Kolajen takviyeleri, cilt sağlığını desteklemek, eklem ağrılarını hafifletmek ve genel olarak yaşlanma belirtilerini yavaşlatmak amacıyla sıklıkla tercih edilmektedir. Ancak, bu takviyelerle ilgili doğru bilinen birçok yanlış mevcuttur. Yanlış bilgiye dayalı beklentiler, kolajen takviyelerinin etkileri konusunda kafa karışıklığına yol açmaktadır. Bu nedenle, kolajen kullanımı hakkında bilimsel temellere dayanan bir değerlendirme yapmak önem taşımaktadır. Droxid’den Pınar Dinçer, kolajen takviyeleriyle ilgili doğru bilinen yanlışları ve bilimsel gerçekleri açıklığa kavuşturdu.
Birincil yanılgılardan biri, kolajen takviyelerinin doğrudan cilde kolajen olarak geri döneceği inancıdır. Kolajen, vücuda alındığında mide ve bağırsaklarda amino asitlerine parçalanır. Bu amino asitler daha sonra vücudun ihtiyaç duyduğu bölgelerde farklı protein yapılarının sentezinde kullanılır. Dolayısıyla, ağızdan alınan kolajenin doğrudan cilde taşındığına veya eksilen kolajen miktarını birebir yerine koyduğuna dair bir kanıt bulunmamaktadır. Ancak, kolajen üretimini destekleyen C vitamini, çinko ve bakır gibi yardımcı bileşenlerin sürece katkı sağladığı bilinmektedir. Bu nedenle, kolajen takviyelerinin yanına bu tür besin öğelerinin de eklenmesi önerilmektedir.
Bir diğer yanlış inanış ise kolajen takviyelerinin vücutta ödem yaptığı yönündedir. Kolajen ödem yapar mı sorusu sıkça gündeme gelse de, bilimsel veriler kolajenin doğrudan ödem oluşturduğunu desteklememektedir. Ancak, takviye içeriğinde bulunan tatlandırıcılar, katkı maddeleri veya bireyin hassasiyet gösterdiği diğer bileşenler hafif su tutulumlarına neden olabilir. Bu durum, genellikle geçicidir ve vücudun sıvı dengesine uyum sağlamasıyla ortadan kalkar. Yine de, bu tür yan etkiler bireysel farklılıklara bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.
Kolajen takviyelerinin yalnızca cilt üzerinde etkili olduğu düşüncesi de yanıltıcıdır. Oysa kolajen, eklem sağlığını, kas yapısını ve kemik yoğunluğunu da desteklemektedir. Araştırmalar, düzenli kolajen takviyesinin osteoartrit gibi eklem rahatsızlıklarında semptomları hafifletebileceğini göstermektedir. Ayrıca, kolajenin tendon ve bağ dokularının esnekliğini artırdığı, sporcularda sakatlık riskini azalttığı da gözlemlenmiştir. İleri yaş gruplarında ise kolajen, kemik yoğunluğunu arttırarak osteoporoz riskini azaltmada rol oynar. Bu nedenle, kolajen takviyeleri sadece cilt sağlığı için değil, genel vücut sağlığı için de önemli bir destek olarak kabul edilmektedir.
Kolajen takviyeleri cilt, eklem ve kemik sağlığını desteklemekte önemli bir rol oynasa da, bu takviyelerin mucizevi sonuçlar doğuracağına dair yanlış beklentilerden kaçınılmalıdır. Kolajen takviyelerinin etkileri bireyden bireye farklılık gösterebilir ve optimal sonuçlar için dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları ile bir arada değerlendirilmelidir. Bilinçli ve dengeli bir şekilde kullanıldığında, kolajen takviyeleri genel sağlık üzerinde olumlu etkiler yaratabilir ve yaşlanma sürecinde vücut direncini artırabilir.