does Government Health and Education Spending Boost Consumption? http://www.imf.org/external/pubs/ft/wp/2010/wp1016.pdf
Borsch-Supan, Axel, & Lusardi, Annamaria. (2003). Saving: A Cross-national Perspective. In A. Borsch-Supan (Ed.), Life-cycle Savings and Public Policy: A Cross-national Study of Six Countries (pp. 1-31). San Diego: Academic Press.
Chamon, Marcos, & Prasad, Eswar. (2008). Why are Saving Rates of Urban Households in China Rising? National Bureau of Economic Research Working Paper Series, 14546.
Chen, Zhiwu. (2008, 11/21/2008). Chen Zhiwu: Rang Gai Ge Lai de Geng Shen Ke Xie Ba (Chinese), Time-Weekly.
Feldstein, Martin. (1974). Social Security, Induced Retirement, and Aggregate Capital Accumulation. Journal of Political Economy, 82(5), 905-926. doi: 10.2307/
Feldstein, Martin. (1980). International Differences in Social Security and Saving. Journal of Public Economics, 14(2).
Feng, Yi. (2003). Democracy, Governance, and Economic Performance: Theory and Evidence. Cambridge, Massachusetts: MIT Press.
Guo, Kai, & N’Diaye, Papa. (2010). Determinants of China’s Private Consumption: An International Perspective. http://www.imf-ieo.org/external/pubs/ft/wp/2010/wp1093.pdf
Harbaugh, Rick (2004). China’s High Savings Rates The Rise of China Revisited: Perception and Reality.
Hung, Juann. H., & Qian, Rong. (2010). Why is China’s Saving Rate So High?: A Comparative Study of Cross-country Panel Data: Congressional Budget Office.
Huntington, Samuel P. (1987). The Goals of Development. In M. Weiner & S. P. Huntington (Eds.), Understanding Political Development: An Analytic Study (pp. 3-32). Boston: Little, Brown.
Huntington, Samuel.P., & Dominguez, Jorge. (1975). Political Development. In F. I. Greenstein & N. W. Polsby (Eds.), Macropolitical theory (pp. 59-66). Reading, Mass: Addison-Wesley Pub. Co.
Kraay, Aart. (2000). Household Saving in China. The World Bank Economic Review, 14(3), 545-570. doi: 10.1093/wber/14.3.545
Loayza, Norman, Schmidt-Hebbel, Klaus, & Servén, Luis. (2000). Saving in Developing Countries: An Overview. World Bank Economic Review, 14(3), 393-414.
Ma, Guonan, & Yi, Wang. (2010). China’s High Saving Rate: Myth and Reality. BIS Working Papers. Bank for International Settlements. Retrieved from http://www.bis.org/publ/work312.htm
Modigliani, Franco, & Cao, Shi Larry. (2004). The Chinese Saving Puzzle and the Life-Cycle Hypothesis. Journal of Economic Literature, 42(1), 145-170.
Przeworski, Adam, Alvarez, Michael E., Cheibub, Jose Antonio, & Limongi, Fernando. (2000). Democracy and Development: Political Instituions and Well-Being in the World, 1950-1990.
Qi, Li, & Prime, Penelope B. (2009). Market Reforms and Consumption Puzzles in China. China Economic Review, 20(3), 388-401. doi: 10.1016/j.chieco.2008.12.001
Qian, Yingyi. (1988). Urban and Rural Household Saving in China. International Monetary Fund Staff Papers, 35(4), 592-627. doi: 10.2307/3867112
Qin, Hui. (2009, 07/15/2009). Zhong Guo Ju Min Xiao Fei Lv Wei Shen Me Qi Di (Why is China’s Household Consumption ratio so low?). Phoenix Weekly.
Reagan, Michael D. . (1987). Regulation: The Politics of Policy. Boston: Little, Brown and Company.
Sirowy, Larry, & Inkeles, Alex. (1990). The Effects of Democracy on Economic Growth and Inequality: A Review. Studies in Comparative International Development, 25(1), 126-157.
Wen, Yi (2009). Saving and Growth under Borrowing Constraints: Explaining the “High Saving Rate” Puzzle. http://research.stlouisfed.org/wp/2009/2009-045.pdf