HaberTürk yazarı Muharrem Sarıkaya, “Denekler patladı, merkez kapattı…” başlıklı yazısında aşı çalışmalarına değindi. Sarıkaya; Fahrettin Koca’nın aşılamaya, “60 yaş üstü ve kronik hastalığı olanlardan başlanacağı, kronik hastalığı olmayanların ise aşıya ulaşmalarının zaman alacağı” bilgisini vermesinin ardından aşı gönüllüsü sayısında patlama yaşandığını ancak torpilli gönüllülerin olduğunu söyledi.
Aşı merkezlerinin başvuruları kapattığını söyleyen Sarıkaya, “Sorun ise Aşı Merkezi gönüllü başvurusunu kapatmış olmasına karşın, torpilini bulanın gidip gönüllü sürecine katılmaya devam ediyor olmasında” dedi.
Sarıkaya’nın yazısındaki ilgili kısım şu şekilde:
Özellikle Bilim Kurulu sonrası Bakan Koca’nın, aşıya 60 yaş üstü ve kronik hastalığı olanlardan başlanacağı, kronik hastalığı olmayanların ise aşıya ulaşmalarının zaman alacağı bilgisi eklendi.
Almanya’nın da dün yaptığı gibi kronik rahatsızlığı olmayan 45 milyon kişinin aşıya Aralık 2021’de ulaşacağı bilgisine benzer veriler ekranlardaki bilim insanları tarafından da dile getirildi.
Yeterli aşı üretiminin olmadığı bilgileri de geldi.
Bizim gazeteci milletinden başlamak üzere, siyasilerden, bürokratlardan Faz-3 çalışmasına katılmak isteyen aşı gönüllüsü sayısı patladı, 40 bini aştı.
TORPİLLİ AŞI GÖNÜLLÜSÜ DÖNEMİ
Gönüllü müracaatının patlamasıyla, Aşı Merkezi ara değerlendirme yapıp, 12 bin 500 olarak hedeflenen başvuru sürecini kapattı…
Şimdi bu 40 bini aşkın gönüllüden kaçına yapılacağı bilinmiyor…
Sorun ise Aşı Merkezi gönüllü başvurusunu kapatmış olmasına karşın, torpilini bulanın gidip gönüllü sürecine katılmaya devam ediyor olmasında.
Çünkü şu an aşı merkezleri dışında gönüllü olarak gidip özel girişimlerle aşı yaptıran veya sıraya giren sayısı bilinmiyor.
Torpilli gönüllülerin engellenmesi gerekiyor, çünkü devam etmesi Faz-3 çalışmasına zarar verici hale geliyor.
Süreç sanki herkese aşı yapılıyormuş gibi hızlı ilerlediğinde, ortaya çıkabilecek yan etkenler, semptomların takibi zorlaşıyor.
Her bir basamağın ve gönüllü aşı yapılanların takibi güçleşiyor; buna ilişkin personel ve baştan yaratılan yazılım uygulaması yetmiyor.
KOD KIRIMI İÇİN İKİ YOL VAR
Bunun için Sağlık Bakanlığı’ndan aktarıldığına göre önlerinde iki yol var.
Birincisi Çin, İngiltere ve ABD’nin de yaptığı, Türkiye’de de “acil kullanım izni” ile önünün açıldığı gibi Faz-3 çalışması için “acil ara değerlendirme” yapılması.
Bu ara değerlendirmede ABD gibi kod kırılır ve kime gerçek aşının verildiği orta çıkar, plasebo olanlara da gerçeği yapılır.
İkinci yol ise Faz-3 için kod kırılmadan ara değerlendirme yapılır ve yola devam edilir.
Ancak unutulmasın ki bu Türkiye’nin de altına imza koyduğu Helsinki Deklarasyonu’nun dayattığı kurallar gereği Faz-3’ün tamamlanması için ruhsatlandırmanın da yapılması lazım.
Her iki durum da bir ülkenin Faz-3 çalışmasının etkili, emniyetli sonuca ulaştığı, belirlenen şartları içerdiğine yönelik ruhsatlandırma anlamına gelmiyor.
Onun için Faz-3 sürecinin tamamlanması gerekiyor.