Arslan Küçükyıldız
Arslan Küçükyıldız

Ecevit’in 12 yıl saklı tutulan “Veda” sohbetleri

Ecevit'in 12 yıl saklı tutulan

Yangınların ardında ABD var diye konuşuyoruz ya. Elimde bir kitap var. Gazeteci Mehmet Çetingüleç, Ecevit’le yaptığı anı mahiyetindeki sohbetleri “Ecevit’in Anıları” adıyla kitaplaştırmış. Baskısı, destekçi bulunamadığı için gecikmiş. 6. baskısını okudum. Biyografilere merakım vardır, anıları severim. Özellikle idarede söz sahibi olmuş kişilerin anıları önemlidir. Geleceğe dönük ipuçları verirler. Çoğu duyduğumuz şeyler olsa bile, öyle ayrıntılar barındırırlar ki okuduğunuza değer. Bu kitapta da dikkatimi çeken ayrıntılar vardı.

Çetingileç: “Ecevit’in aniden rahatsızlanması, DSP’nin parçalanması, erken seçim ve Türk siyasetinin yapılandırılması… bu olayların hepsi 15 Ocak 2002’de Washington’a yapılan ziyaretten birkaç ay sonra meydana gelmişti. … Başkan George Bash ile görüşen Başbakan Ecevit, Irak’a yapılması planlanan operasyonu uygun bulmadıklarını söyledi. Bunun bölgede parçalanma ve istikrarsızlığa yol açacağını düşünüyordu. Aslında bu görüşü gezi öncesi açıklamalarında da dile getirmişti. Cengiz Çandar ziyaretten önce Yeni Şafak’taki köşesinde ABD’nin hükümeti devireceğini öne sürdü… Sonuç tam da Cengiz Çandar’ın yazdığı gibi oldu. (16-17) Ecevit: “Irak’ta, Türkiye ABD’nin istediği adımları atmadı. Amerika bizimle ipleri koparma noktasına geldi. Bunu açıkça bize ifade ettiler. “Artık kapılarımız size kapalı” dediler… “ABD pek çok ülkede birtakım tertiplerle, telkinlerle bunu yapabilir. Irak’ta bunu açıktan istediler ve kendileri gerçekleştirme yoluna giriştiler. Demek istediğim, Amerika Birleşik Devletleri bütün dünyada siyaseti büyük ölçüde etkileyebilecek güçtedir. İlişkide bulunduğu ülkelerin içişlerine çok açık bir şekilde karışmaya alışmıştır.” (20) Karıştığı ülkeler arasında Türkiye de zaman zaman yer almıştır ve genellikle Silahlı Kuvvetleri istediği şekilde kullanma yoluna gitmiştir.” (21)

Ecevit: 12 Eylül darbesinden sonra 1983 yılında beni İngiltere’deki Granada televizyonuna çağırdılar… “Varsayımsal Durumlar” adı altında … var olmayan ama gerçekteki varlıklara uygun birtakım kuruluşları hayal ederlermiş ve onların üzerlerine birtakım varsayımlar bina ederlermiş…” Programda “…CIA; FBI başkanlığı yapmış olanlar, General Haig gibi komutanlar da vardı.” Özü şu: Ecevit’e dolaylı olarak Evren’in yerine seni getirelim mi diye sormuşlar. O da “Dostumuz, müttefikimiz de olsalar bazı yabancı devletlerin içişlerimize böylesine karışmalarını ve silahlı kuvvetlerimizle böylesine içli dışlı olmalarını içimize sindiremem. Onun için bu çözümü kesinlikle kabul edemem.” demiş. ABD’liler çok kızmışlar, ısrar etmişler; sert tartışmalar olmuş. Ecevit: “Bu olay beni çok etkiledi. Amerika Birleşik Devletleri’nin elinde imkân olduğu zaman orduyu nasıl kullandığını görmüş oldum.” Sonuçta “Ecevit istemese de biz uygun gördüğümüz bir çözümü uygulatmanın bir yolunu buluruz. demiş Amerikalılar.(22-23)

Bu olayları yaşayan Ecevit’in büyükbabası Dadaylı din bilgini Mustafa Şükrü Efendi imiş. “Dedem Kürt asıllıydı. Kastamonu Daday ilçesi o dönem Kürtlerin yaşadığı bir bölgeymiş.” (41) (Burada bu bilginin sahih kaynaklara dayanmadığının altını çizmek isterim.)

Rahşan Ecevit, Sabataycı değil Saraybosnalı imiş. (45) Ecevit: Her sabah evden çıkarken gökyüzüne bakınca Allah’ın varlığını hissederim… inançlı biri olarak yalnız gece yatarken değil, her vesileyle dua ederim.” (47) Ecevit, anne tarafından büyük dedesi olan ve Osmanlı döneminde kutsal toprakların koruyucusu olarak görev yapan Mekke Şeyhülislamı Hacı Emin Paşa’dan kalan mirası (Hicaz’da ihrama girilen yerden Kâbe’ye kadar uzanan bir arazi) devlete bağışlamış. Ne hikmetse bu konu sümen altı edilmiş. (49-51)

Ecevit’in Eski Yunanca çalışma arzusu, çevirileri, İngiltere’de basın ataşeliğinde çalışması, dönüşte Ulus’ta yazmaya başlaması, askerliğini İstihbarat’ta yapması, Amerikalılarca verilen bir bursla gazeteci olarak  Amerika’ya davet edilmesi, Kissinger tarafından yetiştirilmesi, Rockefeller Fonu bursu ile tekrar ABD’ye, Harvard’a Ortadoğu tarihi ve sosyal psikoloji çalışmak üzere gidişi, Bilderberg, Mısır Büyükelçiliği Baskını… Demirel, Erbakan, Türkeş, MHP ve Ülkücüler, Koalisyonlar, APO’nun getirilmesi… Birçok ilginç ayrıntı. Bende Amerika’nın bir süre sonra iyi idare edemediği ve hasta ettiği bir adam izlenimi uyandırdı. Okumak lazım.

Kaynak: Günboyu

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!