Dr. Alper Sezener
Dr. Alper Sezener

Minamata Felaketi: Bir Endüstri Trajedisi

featured

Minamata, para hırsı nedeniyle çevre sorumluluğunun ihmal edilmesinin yıkıcı sonuçlarını gösteren yaşanmış bir olay olması bakımından önemlidir. Kontrolsüz endüstriyel kirliliğin yıkıcı sonuçlarının hatırlanması bakımından dikkat çekici bir hadise olmasının yanında habitatın korunması, flora ve fauna dengesinin sağlanması ve insan sağlığına öncelik verilmesi gibi temel sürdürülebilirlik çerçevesine de örnek oluşturmuştur.

Cıva, yüksek derecede toksik bir metaldir ve insan sağlığı ile çevre üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratır. Zehirleyici özellikleri, cıvanın farklı formlarına bağlı olarak değişiklik gösterir, ancak genel olarak sinir sistemi, bağışıklık sistemi, böbrekler ve diğer organlar üzerinde yıkıcı etkiler yapar. Özellikle metil cıva formu, deniz ürünleri yoluyla insanlara geçerek nörolojik ve gelişimsel sorunlara neden olur. Anne karnındaki bebekler ve çocuklar cıvaya karşı en hassas gruplardır. Çevresel açıdan cıva, biyolojik unsurlara karışarak su kaynaklarını, toprağı ve hayvanları zehirler.

Minamata olayı, Japonya’da 1932-1968 yılları arasında yaşanan büyük bir çevre felaketidir. Chisso Corporation adlı kimya şirketi, üretim sürecinde ortaya çıkan cıva bileşiklerini Minamata Körfezi’ne deşarj etmiş ve bu durum ciddi sağlık ve çevresel sorunlara yol açmıştır. Zehirlenme vakaları ilk kez 1956 yılında fark edilmiş, ancak şirket ve hükümet yıllarca sorumluluğu kabul etmemiştir.

Felaketi dünya kamuoyuna duyuran kişi, ünlü Amerikalı fotoğrafçı W. Eugene Smith olmuştur. 1971’de Minamata’ya giderek burada yaşayan mağdurların acılarını ve çevre tahribatını belgeleyen çarpıcı fotoğraflar çekmiştir. Özellikle “Tomoko ve Annesi” adlı fotoğraf, cıva zehirlenmesinden mustarip bir kız çocuğunu banyo yaparken göstererek olayın sembolü haline gelmiştir. Smith’in fotoğrafları, küresel bir farkındalık yaratarak uluslararası tepkilere neden olmuştur.

Yıllarca süren davalar sonucunda Chisso Corporation, mağdurlara milyarlarca yen tazminat ödemek zorunda bırakılsa da mağdurlar bürokratik engellerle boğuşmak zorunda kalmışlardır.

Bu felaket, yıllar sonra, 2013 yılında Minamata Sözleşmesi’nin kabul edilmesine dayanak olmuştur. Bu sözleşme cıvanın dünya çapında kullanımını ve salınımını azaltmaya yönelik önemli bir adım olarak görülmüştür.

Minamata, para hırsı nedeniyle çevre sorumluluğunun ihmal edilmesinin yıkıcı sonuçlarını gösteren yaşanmış bir olay olması bakımından önemlidir. Kontrolsüz endüstriyel kirliliğin yıkıcı sonuçlarının hatırlanması bakımından dikkat çekici bir hadise olmasının yanında habitatın korunması, flora ve fauna dengesinin sağlanması ve insan sağlığına öncelik verilmesi gibi temel sürdürülebilirlik çerçevesine de örnek oluşturmuştur.

İş sağlığı ve güvenlği, çevresel etkilerin bertarafı, toplum sağlığı gibi uluslararası kabul gören standart ve uygulamalara rağmen özellikle kaynak bağımlılığı olan, yasal denetim mekanizmaları gelişmemiş ülkelerde cıva ve türevi metal be mineral zehirlenmelerine bağlı felaketler yaşanmaya devam etmektedir.

***

Minamata olayı, günümüzün çevresel ve sosyal tartışmaları için güçlü bir ders niteliğindedir. Küresel ısınma, biyoçeşitlilik kaybı ve toksik kirlilik gibi krizler, çevresel sorumluluğun önemini daha da vurguluyor. Şirketlerin kâr öncelikli yaklaşımlarının doğa ve toplum üzerindeki olumsuz etkileri, sürdürülebilirlik politikalarının yalnızca vaat değil, somut eylemlerle desteklenmesi gerektiğini ortaya koyuyor.

Minamata, özellikle yoksul ve savunmasız toplulukların çevresel felaketlerden en fazla etkilenen gruplar olduğunu hatırlatarak sosyal adaletin korunmasının önemine dikkat çekiyor. Ayrıca, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sürdürülebilirlik gibi çağımızın kritik tartışmalarına ışık tutuyor. Bugün medyanın ve sanatın gücü, küresel farkındalık yaratmak için halen etkili bir araçken, çevre sorunlarının çözümünde önleyici politikaların önemi Minamata’nın trajik mirasıyla bir kez daha doğrulanıyor.

Önce insan, sonra çevre, sonra üretim” ve benzeri süslü sloganlar ya da kopyala yapıştır sürdürülebilirlik raporlarının havada uçuştuğu günümüz “hakikat-sonrası” dönemde geçmişi hatırlayıp dersler çıkarmakta fayda var.

***

Yaşanan felaket, aynı isimle (Minamata) yönetmen, Andrew Levitas tarafından 2020 yılında sinemaya aktarıldı. Amerikalı ünlü aktör Johnny Depp‘in başrol oynadığı biyografik bir drama olan film, foto muhabiri W. Eugene Smith’in (Depp) Minamata kıyı kasabasında cıva zehirlenmesinin yıkıcı etkilerini belgelemesini anlatıyor.

Film, baskıcı iktidarların ve bu iktidarlar sayesinde güçlenen uluslararası şirketlerin iktidar ve para hırsının hemen hemen her tarihte ve her coğrafyada benzeri çevresel, sosyal ve etik açıdan ne tür tahribatlara sebebiyet verdiğini göstermesı açısından izlenmeyi hak ediyor.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!