Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim akşamı, kazandığını anlayınca, önce İstanbul Kısıklı’daki evinin önünde bekleyen AKPlilere seslendi; dava ve yol arkadaşlarına (Türkiye’ye) önemli mesajlar verdi. Daha sonra da Ankara’da dünyaya sesleneceğini duyurdu ve öyle de yaptı. Bilindiği gibi dört gözle beklenen bu gibi konuşmalarda verilen mesajlar çok önemlidir.
Kısıklı konuşmasını dinledim.[1] Bu konuşmada dil ve üslup sorunu olduğu gibi, yanlış bir üslupla dile getirilen önemli bir de sorun var; LGBT. Önemli görülmeseydi tekrar tekrar dile getirilmezdi diye düşündüğüm bir sorun.
Sayın Cumhurbaşkanı, Kısıklı konuşmasında, önceki birçok seçim konuşmasındaki üslubuyla “Bay bay Kemal“, “Bay bay bay Kemal” ve “Kardeşlerim bu CHP, LGBT’ci midir? Bu HDP, LGBT’ci midir? Bu İYİ Parti, LGBT’ci midir? O yanındaki bazı ufaklıklar var, onlar da LGBT’ci midir? Peki, AK Parti’ye LGBT sızabilir mi? MHP’ye sızabilir mi? Cumhur İttifakı’nın diğer üyelerine sızabilir mi?” dedi. İlk ikisi üslupla ilgili. Sonuncu da büyük görülen sorunla ilgili bu ifadeler üzerinde biraz duralım.
Öncelikle bu sözler Erdoğan’ın “14 Mayıs seçiminin de 28 Mayıs seçiminin de galibi 85 milyon vatandaşımızın tamamıdır. Biz ‘öyle bir kazanacağız ki kimse kaybetmeyecek’ demiştik. Öyleyse bugün kazanan sadece Türkiye’dir.” sözleriyle çelişiyor. Çünkü bir seçim sonrası konuşmasında yer almaması gereken “Bay bay Kemal” gibi ifadeler maalesef söylenmiştir. Kaybeden bir rakip için bunların söylenmesi hoş olmamış, beyefendiliğe sığmamıştır. Bunlar birleştirici bütünleştirici değil, “Hep birlikte Türkiye” olmamızı engelleyen ötekileştirici ifadelerdir. Anlaşılan Sayın Cumhurbaşkanı hırçın, kırıcı, kaba üslubunu bırakmayacak, sürdürecektir. Bir cumhurbaşkanının rakip partinin başkanıyla bu şekilde dalga geçmesini şahsen doğru bulmuyorum. Çünkü herkesin cumhurbaşkanıdır. Dalga geçtiklerini de başı O’dur. Hele rakip ittifak partilerinin adlarını sayıp (bazılarıyla da ‘ufaklıklar‘ diye dalga geçerek) onları LGBTci olarak ilan etmek ve meydandakilere yuhalatmak akıl ve izanla bağdaşmaz. Bunun adı birleştirme değil, ayrıştırmadır. Millet ittifakı neredeyse %48 milletin oyunu almıştır. Eğer bu partiler LGBT’ci ise oy verenleri ne oluyor? Cumhurbaşkanının oy verdiğim adayın partisi için kullandığı bu ifade şahsıma ve oy verenlere bir hakarettir. Bir özür borçlu olduğunu düşünüyorum.
Şimdi birleştirici bütünleştirici bir dile dönme ve milletten aldığı yetkiyi kullanma zamanıdır. Dalga geçmek, alay etmek, tiye almak, “sarhoşluğa kapılmak” zamanı değildir. Bu dil bizi gerçek meselelerimizi konuşmaktan alıkoyan bir dildir. Güzel de değildir. En başımızdaki bu üslupta konuşunca onu takip eden basın ve diğer elemanlar, asıl meselelerimizi değil bu üslubu takip ve taklit etmeye çalışıyor. Televizyonların neredeyse tamamında milletin gerçek meseleleri değil, bay bay Kemalin icraatlardaki sorumluluğu anlatılıyor. Halbuki şimdi tavşana bak zamanı değil, icraat zamanıdır. Siz bir günden bir güne televizyonlarda bu LGBT, ateizm, deizm niye artıyor diye bir program seyrettiniz mi?
Sayın Cumhurbaşkanı icraata başlayın. İlk icraatınız da LGBT konusunda olabilir. Çünkü gerçekten bütün insanlık buna özendiriliyor.
İşe, örneğin MLGBT derneğinden başlayabilirsiniz. Kim destekliyor? Hepsi de fonlanan bu dernekleri yakın takibe alabilirsiniz. (Yanlış bilmiyorsam bu dernekler son 20 yılda kurulmuştu.) Televizyon programlarındaki LGBT reklamlarını, dizilerdeki LGBT özendirmelerini önleyebilirsiniz. Netflix gibi ortamlardaki her filmde mevcut LGBT reklamlarını dikkate alarak bu ortamları toptan yasaklayabilirsiniz. Çocuk çizgi filmlerine kadar inen homoseksüellik ve lezbiyenliği, isterseniz yok edebilirsiniz. “Çocukların cinsel tercihi” gibi saçma sapan konularla uğraşan doktorlarımızı, denetleyebilirsiniz. “Cinsiyet değiştirme ameliyatlarına bundan böyle devlet olarak para vermiyoruz” diyebilirsiniz. Eşcinselliği ve homoseksüelliği özendiren modayı, kontrol altına alabilirsiniz. Taksim’de baça dansı yapan Afgan LGBTlilere ve Afganistan’dan Türkiye’ye akın akın gelen muhtemel LGBT mensuplarına dur diyebilirsiniz. Ezici bir çoğunlukla iktidardasınız; bakanlıklar elinizde, bütün kurumlar parmağınızın ucunda. Birilerine LGBT’ci demek yerine niçin LGBT ile mücadeleye başlamıyorsunuz?
Bölücü, ayrıştırıcı, ötekileştirici bir dil kullanıyorsunuz. Lütfen bu dili bırakın. Güzel değil. Allah güzeldir, güzeli sever.
Yetki sizde. Konuşmayın, gereğini yapın. Yoksa bu millet verdiği yetkiyi almasını da bilir.
[1] https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/147324/-bugun-kazanan-sadece-turkiye-dir-