Arslan Küçükyıldız
Arslan Küçükyıldız

Gölbaşı Pazarında Klasik Batı Müziği

Gölbaşı Pazarında Klasik Batı Müziği

Geçenlerde (23 Kasım 2021) adı bilinen bir televizyonda, küçük ve yerel gibi gözüken çok önemli bir haber vardı: “Ankara Gölbaşı ilçesi Belediye Başkanı Ramazan Şimşek, Seğmenler Semt Pazarı’nda klasik müzik yayını başlatarak bir ilki daha hayata geçirdi.” şeklinde sunulan haberin üzerinde kimse durmadı. Siz hiç Avrupa’da herhangi bir semt pazarında Klasik Türk Müziği yayını yapıldığını duydunuz mu? Ben duymadım. O halde bu işgüzarlık, bu kraldan fazla kralcılık ne anlama geliyor? İngiliz, Alman, Fransız, Amerikan müzikleri bütün dükkânlarda, büyük marketlerde gece gündüz çalındığı için, -utanç verici olsa da- farkına varmadan alıştırılmıştık. Gölbaşında halkın oyuyla yönetime gelen biri, semt pazarında, milletine Türk Müziği veya Türk Klasikleri dinletmeyi düşünmek yerine, Klasik Batı Müziği dinletmeye başlamıştı. Bindiği dalı kesmek aptallıktır. Şunu sormalıydık: Diyelim ki büyük marketler, çoğu yabancı ülkelerdeki patronlarının müziklerini çalıyorlar; be hey adam senin patronun kim? Sen kimsin ki benim paramla bana, -benim müziğim orada sahipsiz dururken- başkasının müziğini dinletmeye kalkıyorsun? Sana bu hakkı kim verdi?

Kanaatimce bu, sıradan bir yabancıya özenme değil, kültür emperyalizminin geldiği son nokta. Ölümcül bir salgın. Kendisini bu millete ait hissetmeyen, beyninden, kursağından, uçkurundan… bir şekilde yabancılara bağlanmış kişilerde görülüyor. Kişilerin Közkamanlığı. Bizim avluda, kümeste doyup, üç beş darıya kanarak başkalarının kümeslerine yumurtlayan tavuklar gibiler. Bunlara Mankurt da dememek gerekir, çünkü Mankurt beyni öldürülmüş bir zavallıdır. Bunlar ise beyni işgal edilmiş, satın alınmış Közkamanlardır. Adları Türk olsalar da Türk olmaktan çıkarılmışlardır.

Közkamanlık, R.Ş. gibi kişilerle sınırlı kalmadı; sessiz sedasız herkese, her yere bulaştı; kurumlaştı, medeniyetimizi yok eden bir salgın haline geldi. Kurumlarca yapılan Közkamanlığa bir örnek: neredeyse bütün televizyonlar sanki kanunmuş gibi, en son ve yavşatıcı haberlerini İngiliz kraliyet ailesine, yabancı bir müzisyen veya film yıldızına, yabancı devlet adamının kendi ülkesinde bile dikkat çekmeyen magazin haberlerine ayırıyor. Sanki ülkemizde böyle haberler yokmuş gibi.

Kurumlaşmış, kalıcı hale gelmiş Közkamanlığa da bir örnek verelim: Türkiye’deki ünlü müzisyenlerin çoğu yabancı müziklere Türkçe söz yazarak büyük sanatçı olmuştur. Meşhur olmakla kalmayıp Türk Müziği yerine bu uyduruk müzikleri yerleştirmeyi başarmışlardır. Şimdiki gençlerin çoğu, ya hiç Türk müziği dinlemiyor ya da Türk Müziği klasiklerini, türküleri, şarkıları vaktinde yeterince çalınmadığı, yaygınlaştırılmadığı için bilmiyor. Yabancı müziklerden uyarlama bugünkü melez müziği de Türk müziği zannediyor. Kendi müziğinde bir makam öğrenmeden yabancı müzikte beste yapanları bile var.

Bir de devlet kurumlarının Közkamanlığı var. Kültür Bakanlığı, -hangi iktidar döneminde olursa olsun- sürekli olarak bölücü filmleri, Türkiye’yi aşağılayan filmleri, kitapları, dergileri destekliyor? Neden? TRT, TRT2 kanalındaki filmlere niçin İngilizce altyazı koyar? Bir tek Allah’ın kulu cevap verebilir mi? Gazeteler, radyolar, televizyonlar, sinemalar Türk milletinden nefret edenlerce hazırlanmış, başka milletlerin kültürüne özendiren, onların propagandasını yapan yazı ve programlarla dolu. Buna göz yumanları bir kenara not edelim lütfen.

Yabancı ülkeler kendi dil, kültür ve sanatlarını yayarlar. Güçlenmek ve sınırlarını genişletmek için çalışırlar. Bu doğaldır. Her yolu kullanır. Mesela ABD, 12 Eylül Darbesini CİA ajanlarıyla mı yaptı? Hayır, askeri yardım programıyla, JUSMMATla, Eğitim anlaşmalarıyla, burslarla, süt tozu ile, Barış Gönüllüleri ile ÖDTÜ ile yaptı. İçimizden Közkamanlar yetiştirdi. Deniz Gezmiş’in parkası JUSMMAT’tan idi. Kırklı yıllardan beri de Türkiye’yi mandası gibi idare ediyor. Bunu anlayabiliyorum ama Türkiye’nin resmi kurumlarının çocukarımızı Közkaman olarak yetiştirmesini hiç anlayamıyorum.

Dikkat ediniz, Közkamanlara, Közkamanlığa her yerde rastlayabilirsiniz. Bir zamanlar MİT’in üçüncü adamı devlet sırlarını Amerikalılara ve İngilizlere satarken yakalanmıştı. En üst makamlara gelirler ama kraliçeden ödül almak onlar için daha önemlidir.

Kendi dil ve kültürüne yaşayarak sahip çıkmayan milletler önce köle, sonra yok olurla

 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!