Bazı yazar ve yorumcular sahiden tepki gösterildiğini söylüyor. Buna inanmak mümkün değil. Irak’ın kuzeyindeki referandumun yapılacağı en az altı aydır biliniyordu. Bu süre içinde yeterli ve geçerli tepkiler ortaya konulup kamuoyu hazırlanmaya başlansa idi, tepki gösterileceğine inanırdık. Maalesef tepkimiz iç politikaya yönelik ve göstermeliktir.
Kıbrıs’ı hatırlayın. Kıbrıs’ta olaylar çıkmaya başladığında Türkiye tepki göstermeye karar verir vermez kamuoyunu da hazırlamaya başlamıştı. Her ilde Kıbrıs mitingleri yapılıyor Makaryos posterleri yakılıyordu. Türkiye iç kamuoyunun gücünü arkasına alarak anlaşma masalarına oturdu, müdahil oldu, yeri geldi çıkarmasını yaptı ve soydaşlarının katledilmesine engel oldu.
Peki, Kürt meselesi ile ilgili olarak kamuoyunun bilgisi nedir. Türkler ne kadar biliyor, Yahudi ve Mossad kuklası Barzani’yi akrabaları zanneden Kürtler meseleyi ne kadar biliyor? PKK ve uzantısı örgütlerin büyük devletlere hangi alanda ne kadar taşaronluk yaptıklarını kimse bize anlatmadı. Hayır, uzmanlar dahil meseleyi yeterince kavrayan yok. O kadar bilgisiz bırakıldık ki, ne nedir, nasıl oldu da bu noktaya gelindi, anlaşmalar nedir, haklarımız nedir, yabancı ülkelerin bu oluşumdaki rolü nedir, Türkiye’nin yanlış siyasetleri nedir, siyasilerin ve işadamlarının bölgeyle olan ilişkileri ve menfaatleri nedir, bilmiyoruz. Bilmememiz çok doğal. Kısa süre öncesine kadar başımızdakilerin el üstünde tuttuğu, el ele tutuştuğu bir adam bize kafa tutuyor. Adeta tepki göstermeyeceğimizi biliyor. Hâlbuki böyle mi olmalıdır?
Sen devlet ve hükümet vasfı taşıyorsan, elindeki imkânları kullanır, alabileceğin en fazla menfaati alır, karşılaşabileceğin en kötü ihtimalleri düşünerek kozlarını hissettirir ve yavaş yavaş kullanırsın. Hava sahanı kapatır, sınırlarını kapatır, elektriğini vermez… bir şeyler yaparsın. Nitekim İran bunu yapmıştır.
Büyük devletler önemli olaylar arefesinde kendi insanını bilgilendirir, her türlü tepkiye; savaşa hazırlar. Biz ne yapıyoruz? Kem küm. “Eyy…” Böyle iç ve dış siyaset yürümez. Bir gün bu bilgisiz ve cahil bıraktığın halka ihtiyaç duyduğunda ne yapacaksın?
Bir devlet ki vatandaşlarını karşı karşıya olduğu tehlikelerden habersiz bırakıp uyutuyorsa orada bir bit yeniği var demektir. Yöneticiler halkına ihanet ediyor demektir. Kendi halkına bilgi vermeden kısa vadeli menfaatler peşinde dolaşırsan hem yürüttüğün siyaset başarısız olur, hem de ülkene zarar vermiş olursun. Bunun da bedeli ağır olur.
Tepkisizliğimiz, çoktan el sıkışıldığını, anlaşıldığını gösteriyor. Lami cimi yok: Barzani ve Eşbaşkan anlaşmışlar. Referanduma ses çıkarılmayacak! Siyasiler kerhen laf ediyor. Basın’da tık yok. Şimdiden “Ya bu iş devlet kurma anlamına gelmez.” diyenleri ekranlarda öttürmeye başladılar. Belki ama Barzani devlet kurmanın en önemli güvencelerinden birini ele geçirmiş olacak. Bundan böyle bir çapulcu sürüsüyle değil, iradesini ortaya koyan bir halkla muhatapsınız. İsrail, ABD, Rusya açık, Türkiye gizli desteğinde ateş topu gibi bir piçimiz oldu. Bakalım bu ateş topu bizi ne zaman yakacak. Allah yardımcımız olsun.