Arslan Küçükyıldız
Arslan Küçükyıldız

15 Temmuz’un Anlamı

featured

Fetö’nün siyasi kanadı henüz işlem görmedi. Adalet dahil pek çok alanda gücünü koruduğu haberlerini duyuyoruz. Lütfen bunu engelleyin,  hiç olmazsa bu konuda güven duyalım.

Benim için iki anlamı var. Biri canımın parçası ilk göz ağrımın doğduğu gün olması. Mutlu bir gün. Öteki Türkiye’ye el koymak isteyen ABD, İngiltere, İsrail üçlüsü ve elitlerin oyuncağı; Kasım Gülek’in, Yaşar Tunagür’ün Diyanet ve devletin önemli kişi ve kurumlarını kullanarak palazlandırdığı Fethullah Gülen’in şebekesinin harekete geçtiği,
Cuma hutbesinde “15 Temmuz Zaferi” olarak adı geçen kara gün. Kara, çünkü bu devlet nasıl bir devlettir ki kırk yıl uyumuş; ihanet en önemli kurumlara sızmış, bununla kalmamış hakim olmuş.

Bugün Türkiye’de ne olduğunu bilmediğimiz, gerektiği kadar anlatılmadığı için anlamadığımız bir savaşta kazandığımız sevineceğiz.
Oysa bugün düşünme günü. Fetö’yü, Saidi Nursiyi, Cemalettin Kaplan’ı, tarikatları, cemaatları, bunları koruyan ve kollayanları masaya yatırma günü. Sorulacak çok soru var:

  • 15 Temmuz’a nasıl gelindi?
    15 Temmuz nasıl oldu?
    15 Temmuz sorumluları ve siyasi ayağı dahil bunları destekleyenler hakkında neler yapıldı?
    15 Temmuz’dan sonra kamuoyu hainler ve tasmasını tutanlar hakkında nasıl aydınlatıldı?
    15 Temmuz bahanesiyle neler değiştirildi?
    15 Temmuz’un mirasını kimler paylaştı?
    Bir zaferin zafer olması için neler gerekir? (Nedeni olduğunuz felaketten kurtulmanın ve buna sevinmenin anlamı nedir?)
    Bir daha sonsuza kadar Türk Devletinin ve milletinin böyle bir ihanetle karşılaşmaması için ne gibi tedbirler alındı?Fetö benzeri yapılar hızla büyürken devletin icra organları neden göz yummaya devam ediyor?

Fetö’nün siyasi kanadı henüz işlem görmedi. Adalet dahil pek çok alanda gücünü koruduğu haberlerini duyuyoruz. Lütfen bunu engelleyin; hiç olmazsa bu konuda güven duyalım.

Mesele Türk milletinin belini doğrultmaması için çalışanların ihaneti değil; Türk milletinin ne yaptığıdır. Düşman düşmanlığını elbette yapacaktır. Önemli olan Türk milletinin kendi yağıyla kavrulabilecek güçte olmasıdır. İhanetin beslendiği bataklıkları kurutmaktır. Her otuz kırk yılda bir kuşağımızın zehirlenmesi dolayısıyla yok edilmesidir. Gücümüzü dağa taşa, sele yele depreme veriyoruz. Ne acı ki gençliğimizi bir millî ülkü etrafında toplamayı öğrenemedik. Batılıların, özellikle İngilizlerin kurucu başbuğa duydukları kinlerine alet olmaya devam ediyor, sorunları değil yüzeyde görünenleri konuşup duruyoruz. Fetö ve onun ardından gidecek benzeri cemaatler bu tarladan besleniyor.

Şunu anlamamız gerekiyor: Kökü belirsiz tarikat ve cemaatlere karşı çıkmak İslam karşıtlığı değildir. Atatürk’ü sevmenin Osmanlıyı sevmeye engel olmadığı gibi. Meal okumak, Kuran, hadis, tefsir okumaya engel değildir. Müslümanların tarikatların ve cemaatların okuttuklarıyla yetinmeyip kendilerini yetiştirmesi gerekir. Türk milleti kendine sahip çıkmazsa kimse onu korumaz.

Türk milleti kendisini kandıran herkesten kandırılmasının hesabını zamanı gelince sormuştur; soracaktır.

Sözüm size, bize, hepimize.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!